Sedat Laçiner öfkesinin kurbanı oldu!

Sedat Laçiner öfkesinin kurbanı oldu!

Sedat Laçiner veda yazmak yerine twitter üzerinden şov yapınca bu yazıyı yazmak zorunda kaldım.
Hoca'nın yazdıkları doğru değil çünkü...
Devlet büyükleri kendisini istememiş!
Yazılarına devam etmesi halinde, reklam gelirlerim kesilecekmiş!
Üç kuruşluk reklam uğruna hem de!
Bunların hepsi yalan!
İftira!
Bu ayrılığın nedeni, Sedat Hoca'nın dediği büyükler değil, kendisi...
Sedat Laçiner'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a giden listede ismi en ön sıradaydı. 
Erdoğan, tercihini bir başka adaydan yana kullandı ve Laçiner'i yeniden rektör olarak tayin etmedi...
Hoca, bu yüzden öfkeliydi...
Öfkesini maalesef son zamanlarda köşesine yansıtmaya başlamıştı!
Aradım...
Konuştum...
Üzülmesin, kırılmasın, dostluğumuz daim olsun diye, doğrudan yaptığını söylemedim. 
Ama Hoca, tabiri caizse açtı ağzını yumdu gözünü... 
Saydırdı da saydırdı...
Erdoğan'a özellikle...
Başka bir şey söyleyemedim, "Hocam ara verelim yazılara" dedim. Demek zorunda kaldım. Seçim sonrasına kadar süre istedim. Ama Sedat Bey, "olmaz" diyerek kestirip attı. Daha sonra da twitter şovu başladı. Hoca,  yemedi içmedi, twitter'a koştu... "Büyükler" dediği kişilerin kendisini istemediğini yazdı.. 
Üç kuruşluk reklam uğruna adam satmadığımı bilen biliyor. Allah şahittir, Sedat Laçiner'le ilgili doğrudan beni kimse aramadı. 
İma edenler olmadı mı, oldu!
Benim direncimi bu imalar kırmadı, ben de sizler gibi, hergün Sedat Laçiner'in yazılarını siteden okudum. O kadar özgürdü yani Sedat Hoca! 
Öfkesini, kızgınlığını, kişisel problemini yazılarına yansıtmaya başlamıştı Hoca...
İnternethaber'i son iki hafta hariç mükemmel yazılar yazan Laçiner'in öfkesine feda edemezdim. 
Bütün mesele bu!
Bir yazara kapılar kapatılırsa veda yazma şansı olamaz. 
Ancak Sedat Hoca veda yazmadı...
Yazabilirdi... 
Twitter'ı tercih etti.
Karşılığını da aldı...  
Kimse bana bir şey sormadı.
Kimse görüşüme başvurmadı.
Kimse "Doğru mu?" demedi. 
Ey Zaman gazetesinin yöneticileri...
Ey Milli Gazete'nin yöneticileri...
Sedat Laçiner'in yazılarını iktidardan aldığım talimatla (!) kestiğimi yazarken hiç mi eliniz titremedi? Hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Talimat aldığımı yazdınız...
Kimin sözüyle?
Sedat Laçiner'in...
Peki kimi suçluyor bu arkadaş? 
Beni...
Sizin basın özgürlüğü anlayışınız bu mu?
Niye beni aramadınız? 
Niye tek taraflı gazetecilik yaptınız?
Peki beni "yandaş" belleyen siz Cemaat'in neferleri... 
Sedat Hoca'ya sahip çıkmak, şimdi mi aklınıza geldi?
Star'dan kovulurken...
TRT'den kapıdışarı edilirken...
Siz neredeydiniz?
Madem sizin için Sedat Laçiner bu kadar kıymetli!
O kadar gazeteniz var, televizyonlarınız var...
Zaman var, Meydan var, Millet var, Bugün var...
Sedat Laçiner'e niye bir köşe vermiyorsunuz? 
Dün size küfür eden herkese kapılarınızı açtınız.
Küfür edenleri baştacı ettiniz.
Sedat Hoca niye yazar listenizde neden yok?
Son sözüm Sedat Hoca'ya... 
Ülkesi adına utanan Sedat Laçiner'e... 
Sen geleceğin nesillerini yetiştiren aydın bir kişisin.. 
Öfken seni senden koparmış farkında değilsin!
Blogunda yazdıklarını bir kez daha oku!
İnan bana Hocam, öfkenden uzaklaştığında yazdıklarından sen de utanacaksın!
Yapmadığım şeyi yaptığımı yazmışsın çünkü!