Şemdin Sakık’ın Ergenekon davasından tanık olduğunun ortaya çıkmasına Başbakan Erdoğan’dan bir yorum gelmedi.
Sizce de ilginç değil mi?
Siyasi hayatının en önemli icraatlarından biri olan ‘çetelerle mücadele’ sürecinin böyle ağır bir darbe yemesi başbakanı ilgilendirmiyor mu?
Mesela “Bu kadar general eski bir PKK yöneticisinin ifadeleri ile içeri tıkıldı iddiası” başbakanın umurunda değil mi gerçekten?
Ya da haberi mi yoktu? Belki de bizimle beraber öğrendi. Ne dersiniz?
Mutlaka haberi vardır veyahut olmalı diyecek değilim, çünkü bu işlerin prosedürünü bilmiyorum.
Fakat Şemdin Sakık’ın Ergenekon davasından gizli tanık olması kimin kararı? Siz de merak etmiyor musunuz? Kim bu kadar riskli bir tanık ile bu kadar generali yargılamayı ve bu davayı bu kadar şaibeli hale getirmeyi göze aldı?
Ya cumhurbaşkanının? Ya genelkurmay başkanının? Bunların da mı haberi yoktu?
Peki kimlerin bu gizli tanıklığa olur vermişliği var? Ya da Şemdin Sakık kimlerin itirazına rağmen gizli tanık yapıldı?
Bu kararı bir savcı tek başına mı verdi? Türkiye’de işlerin böyle yürüyebileceğine inanıyor musunuz?
PKK’nın eski liderlerinden birini tanık, başbakanın çalışma arkadaşı eski Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ’u da terör örgütü liderliğinden sanık yapmak tek bir savcının harcı mı?
Bu kadar cesur bir savcı bu topraklarda yetiştiyse, niçin bugüne kadar haberimiz olmadı?
İki düşmandan birinin diğerine, hele de onlarca insanı gözünü kırpmadan öldürdüğü ortada olan birinin düşmanı aleyhine tanıklık yaptığı görülmüş bir şey midir?
Peki bu tanıklığın vereceği zararın görülememiş olması mümkün mü?
Ergenekon davasını ‘çetelerle mücadele’ diye piyasaya sürenler bu tür hassasiyetlerden niçin uzak? Nedir esas amaçları?
TSK’nın uygulamalarından dolayı toplumda biriken öfke kimin, hangi hesabı için sermaye yapılıyor doğrusu çok merak ediyorum.
Biliyorum, diyeceksiniz ki “yargı bağımsız, başbakanlar, cumhurbaşkanları karışamaz.” Peki yargı kime karşı bağımsız? Halktan mı, devletten mi, cemaatlerden mi, tarikatlardan mı, mezheplerden mi? Kimden bağımsız veya kime bağımlı?
Başbakanlar, cumhurbaşkanları yargının işleyişinin ne kadarına müdahil olmalılar veyahut olabilirler?
Başbakanın durumdan haberdar olup olmadığını önemsiyorum, çünkü bu süreci yönetenleri merak ediyorum.
Tamam, yol yapsın, hastane yapsın, havaalanı yapsın, cumhuriyet döneminden daha fazla okul da yapsın ama sadece bunları yapmakla başbakan olunmaz ki.
Şemdin Sakık kimin için çalışıyor, başbakan bunu merak etmez mi?
Başbakan Erdoğan’ın haberi niçin yok?
Başbakan Erdoğan’a gazeteciler soruyorlar: ''Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkilinin, Türkiye'nin NATO'dan Suriye sınırına yerleştirilmek üzere patriot füzesi talebi olduğu yönünde açıklamaları olduğuna ilişkin haberler var. Böyle bir talep olacak mı?''
Bakın Başbakan Erdoğan nasıl cevap veriyor.
''Ben Dışişleri yetkilisinden değil de, Reuters'dan böyle bir haberin çıktığını az önce öğrendim. Dışişleri yetkilisinin böyle bir açıklama yapma yetkisi yok. Çünkü bu füzeyi alma noktasındaki karar verici makam biziz. Benim bundan haberimin olması lazım. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Böyle bir alımı yapacaksak, bunun için Savunma Sanayi İcra Konseyi var. Bu konseyin başkanı benim. Orada iki üyemiz var, biri Savunma Bakanı'dır, bir Genelkurmay Başkanı'mdır. Böyle bir şeyden haberimiz yok. Ama maalesef herhalde 'Sağır duymaz uydurur' cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Ama biz şunu biliyoruz. NATO Genel Sekreteri'nin 'Türkiye'nin böyle bir talebi olursa biz bu talebe olumlu bakarız' şeklinde bir yaklaşımı var. Ama bizim şu ana kadar böyle bir talebimiz olmamıştır. Şunu da açık söyleyeyim. Biz şu anda para ödemek suretiyle patriot alma durumunda, düşüncesinde değiliz.''
Başbakan’ın bu açıklamasından 3 gün sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül açıkladı ki gelecek tehditlere karşı Suriye sınırına füze koyulması gündemdeymiş.
Hem de sınırımıza yakın, büyük kısmı muhaliflerin kontrolünde olan bölgede Suriye’nin tehditlerini caydırmak amacıyla.
Görünen o ki NATO, Kürecik’e konulan radar sistemi gibi Kilis’e de patriot füzelerin kurulmasına karar vermiş.
Buradan da anlıyoruz ki NATO’nun Türkiye’ye füze sistemi kurması için bizim talep etmemize de, başbakanın haberinin olmasına da gerek yokmuş.
Füze sisteminin Suriye için konulacağı söyleniyor ama ağırlık kazanan yorum İran için olduğu yönünde.
İsrail’in İran’a saldırması durumunda Türkiye’ye kurulan füze sistemi İsrail için çalışacak.
Peki “İran bizim düşmanımız” ya, biz İran’ın neyiyiz?
İran aleyhtarı haberlerin amacı kendini göstermeye başladı.
Kürecik’e radar sistemi kurulduğu dönemde Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları bulup okuyun, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın