Allah aklımızı korusun…
“Korusun” zira akıl bozucu teklifler havada
uçuşuyor…
Başbakan Erdoğan’ın STAR TV
kanalında yayımlanan ve (galiba) halen “en çok
izlenen” dizi olan Muhteşem Yüzyıl için
yaptığı kişisel ama çok ağır eleştiriyle başladı
her şey…
Başbakan izlemeli...
Dünyanın gelişmiş demokrasilerinin hepsinde tarihi olaylar ve
kişiler bazen abartılı olarak anlatılır…
Gleen Close’un İngiltere Kraliçesi
Eleanor rolünü oynadığı The Lion in
Winter son günlerde DigiTürk
sinemalarından birinde oynuyor…
Keşke Başbakan da izlese… Hoş; midesi
kaldırmayabilir çünkü bizim dizi filmde anlatılan Kanuni,
The Lion in Winter’da anlatılan Kral II.
Henry’nin yanında “Evliya” kalır…
Çünkü…
Henry sadece çapkın değil; sapkın da aynı zamanda…
Dört oğlundan üçü eşcinsel… Ve…
Kral, karısı kraliçe Eleanor’un da orospu olduğuna
inanıyor… Öyle ki dört çocuğunu da
başkalarından peydahladığından emin… Çocuklarına
“piçsiniz” diyor…
“Efendim; onlar İngiliz, biz hem Türk’üz hem
Müslüman” diyeniz varsa lütfen kusura bakmasın benim
karnım tok…
“Acaba” film daha da abartılarak ama
Kanuni ismi kullanılmadan çekilemez miydi?..
Tabii çekilirdi…
Çekilirdi ama kaç kişi izlerdi?..
Ne yazık ki TV izleyicisi tanıdığı, en azından adını duyduğu ünlü
kişilerin hayatlarını merak ediyor… |
Bir düğün ya da baloda önce riyasetten birinin dansa kalkmasını
bekleyen haklımız
Muhteşem Yüzyıl’ı eleştirmek,
yasaklanması için mahkemeye başvurmak konusunda da yine riyasetten
irinin başı çekmesini bekledi…
Erdoğan ortaya çıkınca; halkımız da açıldı
maşallah…
Hayatları boyunca ulusal kanallardan birinin kamerasını karşısında
görmesi mümkün olmayan yurttaşlar canlı yayında o dâhiyane
görüşlerini paylaştılar kamuoyuyla…
Mecliste görev yaptıkları süre içinde bir kış günü ayağa kalkıp
oturumu yöneten Meclis Başkan Vekiline:
“Sayın Başkanım hava çok soğudu şu açık olan pencerenin
kapatılması için emir buyursanız” cümlesinden başka
herhangi bir yasa teklifi veya soru önergesi falan olmayan
milletvekili;
saygın haber kanallarından birinde saygın bir moderatör
arkadaşımıza canlı yayın konuğu bile oldu…
“Maneviyat Bakanlığı” isteyiş nedenini açıkladı
ciddi ciddi…
İyi de arkadaşlar!..
Başbakan Muhteşem Yüzyıl dizisini eleştirmek için
neden bu kadar bekledi hiç araştırdınız mı?..
Niçin bekledi bekledi de sonunda patladı?..
Dizi yayınlanmaya başlayalı neredeyse iki yıla yakın bir zaman
oldu…
Başbakan’ın daha önce dizi için olumsuz tek lâf
ettiğini duyanınız var mı?..
Ben duymadım…
Ya daha önce hiç izlemedi…
Ya da izledi ama canını sıkacak birkaç kare ya da bölüm
görmedi…
O halde
“neden şimdi?” sorusu yerinde…
Şöyle bir iddia var…
Başbakan diziyi izliyordu ama şikâyet edilecek bir
yan bulamıyordu…
Geçenlerde bir bölümde
Firuze karakteri (Cansı
Dere)
striptiz benzeri bir dans yapınca;
Erdoğan’ın tepesi attı…
Zira o görüntüler
ekrana geldiğinde
Başbakan evindeydi ve
Emine Erdoğan da TV odasındaydı…
Deyin ki aynen böyle oldu…
Deyin ki
Başbakan o sahneye çok öfkelendi ve o
öfkesiyle de alışıldık tepkilerinden birini gösterdi…
Ey
efendiler!..
