Sivas’ta yaşanan vahşet bu ülkede 20 yıldır konuşuluyor. Her meselede olduğu gibi Türk medyasının sorumsuz yazarları bu meseleyi de kendilerine muarızları ile hesaplaşma malzemesi yapmaktan imtina etmiyorlar.
Sivas’ta 1993 yılında 34 kişinin yanarak can verdiği olayları tasvip eden, savunan, ‘iyi yapmışlar’ diyen kimse yok.
Fakat buna rağmen medyanın bir kısmının bu meseleyi bahane ederek her yıl bu toplumun dindar kesimiyle bir hesaplaşmaya kalkışmasını problemli bir psikolojinin ürünü olarak görüyorum.
Türk aydınları her meselede olduğu gibi bu meselede de ayrıştırarak, ötekileştirerek ‘sorun çözme’ huyundan vazgeçmiyor.
Bu ülkenin aydınları, yazarları, çizerleri meselelere bir "millet" çerçevesinde bakmayı ne zaman öğrenecekler? Gerçekten merak ediyorum. Kürtlerin yaptıklarından Kürt kimliğini, dindarların yaptıklarından dindarlığı, Alevilerin yaptığından Aleviliği, solcuların yaptıklarından solculuğu sorumlu görmek hastalıklı, sefil bir düşünce eğilimi değilse nedir ki?
Sivas’ta; namuslu her insanın canını sıkan, başını önüne eğen, üzüntüye gark eden bir facia yaşandı. Kimin yaptığının, kimin provoke ettiğinin, kimin öldüğünün kimlikler üzerinden bir ayrıma tabi tutulmasının ne kıymeti var?
Vahşetin bir provokasyon sonucu çıkmış olduğu konusunda neredeyse herkes hemfikir.
Kaldı ki provokasyon olmasa bile ne değişir ki? Ölen de, öldüren de, provoke eden de bu ülkenin insanı değil mi? Bu milletin bir parçası değil mi? Bu ayıp bu ülkenin ayıbı değil mi?
Peki nedir bu hesaplaşma arzusu? Nedir bu tarafgirlikle bu derin yaralar açan faciaya yaklaşma bayağılığı? Kişisel nefretinizi, kişisel hastalıklarınızı niçin toplumun sorunlu kısımları üzerinden tedavi etmeye çalışıyorsunuz?
Diyelim ki provoke edilenler, 34 kişiyi öldürenler ‘dindar kimlikli’ insanlar. Bunun böyle olması 20 yıldır bu meseleyi sirk gösterisine çeviren aydınları sorumluluktan kurtarıyor mu?
Bu toplumun dindarının, solcusunun, liberalinin, Alevisinin büyük bir kısmıyla cehalet içinde yüzmesinin ve her türlü şaibeli olayda hamaset marifetiyle kullanılmaya hazır düzeyde olmasının sorumlusu kim? Kim bu toplumu insani değerlerden uzak bir hale getirdi? Devletin, çetelerin, kirli yapıların bu halkı istediği gibi manipüle edip istediği şekle sokmasına kim zemin hazırladı? Bu olayları kaşıyanların yarım asırdır hüküm sürdüğü medya değil mi?
Solcu, liberal aydınlar ‘dindar’ kesimin ‘kalitesizliğinden’, ‘cehaletinden’, ‘kullanılmışlığından’ ya da kullanılabilir olmasından sorumlu değil mi? Bu aydınlar başka bir ülkenin aydınları mı? Bu vahşete imza atanlar başka bir ülkenin insanı mı? Aydın kesimi sorunları ele alırken toplumun bir kesimine düşmanlık etmekten, ithal aydın psikolojisine bürünmekten kendilerini ne zaman kurtaracaklar?
Nedir bu muarız psikolojisinin altında yatan?
Manipülasyonlara dayalı onlarca acı yaşıyoruz. Kimisinde başrol solculara veriliyorken, kimisinde sağcılara veriliyor. Meseleye bu milletin bir parçası olarak değil de, devşirme aydın psikolojisi ile bakmak bayağılığının kime ne faydası var? Nedir asıl derdiniz? Orada provokasyona gelip 34 insanı yakanlarla, bugün bu mesele üzerinden kin ve nefret güdenlerin arasında ne tür bir kalite farkı var? Hangisi daha sağlıklı, daha namuslu, daha ahlaklı?
Bu topraklarda yaşayan herkesin eğitimi, dinle ilişkisi, kültür düzeyi, sağlam bir ahlaka, sağlam bir kişiliğe ulaşması Türk aydınlarının sorunu değil mi? Bu konuda ne tür bir çaba sarfediyor aydınlarımız?
Bazı aydınları, yazarları, gazetecileri bilemeyiz ama biz bu ülkede, bu topraklarda yaşayan, sağcısıyla, solcusuyla, alevisiyle, sunisiyle, dindarıyla, dinsiziyle, Kürdü ile, Çerkezi ile bir milletiz.
Benzer olaylara seviniriz, benzer acılara gark oluruz. Aynı şeylerden utanç duyarız, aynı şeylerden gururlanırız. İçimizde utanılacak işler yapanlardan bir millet olarak hep beraber utanç duyarız. Şık, esaslı işler çıkaranlardan da hep beraber övünç duyarız. Yüz naklini başaran doktorun kimliğine bakmadan hep beraber göğsümüz kabardığı gibi, Sıvas’ta yaşanan vahşette ve benzer olaylarda rol alanların da kimliğine bakmadan hep beraber utanç duyarız.
Mesele Türk aydınlarının kendilerini bu milletin bir parçası olarak hissedip etmediğidir.
Bilmem anlatabildim mi? www.twitter.com/acikcenk