Utan, utan, utan Tayyip Erdoğan utan!

Taksim Meydanı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “utan” diye yırtınan doktor amcayı dinlerken, “Allah Allah Erdoğan utanılacak ne yaptı acaba?” diye düşündüm? Arşivi karıştırdım, Tayyip Erdoğan sağlık çalışanlarına 5 büyük müjde vererek, büyük kötülük yapmış! Amca bundan dolayı kendini yırtıyormuş!

Doğru!
Tayyip Erdoğan, “Gidiyorlarsa gitsinler” dedi.
Dedi de…
Öncesinde ne dedi peki?
Boşverin öncesini, sonrasını…
“Gidiyorlarsa gitsinler” yetiyor değil mi?
Yetti de…
Akşener’e, Kılıçdaroğlu’na, Karamollaoğlu’na, Davutoğlu’na, Babacan’a… hepsine birden yetti. En çok da teröre ve teröristlere selam çakan Türk Tabipler Birliği’nın başındaki PKK sevicisine yetti. Hepsi bir olup, “Biz buradayız gitmiyoruz, sen gideceksin” diyorlar Erdoğan’a.
Gitsin tabii ki…
Bence de gitsin!
Öyle durup dururken, “Gidiyorlarsa gitsinler” demişse doktorlar için, hem vallahi, hem billahi bir dakikacık bile durmasın, gitsin kardeşim!
O halde gelin Erdoğan’ın o günkü konuşmasını hep birlikte bir kez daha izleyelim, okuyalım:

 - (…) Efendim işte, doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar. Değerli kardeşlerim samimi konuşuyorum, dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Soruyorum, bu devlet değil mi? Ee, bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi, en çok maliyeti olanda sağlık birimidir değil mi? Ama şimdi az para veriyorlar. Sordum en az alan ne alıyor; 8 bin 9 bin. En yüksek alan ne alıyordu, 25 bin civarında. Buna rağmen, özel sektör çok daha büyük paralar verdiği için oralara kaçıp gidiyorlarmış. Bakın açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, bunlarla yola devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum, gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle buraya davet eder ve onları da ülkemizde istihdam ederiz.

Ne dedim yukarıda?
Tayyip Erdoğan şayet durup dururken bu kelâmı etmişse, yani gece gündüz demeden canla başla çalışan bu ülkenin kadirşinas doktorları için “Gidiyorlarsa gitsinler” demişse… bir dakikacık dahi kalmasın, kendi gitsin demiştim. Erdoğan’ın bağlamından koparılmayan bu sözlerinden sonra şimdi ben size ne diyeyim Erdoğan’a “Biz buradayız gitmiyoruz, sen gideceksin” diye çemkiren tıpçı kardeşler!
Ne diyem ben size?
Dün sosyal medyada bir videoyla karşılaştım.
Yaşını başını almış iki eski doktor, polise direniyordu.
Biri bas bas bağırıyor:

- Utan utan utan Erdoğan utan…

Niye hocam, Erdoğan niye utansın?
Devam…

- Utan utan utan Erdoğan utan…

Tam o sırada Erdoğan belirdi ekranlarda.
Sağlıkçıları kızdıracak ne söyledi de, bu amca sabahtan beri “utan” diye düşünürken Erdoğan konuşmaya başladı:

- Sağlık çalışanlarına şiddet CMK’da katalog suçlarına dahil edilecek.
- Mesleki Sorumluluk Kurulu oluşturulacak. Sağlık çalışanlarına ancak bu kurulun onayıyla soruşturma açılabilecek.
- Mali şartlar iyileştirilecek. Dener sermayeden alınan ek ödemelerde artış yapılacak. Aylıkların tek bordro ile ödenmesi temin edilecek.
- Ücretlerde yapılan iyileştirmeler, emeklilik dönemine de yansıyacak.
- Aile hekimlerinin temel ücretlerinde de yeni düzenleme yapılacak.

Pes vallahi…
Sen ekrana çıkıp sağlık çalışanlarına bu kadar kötülük (!) yapacaksın, sonra da onlardan anlayış bekleyeceksin. Şimdi az önce “Utan utan utan Erdoğan utan” diyen amca haksız mı?
Sevgili dostlar…
Güzel insanlar…
Mesele gitmek, ya da kalmak değil…
Erdoğan ne yaparsa yapsın, isterse ağzıyla kuş tutsun, yine de onlar bir bahane ile istedikleri gibi çığlık atacaklar, “utan” diyecekler, “git” diyecekler, Ta ki Erdoğan gidene kadar. Geçmişte Özal’a “git” diyorlardı, daha daha geçmişte  Menderes’e dediler… Bu kinin, bu nefretin, bu öfkenin sonu yok, hiç olmadı olmayacak da…
Bakın dün Bandırma devlet hastanesinde, doktor olmayı seçen ama insan hayatını hiçe sayan, ameliyata muhtaç hastaları geri çeviren, “Anestezinin, acilin, ameliyatın… grevi olmaz” diyen başhekimin uyarılarını tınmayan, doktor kılıklı bir kadının vurdumduymazlığını dinlerken inanın kanım dondu. Hadi başhekim taraf, acilin kapısında, ameliyat masasında bekleyen hastanın tedavisi için adeta yalvaran hemşire de mi taraf?
Hemşire yalvar yakar, kapıdaki hastanın yaşamı için mücadele ediyor, doktor kılıklı kadın, “Şikayet varsa tutanak tutun” diyor… Bu kadın gerçekten doktor olsa, kinine nefretine yenik düşmez, yerinden fırlar ameliyat masasındaki insanın yaşamı için mücadele eder ve oturduğu sandalyeye öylece yapışmazdı.
Tam ibretlik bir görüntü…
Videoyu yazının altına iliştirdim, buyurun izleyin…
Arkadaş G(ö)rev yapıyor!

Yorumlar