Uğur Dündar'la denizin ortasında güzel bir sohbet

Uğur Dündar'la denizin ortasında güzel bir sohbet

Çeşme'de karşılaştık Uğur Dündar'la.. Kavurucu bir sıcaklık.. Uğur Abi, sessiz sedasız iskeleye geldi, serinlemek için denize atlayacaktı ki arkasından seslendim:

- Uğur Bey, sizinle bir fotoğraf çektirebilir miyim?

Birlikte denize girdik, epey sohbet ettik. "Türkiye'nin hali"ni konuştuk önce, Suriye'den girdik, İran'dan çıktık. Ardından "Medyanın hali"ne daldık!

Uğur Abi, Sözcü'yü anlattı.

Tiraj artışından duyduğu memnuniyeti paylaştı.

Ve müthiş bir iddiada bulundu:

- Bir seneye varmaz Sözcü, Hürriyet'i geçecek!

Uğur Dündar haksız değil!

Sözcü bugün 300 bin satıyor.

Hürriyet ile Sözcü arasında sadece 150 bin kaldı!

                ***

Emin Çölaşan'la olan yakınlığı sır değil Uğur Dündar'ın.

"O yok ama Allah'ı var" diyor ve ekliyor:

- Sözcü'ye çok büyük katkısı var.

Doğru!

Çölaşan'ın Sözcü'ye katkısını inkar eden taş olur!

Şu da bir gerçek ki...

Sözcü, kendi politikasını değil, Çölaşan politikası yapıyor yayınlarında...

Metin Yılmaz'ı bilirim, "Tayyip" ifadesi tarzı değil...

Uğur Dündar'ın üslubundan da çok uzak bir ifade...

Ama Çölaşan bu konuda yıllardır çizgisini değiştirmedi...

Çiller'e "Tansu", rahmetli Özal'a "Turgut", Semra Özal'a "Semra", Melih Gökçek'e "İ.Melih" diyerek yoluna devam etti. Hürriyet'ten kopuşu da bu takıntısıydı zaten, bildiği yoldan şaşmayınca, Aydın Doğan kararını verdi ve Çölaşan'ı Hürriyet'ten uzaklaştırdı.

Neyse...

Bunların hepsi ayrı bir yazı konusu.

Ben Uğur Abi ile sohbetimize döneyim...

                    ***

Uğur Dündar'ın Tayyip Erdoğan'la arası iyiydi ilk başlarda. "Niye bozuştular?" sorusu hiç gündemden düşmedi bugüne kadar. Kimi, Uğur Dündar'ın Aydın Doğan'dan talimat aldığını söyledi, kimi Yılmaz Özdil'in dolduruşuna geldiğini yazdı, kimi CHP'de politika yapacağını iddia etti..

Peki neydi bu işin aslı?

Denizde hem yüzdük hem de bu meseleleri konuştuk:

- Aydın Doğan mı sebep oldu Tayyip Erdoğan'la iyi giden dostluğunuza?

- Hayır!

- ..?

- Bir tek gün Aydın Bey, bu konuda konuşmadı benimle. Ayrıca sana bir şey söyleyeyim mi, Aydın Bey anlatıldığı gibi bu işlere müdahale etmez. Karışmaz, konuşmaz..

- Yılmaz Özdil?

- Kattiyen.. Yahu biz bir şey yapmadık yayın yaptık. Kötülük yapmadık, kimi zaman ekrandan doğruları söyledik. Yılmaz muhalif evet ama, iki çizgiyi birbirinden ayıracak kadar medeni. Yazılarıyla haberi birbirine hiç karıştırmadı.

-...?

- Tahammülsüzlük! Güç, beraberinde hoşgörüsüzlüğü getirdi. Hepsi bu...

 Sohbet iyice koyulaştı.. Uğur Abi'ye İnternet Medyası ile ilgili bilgiler de verdim. Bizim sektörün geldiği noktayı anlattığımda şaşkınlığını gizleyemedi. Türkiye'de İnternet Medyası'nın daha da büyüyeceğine kendisi de inanıyor ve şunları söylüyor:

- Yolun doğru yol, dik duruşunu bozma!

Tavsiyemi aldım, denizden çıktık, Uğur Abi yoluna, ben de yoluma...

İstanbul'da buluşmak üzere...