Şeref meselesi ama kimin şerefi?

Şeref meselesi ama kimin şerefi?

Son dönemde "Şeref Meselesi" dizisi kadar öne çıkarılan bir dizi olmadı.

Sanki. Doğan Tv CEO'su İrfan Şahin'in varlık-yokluk savaşına döndü D Yapım'ın bu dizisi.

O kadar ki. Doğan medyasının kimi isimleri diziye destek vermek zorunda bırakılıyor.

Mesela Mirgün Cabas, "Şeref Meselesi"ni program konusu yapıyor.

Mesela Cüneyt Özdemir haberlere konuk ediyor. Yetmiyor, ana haber yayından kalkıyor, bu dizinin önünü açıyor.

Mesela Ahmet Hakan tv yazarlığına soyunuyor ve "Şeref Meselesi"ni tavsiye etmek zorunda kalıyor. Yazısında da "Hatırı sayılır kişiler istedi" diyerek baskıyı açık ediyor.

Hürriyet Pazar'da bilmem kaçıncı kez Kerem Bursin söyleşisi yayınlandı. Büyük olasılık artık Ayşe (Arman) isyan ettiğinden başkası yaptı.

Dizinin ilk bölümü aynı gece arka arkaya iki kez yayınlandı. Bir hafta boyunca da ne zaman Kanal D'yi açsam aynı dizinin aynı bölümü bilmem kaçıncı kez ekrandaydı. İzleyiciyle fena dalga geçiliyor!

Panik Doğan Tv CEO'suna hata üstüne hata yaptırıyor. Oysa dizi reyting için her şeye sahip: İki yakışıklı adam. Biri esmer, biri sarışın. Biri serseri, biri aklı başında. Kaslı olan her fırsatta soyunuyor üstelik! Güzel kadın kadrosunda üç kadın birden var: Esmer, sarışın, kumral. Biri fettan, biri masum, biri narin.

Şahin'in ısrarcı tutumu, belki de gerçekten reyting alacak diziye karşı bir blok oluşturuyor ve dizinin önünü kesiyor.

Hem insan defalarca yayınlanacağını bildikleri diziyi neden yayın gününde izlesin ki?

Eğer yaptığınız iş iyiyse. Güveniyorsanız. Biraz sakin olunuz. Sadece yayın gününü değiştiriniz.

Yoksa yazık olacak "Şeref Meselesi"ne...

ÇEVRE BİLİNCİ BAŞKA, ÇEVREYİ KULLANMAK BAŞKA

Yalova'nın CHP'li Belediye Başkanı 158 ağacı kestirmiş. Çoğu çınar! Uzun ömrüyle bilinen ağaçlar...

Milletvekili Melda Onur da güzel söylemiş: "Biz Gezi'yi, Validebağ'ı, Yırca'yı nasıl savunacağız?"

Çevre konusuna siyasi bir malzeme olarak değil de, bilinç olarak yaklaşmadıkça seçmende samimiyet hissi uyandıramazsınız.

Seçmenle iletişim derslerinde topuklu ayakkabı komedisine inene kadar çevre bilinci uyandıracak dersler eklemesi lazım CHP'nin.

Çevreye siyaset kürsüsünden değil, bir ağaç tepesinden baksalar iyi olmaz mı?

ÖZGÜR MUMCU KOMEDİSİ, SAHNE BİLMEM KAÇ

Kanımca o soyadı onun olmasa, bu kariyeri yapabilir miydi emin olmadığım bir kişi Özgür Mumcu.

Eski sevgilisiyle sokak ortasında öpüşecek kadar umursamaz ve başına buyruk. O fotoğraflar ortaya çıkınca "Kaldırın o fotoğrafları ikimizin de başka sevgilileri var" diyecek kadar ürkek.

Sadece ürkek de değil, yaşadıklarının arkasında da duramayan bir adam. Hayat, yaşadığın an değildir, o ana kadar yaşadıklarının toplamıdır. Tıpkı babanın soyadı gibi. İçinden canının istediğini seçemezsin.

Yaşadığın her neyse taşımasını bileceksin.

GALATASARAY SAHİPSİZ DERKEN YANILMIŞIM

Fatih Terim'i atlamışım. Baksanıza. Kayda değer bir başarısı olmayan yardımcısı, Galatasaray'ın teknik direktörü oldu.

Terim'in yardımcısı olmak dışında hiç bir özelliği yok yeni teknik adamın. Spor spikerleri bile adını "Hamza Yerlikaya" diye söyleyecek kadar saha sınırları dışında biri.

Terim. Kendi hali ortadayken. Olası bir gelecek planı için Hamzaoğlu'nu devreye sokmuş görünüyor. İşte buraya yazıyorum.

AKLIMDA KALAN

Biliç'in QG fotoğrafları: Biz imaj derslerinde fotoğraflara imaj yönetiminde özel önem veririz. Işık. Açı. Çerçeveleme. Renkli fotoğrafların anlattıklarıyla, siyah beyaz fotoğrafların yoğunluğu. Biliç'in GQ için çektirdiği fotoğraflar. Karizma. Sıradan bir adam, baştan çıkarıcı bir ikona dönüşmüş. Fotoğrafın sihri bu. Ama adam da objektife bakmasını biliyor.