Ben onlara “Klavyeli Teröristler” diyorum…
Çünkü…
Eli silahlı olanı kafasına koysa, bir defa öldürür…
Bunlar “düşmanlarını” her gün öldürüyor…
Ne zaman kızsalar yazdıklarıma, hemen ilk cümle şu oluyor, “hapis yatmış eski hükümlü”…
Yahu doğru…
“Hocam Hagi’yi tut diyosun Mustafa haklıydı… Ertuğrul Özkök de o
misal… Evet, Küçüklerim… |
35 yıl önce seksen gün hapis yattım…
Ama…
“Hükümlü” değilim…
Ki olsam ne olur?..
O zaman da 35 sene suç işlememiş sıkı bir tövbekâr olduğum anlaşılır ki alkışlanması gerekmez mi?..
Hz. Lut büyük günahkârlığından sonra peygamber oldu…
Allah o atamasında hata mı yaptı yani?..
Yahu nasıl Müslümansınız siz?..
Hz. Peygamberi öldürmek için kapısına dayanan ama öldürmekten son dakikada vazgeçen günahkâr(!) Hz. Ömer’i 1400 yıldır sevmekten usanmadınız (Ki usanmayın da)…
Beni ise 35 yıl önce yattığım 80 gün hapis yüzünden Reza’dan beter yapıyorsunuz…
Sevgili Küçük’lerim…
Bütün gazete okurları ve TV/Radyo dinleyicileri bundan 20 yıl önce (Çünkü ulusal medyada çalışmaya 20 yıl önce başladım) benden öğrendiler hapis yattığımı…
“Utanılacak bir suçum olsa gizler miydim?”
Bilmiyorum…
Hiçbir zaman utanılacak bir suç işlemediğim...
Ve…
Hayatımın bütün cezaevi günlerini bundan yaklaşık 35 yıl önce yaşadığım o seksen güne sığdırdığım için doğru cevap veremeyebilirim…
Ancak…
Yakınlarım “utanılacak bir suç işleseydin de kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmezdin” dediklerine göre bir bildikleri olmalı benle ilgili…
Ben de öleceğim, herkes gibi…
Ey güzel insanlar!..
Kendisini eleştirdiğim klavyeli teröristlerden birinin bana attığı mesaja bakar mısınız?..
“Zaten bir ayağın çukurda…”
Eeee…
Ne olacak bir ayağım çukurdaysa?..
Bir insanın ayaklarından birinin çukurda olması ayıp mı?..
Suç mu?..
Günah mı?..
Yooo…
Madem doğdum…
Vakti saati geldiğinde ben de öleceğim, herkes gibi…
Kazık çakan mı var?..
Bir başkası ise, “Yaşından başından utan” diyor…
İyi de neden utanacakmışım yaşımdan ve hem de başımdan?..
Altmış yaşını geçmek ve buna rağmen yaşamak ayıp mı?..
Suç mu?..
Günah mı?…
Başımın kel olmasından ben mi sorumluyum?..
Babacığım da keldi, iki dayım da…
Genetik yani…
“Düşmez kalkmaz bir Allah…”
İyi ama evlâtlarım!..
Sizler sütten çıkmış “Ak” kaşık mısınız?..
Deyin ki bugün öylesiniz…
Ama hele durun yahu…
Daha yolun başındasınız…
Hem…
“Ne oldum” demeyin...
“Ne olacağım?” deyin…
Zira…
Önünüzde yürüyeceğiniz çok yol var…
Ne demiş atalarımız?..
“Düşmez kalkmaz bir Allah…”
Yahu durun hele…
Bugün ayaktasınız…
Kabul ama…
Yarın düşmeyeceğinizin garantisi yok ki…
Yeter ki düştüğünüz yerde kalmayın…
Rahmetli babacığım beni arkadaşlarına tarif ederken:
“Düşse de yerden bir avuç toprak alır da kalkar” dermiş…
Küçüğümün beni mahvettiğini
iddia ettiği Aydın Doğan hiçbir patronuma telefon
edip de veya araya birini sokup da beni kovdurmayı akıl
edemedi… |
Asla düştüğüm yerde kalmadım…
Evet…
Şu yaşıma gelinceye kadar zirvelerde olduğum günlerim de oldu…
Süründüğüm günlerim de…
Ama…
Asla düştüğüm yerde kalmadım…
Önce dizlerimin üzerine dikildim…
Sonra ayağa kalktım…
Bir süre ağır ağır yürüdüm…
Sonra yine koşmaya başladım…
Bugün yürüyorum…
Koşmaya başladığımda yine düşebilir miyim?..
Yahu tabii düşebilirim…
Ama…
Temel’in birkaç metre önünde muz kabuğu gördüğünde “Allah kahretsin; yine düşeceğim” dediği gibi olmayacak…
Yani...
Muzu görürsem birkaç metre önümde…
Üstüne basmadan geçip gideceğim bu kere…
Biliyor musunuz?..
“Küçük çocuk” gözüyle baktıklarımdan biri beni “kendisini mahvedenlere köle olan adam” diye tanımlıyor yazılarında…
Kimmiş beni mahvedenler?..
Ona göre Aydın Doğan ve sahibi olduğu medyanın yazarlarıymış…
Hani olur ama bu kadar büyük yalan olmaz…
28 Şubat sürecinde Aydın Doğan Gurubu ve yazarlarıyla mücadele ettiğim doğru…
Ama…
Arşivler orada duruyor…
Emin Çölaşan hariç hiçbiri bana hakaret etmedi…
Ben de onların hiçbirine (Emin Çölaşan dâhil) küfür ve hakaret etmedim…
Aydın Doğan başta olmak üzere (Emin Çölaşan hariç) hiçbir yazarıyla davalık olmadım…
Ne ben dava açtım onlara…
Ne onlar beni şikâyet ettiler savcılığa…
Ya da hukuk mahkemelerine koşup benden “Tazminat” adı altında para istediler…
Çölaşan beni çok dava etti…
Hiçbirini kazanamadı…
Ben ise onu ciddiye almadığım için avukat dostlarımın “mutlaka dava açalım büyük paralarını alırız” dedikleri halde dava konusu etmedim…
“Etti” diyen olursa bu işi hemen bırakacağıma şeref sözü vereceğim…
Ama…
Biliyor musunuz ki…
28 Şubat sürecinde sadece iki yıl işsiz kaldım…
Ak Parti iktidar olduktan sonra ise tam 6 yıl işsiz kaldım…
Hadi Özışık cesaret edemeseydi bugün halen işsizdim…