Benim de aralarında olduğum bir grup yazar-gazeteci Yiğit Bulut'a taktı mı gerçekten? Yazılıp çizilenlerden öyle mi anlaşılıyor? Kendi adıma bu soruya "hayır" diyebilirim.
Bugünkü yazımı Yiğit Bulut'un 'son skandalı' başlıklı haberi okuyunca yazmaya karar verdim.
Yiğit Bulut'un Başbakan Erdoğan hayranlığından rahatsız olanlardan değilim. Sadece mesleki açıdan daha özenli davranması gerektiğini söyleyenlerdenim. Bulut'un üslububuna yeterince dikkat etmediğini, bu konuda gerekli hassasiyeti göstermediğini düşünüyorum.
Ben tam tersi Başbakan Erdoğan'ın Yiğit Bulut'a karşı takındığı 'şefkatli' tavrı tuhaf buluyorum. Erdoğan'ın bir gazeteciyle kurduğu bu tarz bir ilişkiden memnuniyetini bu kadar belli etmesi, Bulut'a bu kadar sahip çıkması, Bulut açısından değil, Erdoğan açısından sorgulanması gereken bir durum.
Bu arada Yiğit Bulut da başbakanın bu memnuniyetinin meyvelerini toplama çabasına girmiş durumda. Bu alanda ciddi hamleler yaptığını görüyoruz.
Gelin bu hamleleri ve sonuçlarını ele alalım.
Bir: Yiğit Bulut'un siyasete merakı herkesin malumu. Daha önce iki farklı partide (biri MHP, diğeri DP) şansını denedi. Ufukta da AK Parti görünüyor.
İki: Hasım olarak ayrıldığı Doğan grubu hakkında, en netameli dönemde, Başbakan Erdoğan'ı kışkırtmayı başardı. Erdoğan'ın Doğan grubu aleyhinde en sert sözleri söylemesini sağladı.
Üç: Bana göre en önemlisi bu: Habertürk'te oturduğu
koltuğu garantiye aldı.
Peki Bunu biraz açalım.
Yiğit Bulut mesleki olarak başarısız olsa bile patronu Turgay Ciner Başbakan Erdoğan'ın bu kadar açık desteğinden sonra Bulut'un görevine son verebilir mi?
Hadi diyelim ki son verdi. Habertürk'ün patronu Turgay Ciner'in Başbakan Erdoğan'a meydan okuduğu yorumları yapılmaz mı?
Ben başbakanla kurduğu yakınlığın Yiğit Bulut'un koltuğu için uzun yıllar sigorta görevi göreceğini düşünüyorum.
Fakat bu iş garantisi hem Yiğit Bulut için, hem de Habertürk için iyi sonuçlar doğurmayacak.
Habertürk her geçen gün geriye gidecek, Yiğit Bulut ise başbakanla yakınlık zırhının verdiği rahatlıkla iş yapamaz hale gelecek, getirilecek.
Üstelik Yiğit Bulut'un zırhı zamanla patronu Turgay Cineri de rahatsız etmeye başlayacak.
Turgay Ciner'i gaza filan getirmeye çalışmıyorum, sakın öyle bir düşünceye kapılmayın.
Böyle zırhların bütün taraflar için ne kadar zararlı olabileceğinin altını çizmeye çalışıyorum sadece. Çünkü ben daha önce bu türden bir zırhın getirdiği zararların şahidi oldum.
'Yiğit Bulut stüdyoyu bastı, oturma düzenini değiştirdi, konuklardan Derya Sazak stüdyoyu terk etti' haberi durumu yeterince iyi özetliyor. Bu küçük skandal Habertürk genel yayın yönetmeninin kariyerini bitirmez. Çok daha büyükleri de etkilemeyecek. Bulut koltuğunda oturmaya devam edecek.
Nereden mi biliyorum?
Sektöre bakın. Ekmeğini Başbakan Erdoğan'dan çıkaran Bulut'un mevkidaşlarına. Başlarında bulundukları kurumları hükümsüz hale getirdikleri halde bir kayıpları oluyor mu?
Bu zırhlar ne kadar dayanır? Sahiplerini nereye kadar korur?Bunu hep beraber göreceğiz. Koltuklarında oturacak ama mesleki olarak küçülecekler. Sonunda uğrayacakları zararı kendileri de tahmin edemeyecek
Yiğit Bulut'a ve benzer durumdaki arkadaşlara bir önerim var. Bu zırhın sağladığı imtiyazların tadını iyi çıkarın. Zırhsız kalacağınız o gün çok şey kaybetmiş olacaksınız, geri dönüşü de olmayacak.
Keyfini sürün ama Anadolu'da kullanılan şu sözü unutmadan: Tatlı tatlı yemenin acı acı çıkarması vardır.