Taraf'ta olanları anlamak için rehber mi lâzım?..

Taraf'ta olanları anlamak için rehber mi lâzım?..

James Thurber söylemişti galiba:
"Bazı cevapları bi,lmek, bütün soruları bilmekten iyidir"...
Taraf Gazetesi iyi gazeteydi çünkü "sorgulayıcıydı"...
Taraf Gazetesi iyi gazeteydi çünkü, demokrattı...
Taraf Gazetesi iyi gazeteydi siyasette bir gurup ya da partiden değil;doğruluktan taraftı...
Taraf iyi gazeteydi çünkü iktidar yandaşlarının iktidara; muhalefet partileri kalemşorlarının muhalefete söyleyemediklerini söyleyen gazeteydi...
Taraf Gazetesi iyi gazeteydi çünkü ne manşetleri ne de köşeleri siyasileri kendilerine rakip görüyorlardı. ..
Taraf Gazetesi iyi gazeteydi çünkü ekip oyunu oynanıyor; hiç kimse bir diğerinin sırtını yere getirmek için çift paça dalmayı veya arkadan dolanıp iki puan almayı hesaplamıyordu...

Bizzat başaracak...
 

Ece Temelkuran; "köşe yazmak aptalca, seviyemi düşürdüler"demişti...
Şimdi ise Birgün'de köşe yazmaya başlayacakmış...
Yani...
Aptallığı da seviyesini düşürmeyi de bu defa bizzat kendi başaracak belli ki...


Şimdi ise Taraf'ta neler olup bittiğini bilmek mümkün olmadığı gibi anlaşılır da değil...
Gelişmeleri izleyip Taraf'ta neler olduğuna dair yüzlerce soru hazırlayıp sorabilecek kadar, yaşananların farkındayım...
Ama...
O sorulara verebileceğim doğru cevap sayısı ne yazık ki çok az belki yok bile...

Sözü gazeteciler.com'un manşet haberlerinden birine getireceğim.
"Taraf'ta kumpas ve saray oyunları iddiası" diye atmış editör kardeşim manşeti...
Haberi okudukça o başlığın o habere nasıl da "cuk" oturduğunu fark ettim.
Tabii ki yüreğim yandı...
Oysa o gazetenin başına geçen arkadaaşımız da biliyor ki bir gazete için en tehlikeli eylem iç çatışmadır...
Bir ülke için iç savaş nasıl ki savaşların en fenası ise, bir gazete için iç çatışma da çatışmaların en fenasıdır...
Bir ülkenin istihbarat örgütü iç çatışma yaşarsa devlet ayakta kalabilir mi?..
Bu soruya verilecek cevapla bir gazete/ülke ilişkisi için verilecek cevap da aynıdır...

Yazık oluyor Taraf'a...
Hem de çok yazık...

Haaaa...
Belki de bu yapılanlar Taraf için "ticari" açıdan en yararlı olan şeylerdir...
Olabilir de...
Ama Şeyh Sadi'nin dediği gibi olur o zaman da:
"Olmaz olsun zilletle elde ettiğin ekmek; tenceren kaynıyor, şerefin devrilmiş"...