GÜNCEL

TRT Haber paylaştı! Ölümle burun buruna gelen kadın savaş muhabirleri!

İdlib'de çatışmalar devam ederken TRT Haber'in iki savaş muhabiri, tüm tehlikeleri göze alarak gerçeğin peşinde koşuyor. Suriye'den Libya ve Irak'a birçok riskli bölgede canlarını tehlikeye atan Elif Akkuş ve Damla Erikan İdlib'de çatışma hattında.

TRT Haber'in savaş bölgelerinde görev yapan iki kadın muhabiri Elif Akkuş ve Damla Erikan canlarını hiçe sayarak gerçeğin peşinde koşuyor.

Suriye’den Libya ve Irak’a kadar birçok gergin bölgede canlarını tehlikeye atarak görevlerini yerine getiriyorlar.

Elif Akkuş ve Damla Erikan savaş bölgelerinde bombardımanlara, hedef gözetmeksizin açılan ateşlere, insanların acılarına şahit oluyor.

Bir süredir TRT Haber ekibiyle Libya'da haber peşinde koşturan Elif Akkuş'a göre, savaşın olduğu yerde bir çizgi var. "İnsanların ölümden hayata doğru koştuğu yerde, ölümün olduğu yere gitmek ama ölmeden geri dönmeyi başarmak" diye tarif ediyor Elif Akkuş yaptığı işi.

Elif Akkuş: Savaşın olduğu yerde bir sınır var. Bir çizgi. Herkes o çizgiye doğru koşuyor. Çizginin bir tarafı ölüm diğer tarafı hayat... İnsanların ölümden hayata doğru koştuğu yerde, ölümün olduğu yere gitmek, ama ölmeden geri dönmeyi başarmak zorunda kalmak. Herkesin koştuğu yerin tersine koşmak bir gerçeklik arayışı belki de mesleki olarak. Sorgusuz sualsiz, kimsenin açıklama yapmasına gerek kalmadan, gerçeğin tüm çıplaklığıyla öylece durduğu bir yer savaş bölgesi benim için. Sanki orada gerçekler bizim gitmemizi bekliyor. Çünkü birileri gitmeli. Birileri herkesin tersine koşmalı. Çocukluk hayalimin hayat bulmuş halini yaşıyorum. Çocukken, hayalini kurarken, dünyanın bu kadar acıyı barındırdığını düşünmüyordum. Ne zaman o çizgiyi tersine doğru koşarak geçsem, her seferinde daha büyük acıların yaşandığına şahit oluyorum. Savaş bölgelerinde çalışan diğer meslektaşlarım gibi… 

Şu sıralar sınırda ve Suriye'de görev yapan Damla Erikan ise hissettiklerini şöyle anlatıyor:

İlk görev yerim Hatay - Reyhanlı. Suriye meselesi... Dedim, "Orta Doğu'nun kapıları açılıyor Damla". 

Lise yıllarından beri bir tek düşüncem, isteğim vardı: Savaş muhabirliği. Yola böyle koyuldum. Kimse bana "Sıcak bölgelere git, sen yap, sen anlat" demedi. Ben istedim, bazen zorladım, mücadele ettim. Büyük olaylarda, kaosta, savaşta insanların ne yaşadığını bilmek, bildirmek istedim. Savaş alanında yıkılmış hayatlar, annesini kaybetmiş çocuklar, bombalar, açlık... Yaşayacağım ve karşılaşacağım zorluklara görevimin bir parçası olarak baktım. Ama alışmadım. Güneşli bir günden, cıvıl cıvıl çocuk seslerinin yankılandığı bir oyun parkından bildirmeyeceğimin farkındaydım. Bu düşünceyle gittiğim her bölgede "önce insan" dedim. Sıcak bölgelerde habercilik yapıyorum evet ama hala savaş muhabiri değilim, o kadar kolay değil! Daha tanık olmam, görmem ve işitmem gereken çok hikaye var.

Yorumlar