Soner Yalçın kusura bakmasın OdaTV'yi yazacağım!

Soner Yalçın kusura bakmasın OdaTV'yi yazacağım!

Oda TV'de bir haber:

- (...) AKP iktidarına yakınlığı ile bilinen Hadi Özışık'ın sahibi olduğu Gazeteciler.com'da...

Adnan Berk Okan'ın "Hesap uzmanları Cemaat'e dalar mı?" yazısını haberleştirmiş arkadaşlar. O yazının haber değeri varsa yapsınlar itirazım yok. Ancak habere "kuyruklu yalanlar" eklemelerine ediyorum.

 Oda TV'nin pek de "sorumlu" olmayan genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan'ı aradım, yaptıklarının yanlış olduğunu söyledim. Barış Pehlivan'ın yapması gereken tek şey vardı; o ifadeyi haberden çıkarmak.

Öyle yapmadı!

AK Parti veya bir başka partiye yakın olmadığımı söyledim ama dinletemedim!

Arkadaş bildiğini okudu!

Dedim ki:

-AK Parti iktidarına yakın olduğuma nasıl kanaat getirdiniz?

Dedi ki:

-Siz AK Parti politikalarını destekliyorsunuz.

Dedim ki:

-Kardeş, AK Parti politikalarını desteklemekle, AK Parti'ye yakın olmak aynı şey değil. Yanlış yapıyorsunuz.

Dedi ki:

-Hımm anladım, peki o zaman bize bir açıklama yapın!

- :)

O an anladım ki, Soner Yalçın'ın sahibi olduğu Oda TV'nin Pehlivan Barış'ı iyi niyetli değil.

Telefonu kapattım!

                       ***

Aylarca cezaevinde tutuklu kaldı bu arkadaşlar...

"Ergenekoncu" olmadıklarını kanıtlamak için çırpındılar.

"Biz Ergenekoncu değil gazeteciyiz" dediler ama, fayda etmedi.

İnandıramadılar kimseyi!

Hala yargılanıyorlar...

Ben ne diyeyim şimdi onlara!

                      ***

Star'da yazarken...

"Yandaş"tım!

Ayrılınca...

"Candaş" oldum!

Soner Yalçın'ın da içinde olduğu tutuklu gazetecilerin salıverilmesini istedim...

"Ergenekoncu" ilan edildim...

"İmralı süreci"ni destekliyoruz diye...

PKK'lı da olduk!

"Fethullahçı"ydık geçmişte!

Şimdi AKP iktidarı'na "yakınız!"

                      ***

Barış Pehlivan'a da söyledim.

Ben hiç kimseye, hiçbir partiye yakın değilim. 14 yıldır tek başıma, hiçbir resmi ilan almadan, arkamda ağababalar olmadan mücadele ediyorum. Allah'a şükürler olsun ki, aç değilim, açıkta değilim. 60'a yakın çalışma arkadaşımla, ayağıma takılan çelmelere rağmen doğru bildiğim yolda ilerliyorum.

"Köylü" dediler gurur duydum. "Garson" dediler göğsüm kabardı, "Gazete dağıtıcısı" dediler, o güzel günleri yadettim. İftira attılar Allah'a havale ettim. Ekmeğimle oynadılar, "Rızık veren Allah'tır" dedim. İnternethaber Yayın Grubu büyüdü, devleşti ama benim burnum büyümedi, tepeden bakmadım kimseye, kul hakkı yemedim, çalışanlarımın ekmeğine göz dikmedim.

Paylaştım, paylaşıyorum!

                  ***

Televizyonuyla, gazetesiyle, parasıyla, puluyla üzerime gelen ne yiğitler geldi geçti. Onlar şimdi yeniden bavulunu topluyor.

Allah'a şükürler olsun ki ben hala dimdik ayaktayım!

Niye biliyor musunuz?

Kimi çakallar gibi üç kuruş uğruna ruhumu satmadım çünkü!

Aklıma, başkalarının hükmetmesine müsade etmedim çünkü!

İktidara yakın olmadım çünkü!

İktidarın da, muhalefetin de doğru politikalarını elbette destekledim!

Bu desteğim sürecek!

Yanlışlara zaten muhalifiz!

Soner Yalçın'ın, Barış Pehlivan'ın ve diğer gazetecilerin uzun süre tutuklu kalmalarına muhelefet ettiğimiz gibi. 

                 ***

Telefonda anlattım arkadaş anlamadı, anlamak istemedi.

Bir kez daha buradan tekrarlayayım.

Biz herkese aynı mesafede yakınız!

İktidara yakın olsaydık eğer, iktidarın içindeki Pargalılar'a diklenmek yerine boyun eğerdik!

Köleliği kabul ederdik!

O yüzden diyorum ki...

Kimse bizi kendileriyle veya başkasıyla karıştırmasın!