Erdoğan'ın merhum Suat Hayri
Ürgüplü olduğunu mu zannediyorsunuz
yoksa?..
Tövbe, tövbe...
Yahu, Erdoğan'ı hem tanıyorsunuz hem de sanki
yeni tanıyormuş gibi yapmıyor musunuz; ifrit oluyorum...
Bizler (medyanın her türü) Başbakan’ın bu
tepkisini fazla abartmadık mı?..
Televizyonların haber
kanalları uzmanlar(!) davet edip Başbakan’ın
açıklamalarının analizini yaptırmadılar mı?..
Her zaman olduğu gibi bir tarafta “dizi ahlâk bozucu, şanlı
tarihimizi de kötü tanıtıyor” diyenler;
diğer yanda da “canım alt tarafı dizi; bu kadar kızacak ne
var?.. Neden filme düşünce özgürlüğü perspektifinden
bakılmıyor” demokratları(!) birbirlerine girmediler
mi?..
Pis bir
iş...
Çok küçüktüm, ama çok…
İlkokula gidebilmem için daha en az iki ya da üç yıl olmalıydı…
Canım anneciğime, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da
defi hacet yapıp yapmadığını sormuştum…
“Yapmaz olur mu?.. Herkes yapar” deyince kendi
yaptığım işin hiç de “pis” bir eylem olmadığına
inanmıştım…
Yıllar önce yeğenlerimden biri üç ya da dört yaşındayken büyük
abdestini “pis bir iş olduğu için”
yapamıyordu…
Çok uzun süren tedavilerden sonra ancak sorun çözülebildi…
Demek istemem şu:
Halk; kendi yaşadığı ama bazen “günah” olduğunu
zannettiği cinselliğin ünlü ve hatta bir de çok kudretli biri
(padişah, devlet başkanı hatta peygamber) tarafından da yapıldığını
filmde bile olsa görünce rahatlıyor…
|
Yahu durun hele…
Başbakan da olsa
Tayyip Erdoğan
bu ülkenin insanlarından biri…
“Hayr–ul umuri evsatuha” ilkesinden habersiz…
Attı mı o da hepimiz gibi mangalda kül bırakmayanlardan…
Tavrı yanlış olabilir ama kiminize göre yanlış…
Kendisi ve sevenleri
Başbakan’ın doğru yaptığına
inanıyorlar…
Efendiler;
Başbakan matematik bir yanlış yapmadı ki…
“İki kere iki beş eder” de demedi…
Ya da
“yuh yahu; adamlar dizi çekmişler ve dizide suyun 55
derecede kaynadığını anlatıyorlar” gibi bir cümle de
dökülmedi o küçücük ama etli dudaklarından…
Sosyal ve tarihi bir konuda görüş belirtti…
Sevgili
Zeki Alasya’yı dinledim;
Enver
Aysever’in konuğuydu…
Çok kızmış
Başbakan’a…
O başbakanmış, nasıl olur da yargıya şikâyet edermiş…
Sevgili
Alasya;
eder eder yahu ne
olacak?..
Yargı neden var ki?..
Şikâyetleri gidermek için var…
Savcının biri bunu aleni şikâyet olarak kabul edip soruşturma da
başlatabilir…
Deeee…
Acaba sonuç ne olur?..
Ben söyleyeyim:
Takipsizlik kararı verilir…
Yani…
Artık şu
Muhteşem Yüzyıl’ı tartışmasak;
kanalın sahibi şirketi, yapımcıyı, senaristleri de rahat bıraksak
da diledikleri gibi yapsalar…
İzleyen izlese;
Başbakan’ın çıkışından rahatsız olanlar ise
(dilerlerse) izlemeseler…
Başbakan yargıya şikâyet edecekse veya etmişse de
etsin arkadaş…
Bekleyelim bakalım yargıçlarımız neyler…
Neylerse güzel eyler…
Az daha unutuyorum…
Bu arada Ak Partili bir milletvekili (arkadaşı ciddiye almadığım
için reklâmı olmasın diye adını yazmayacağım) Maneviyat bakanlığı
kurulmasını önermiş Başbakan’a…
İnşallah kurulur…
Kurulur ve bakanlığa da dışarıdan sevgili
Zahit
Akman atanır…
[email protected]