Sayın Fethullah Gülen şunu biliniz ki...

Sayın Fethullah Gülen şunu biliniz ki...

Fikri Akyüz; pırıl pırıl bir genç hukukçu…

İnandığı konulardan taviz vermeyen…

Takdir etmeyi de tekdir etmeyi de bilen bir meslektaşımız…

Köşe yazarlığı yaptığı Akşam’ın bir manşetine kızıp istifa etti…

İstifasını “haklı” buldum ama “doğru” bulmadım…

Çünkü…


Sayın Fethullah Gülen…

Hizmet’in en etkili medya organı olan Zaman; dünkü birinci sayfasının neredeyse dörtte birini Fikri’nin Hizmet’i savunmak adına yaptığı kahramanlığına ayırmıştı…

Yani…

Fikri’nin erdemli tavrını, Hizmet’i çeteleştirenlere karşı silah olarak kullanmıştı…

Yok, hayır…

“Neden öyle yaptılar?” demiyorum…

Ama Sayın Gülen…

Şunu biliniz ki…

Fikri’nin samimiyeti asla istismar edilmemeli…

İktidar gazeteleri Hizmet’i karalayan ve hem de bunu yalan dolanla yapanlara bile nasıl iş veriyorsa…

Hizmet’in medyası da; ekmeğini kaybetme pahasına zatı âlinize ve Hizmet’e atılan iftiralara karşı durmak için istifa eden Fikri Akyüz’ü sahiplenmeli…

Bu bir borç ödeme ya da diyet değil; inançlı bir Müslüman’ın insanlık vazifesidir…

Fikri, siyasal iktidara tetikçilik yaparak delikanlı yaşında milyonlarca dolar kazananlar gibi değil…

O tetikçiler son 12 yılda öyle çok büyük paralar kazandılar ki; hiç çalışmasalar bundan böyle, torunlarının torunlarına yeter kazandıkları paralar…

Ama…

Fikri Akyüz öyle mi?...

Evet…

İlkeli davrandığı için Fikri’yi alkışlıyorum…

Ama…

Bir ağabeyi olarak beni arasaydı; “sakın istifa etme. Tabii ki ilkelerin önemli ama sen bir aile babasısın, sorumlulukların şu an için ilkelerinden daha önemli” derdim…

 

Fikri, liberal bir hukukçu…

Ak Parti iktidarına hem destek verdi…

Ama hem de yeri geldiğinde klavyesinden zehir zemberek eleştiriler döküldü…

Ne var ki…

Her iktidarda olan kötü bir alışkanlık mevcut iktidar sahiplerinde de vardı…

Neydi o olan?..

“Bin kere öv ama bir kere eleştirme, yanarsın” huyu…

Fikri, Erdoğan’a ve Hükümet’e destek verdi ama tetikçiler gibi biat etmedi…

Etmeyince, “sıradan” bir yazar muamelesi gördü…

Tetikçilere bir ayda ödenen maaşı 10 yılda kazanamadı…

Fikri’nin bir diğer hatası ise iş bulmadan istifa edip gitmesi…

Ve bir de gazetenin genel yayın politikalarına müdahil olma hatası…

Sana ne be Fikri’ciğim?..

Yaz yazılarını al maaşını…

Domuzdan bir kıl koparsan kârdır…

 

Bak; Ahmet Taşgetiren nasıl yaptı?..

Erdoğan’ı bir kere eleştirdi…

Ve kovuldu Yeni Şafak’tan…

Ama…

Hemen Cemaat’in gazetelerinden Bugün’e geçti…

Bir süre sonra bu defa Cemaat’e çakmaya başladı…

Ama belli ki kendini garantiye almıştı…

Hemen kapıverdi Star kendisini…

Taraf’ın eski yazarlarını hatırla…

Önce iktidar gazeteleriyle sözleşme imzaladılar…

Sonra da başladılar Cemaat’e çakmaya…

Peki sen ne yapacaksın şimdi?..

Yahu hiç olmazsa “Cemaat’in gazetelerinde yazarsam…” falan gibi saçma sapan bir taahhütte bulunmasaydın…

 

Gülay Göktürk’ü izliyor musun Fikri?..

Nasıl da akıllıca yapıyor işini…

Cemaat’in gazetesinde Cemaat’i eleştiriyor…

Ama…

Aynı anda iktidar gazetelerine de sevgi ve saygı sunmakta kusur etmiyor…

Bil ki kovulursa iktidar gazetelerinden birinde işi hazır…

Yahu sen hem geliş köprüsünü yakıyorsun hem gidiş köprüsünü Fikri…

Demek istemem o ki…

“İş bulmadan hiçbir işten ayrılma” kuralını bir daha sakın aklından çıkarma…

Hele şu bizim medya dünyası var ya…

“İlkeli” insana “salak” gözüyle bakıyor…

İlle de iktidar medyası patronajı için en büyük meziyet “kullanılabilir” olmaktır…

Seni kullanamayacaklarsa eğer kalemin Necip Fazıl’dan üstün olsa kimin umurunda?..

Bak…

Senden çok genç…

Çok deneyimsiz…

Sadece daktilo yazmayı bildikleri, bilgisayar klavyesinde parmakları hızlı çalıştığı için; kafataslarının içinde “beyin” yerine “mercimek” taşıyan ama “tetik düşürmekte mahir” olanlar köşe oldular son 12 yılda…

Sen de 12 yıldır Erdoğan’a destek veriyorsun ama biliyorum ki daha şimdiden önümüzdeki ayı nasıl çıkaracağının hesabını yapıyorsun…

Hâsılı sevgili Fikri…

İstifa etmeden önce danışsaydın, “sakın haa!” derdim…

Bugün ise “yanlış yaptın” diyorum ama elbette dürüstlüğünü, erdemli oluşunu ve temiz ahlâkını alkışlıyorum…