Mustafa Sarıgül CHP’den aday olur mu bilemem ama bunun gündeme gelmesi bile solcu arkadaşlar arasında bir heyecan dalgasına neden oldu…
Birçoğumuz, son dönemde iktidarın benimsediği ötekileştirici üsluptan şikayet ediyoruz.
Toplumu ideolojik kamplara ayırmanın, farklılıkları esas alarak siyaset yapmanın, kendi mahallesini kayıran bir siyaset anlayışının ne kadar sorunlu olduğunu yazıp çiziyoruz.
Eminim ki son dönemde bundan en çok da CHP ve solcular mustarip.
Fakat gelin görün ki küçük bir iktidar ihtimali karşısında, AK Parti’nin tutumundan şikayet edenlerin büyük bir çoğunluğu Sarıgül’ün adaylığıyla beraber “Aman oyları bölmeyelim” demeye başladılar.
Sol oyları blok hale getirtmeye çalışanlar, sanırım diğer kesimleri ötekileştirdiklerinin farkında değiller.
Hani ideolojik kamplaşma sakıncalı ve zararlı bir tutumdu?
AK Parti yüzde 40’ı ötekileştiriyordu şimdi İstanbul’da iktidar ihtimali beliren CHP’liler ise “İdeolojik birliktelik” kurarak yüzde 60’ı ötekileştirecekler.
Bunca yıldır AK Parti’ye neden itiraz yöneltiliyor, Başbakan Erdoğan niçin eleştiriliyordu?
Ne kadar tuhaf değil mi?
Solcu arkadaşlar, ideolojik kamplaşmanın keskinleştiği bir ortamda sol bir partinin iktidara gelmesinin daha da zorlaşacağının sanırım farkında değiller.
Sol’un iktidar olmasının yolu, katı bloklar oluşturmaktan değil, bilakis oyları bölmekten, ortamı yumuşatmaktan, farklılıkları en aza indirmekten geçtiğini göremiyorlar.
Seçimlerde ideolojilerin değil sağlam kişiliğin, tatlı üslubun, yüksek ahlakın, değerli şehir bilincinin kısacası herkese umut vaat eden kişi ve tutumların yarışması gerekiyor.
İdeolojik katılıkların bizi mutsuzluğa boğduğu bir gerçek.
Sol ancak demokratik, barışçı ve çoğulcu kadroyla, böyle bir üslup ve siyaset anlayışıyla Türkiye için umut olabilir.
Çünkü bütün araştırmalar bize ideolojik rekabetin arttığı bir ortamda sol’un alacağı en yüksek oyun yüzde 35’ler seviyesinde olduğunu söylüyor.
Peki “aman oyları bölmeyelim”, “tek yürek, tek bilek olalım” demek karşı taraftaki yüzde 60’ı daha da kenetlemez mi?
Sol bir bütün olduğunda sağ veyahut muhafazakarlar farklı mı davranacak?
Türkiye’nin sağlıklı bir istikamete girmesi için tercihleri ideolojiye göre belirlemekten ideolojik rekabeti kızıştırmaktan kaçınmak gerekiyor.
Muhafazakar siyasetçiler bir dönem için Türkiye’nin umuduydu. Kaydıkları gelenekçi radikal çizgi, benimsedikleri katı ideolojik üslup bu arkadaşları umut olmaktan da çıkarıyor.
İktidarı koruma refleksiyle giderek sisteme entegre oluyorlar. Korku ve tedirginlik; özgürlükçü, demokrat tutumdan uzaklaşmalarına neden oluyor.
Sol bütün bunları hesap edip adaylarını ve kendi siyaset dilini ona göre belirlemeli.
Kabul etmek gerekir ki Mustafa Sarıgül bahsettiğim “umut verici” profile uymuyor.
Ve ne yalan söyleyeyim Mustafa Sarıgül için duydukları heyecan beni fena halde şaşırttı.
Tayyip Erdoğan’ı eleştirenlerin, Kadir Topbaş’ı beğenmeyenlerin Mustafa Sarıgül’de ne bulduklarını gerçekten merak ediyorum.
Çünkü Gezi sürecinde itiraz edilen, Tayyip Erdoğan veyahut Kadir Topbaş’ın şehircilik anlayışıydı. Benimsedikleri siyasi üsluptu.
Peki, Mustafa Sarıgül, Şişli’de Kadir Topbaş’tan farklı ne yaptı?
Nasıl bir şehircilik uygulamasına imza attı ki solcular bu kadar heyecan duyuyorlar?
Doğrusu AK Parti’nin şehircilik anlayışından, mimari tercihlerinden, AVM tutkusundan şikayetçi olanların Mustafa Sarugül’ü itirazsız benimsemeleri gerçekten hayal kırıcı bir tablo.
Kadir Topbaş’tan bile zayıf olan bir isme duyulan bu heyecanın bir izaha ihtiyacı var. Nerede o sol entelektüel bilinç?
Bu tartışmada benim dikkatimi çeken bir başka nokta daha var.
Yıllardır hepimiz AK Parti ile gazeteciliğe yakışmayacak tarzda yakınlık kuran gazetecilerin bu tutumunu eleştiriyoruz.
“Gazetecilik siyasetle bu kadar sıkı ilişkiyi kaldırmaz” diyoruz.
“Meselelere tarafsız, kamu yararı penceresinden bakmak gazeteciliğin temel esasıdır” diyoruz.
Fakat yıllardır AK Parti’yle iş tutuyor diye birçok gazeteciyi ‘yandaş’ diyerek yadırgayan bazı solcu gazetecilerin küçük bir iktidar ihtimali karşısında CHP’li yandaş gazeteciye dönüşmeleri gerçekten şaşırtıcı.
Benim en çok merak ettiğim, Gezi ruhu, Kadir Topbaş ile Mustafa Sarıgül arasında sıkışırsa ne yapar?
Sahi solcu arkadaşlar Gezi’de ne arıyorlardı? Mustafa Sarıgül’ü mü? Twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın