Ömer Dinçer ne yaptığının farkında mı?

Ömer Dinçer ne yaptığının farkında mı?

Eğitim sistemi resmen dökülüyor. Getirilen her sistem var olan sorunları çözmek için değil sanki yeni sorunlar üretmek için getiriliyor.

Dikkat ediyor musunuz eğitimdeki sorunlar bu aralar yalnızca ‘eski medya’nın gündeminde. ‘Yeni medya’ veyahut muhafazakar medya sanki uzayda yaşıyor. Bu ülkenin çocuklarının geleceğinden hiç sorumlu değillermiş gibi sorunlara vurdumduymazlar. Bu karmaşa, bu okul yetersizliği, bu belirsizlik sanki başka ülkenin sorunu.

Diyeceğim o dur ki Türkiye’nin genel sorunlarını iktidardan bağımsız olarak kendilerine dert etmeyi bir türlü öğrenemediler.  En azında uyarıcı, yol gösterici, dikkat çekici bir misyon üstlenebilirlerdi ama bunu bile yapmaktan imtina ediyorlar.

Neyse biz gelelim eğitim sistemindeki vahim tabloya

Türkiye’nin eğitim sisteminde olup biteni anlamak, izah edebilmek, yapılanlarda bir mantık bulmak neredeyse imkansız.

AK Parti’nin eğitim politikaları cidden izaha muhtaç.

Özellikle doğuda onbinlerce  çocuğun sınıfsız, öğretmensiz, eğitimsiz mezun olduğu bir dönemde 4+4+4 sistemiyle mevcut tabloya onlarca yeni sorun eklemenin mantığını gerçekten çözemiyorum.

Nasıl ve niçin böyle bir cinayet işlediler aklım almıyor.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer benim en güvendiğim bakanlardan biriydi. Fakat eğitimdeki tablonun her gün artan vahametine bakınca bir hayal kırıklığı yaşıyorum.

Geçtiğimiz günlerde bakanlık 60-66 aylık çocukların okula başlayabilmesi için açıkladığı “60 aylık çocuklar; neden sonuç ilişkisi kurup, topu yerde 5-6 kere sektirebilmeli ve tek ayak üzerinde de 10 saniye durabilmeli” kriterini görünce şaşkınlıktan ağzım açıkta kaldı.

O kriterleri okuyunca gerçekten utandım. Yüzüm kızardı. Bu kadar hesapsız, plansız ve akıllara arar veren bir tarzda bir iş nasıl oluyor da Ömer Dinçer gibi birinin yönettiği bakanlıktan sadır oluyor gerçekten anlamıyorum.

Bu çocukları bu kadar imkansızlık ortadayken okula almak nasıl bir hesabın ürünüdür? Neydi derdiniz de onlarca sorun varken bunları çözmek yerine sistemi yeniden değiştirdiniz? Neydi aceleniz söyler misiniz Allah aşkına?!

Daha okula gitmekte olan öğrencilere yeterli derslik hazırlanamamışken, daha üçüncü-beşinci sınıf öğrencilerine öğretmen bulamamışken, daha köylerdeki okul ve sistem sorunu dev gibi orta yerde duruyorken niçin 2.5 milyon yeni çocuğu daha okula aldınız?  Hem de eğitemeyeceğinizi bildiğiniz halde.

“Elinizdeki öğrencilere hangi yüz ağartıcı eğitimi verdiniz ki evdekilere göz diktiniz” diye insan sormadan edemiyor.

Şimdi bu çocukların hali ne olacak? Özellikle köylerdeki o 60-66 aylık çocuğa hangi ortamda dersi kim verecek? Bunlar düşünülmeden, hesaplanmadan, planlanmadan bu adımların atılıyor olmasını nasıl yorumlamalıyız? “İş bilmezlik” deyip geçebilir miyiz? Türkiye’deki eğitim sistemi bu toplumun lehine değilse kimin lehine işliyor? Niçin bir türlü yoluna girmiyor? Gerçekten adını koymakta zorlanıyorum.

Diğer taraftan Ömer Dinçer diyor ki: Derslik sorunu birkaç yıl içinde çözülecek. Dünyanın neresinde önce sistem getiriliyor sonra da şartlar oluşturulmaya çalışılıyor? Okulların açılmasına şunun şurasında 15-20 gün kaldı hala ne müfredat belli, ne bu kadar yeni çocuğun hangi sınıflara yerleştirilebileceği belli, ne köylerde bu sistemin nasıl uygulanacağı belli, ne de hangi öğretmenlerle bu öğrencilere eğitim verileceği belli.

Kim ne derse desin ‘hamasi’ bir duyguyla getirilen bu sistem, “Dinî bir ihtiyacı karşılayalım” derken toplumun geneline büyük bir zarar verecek.

4+4+4’ten sonra bazı çocuklar yaşları fazla ilerlemeden kolaylıkla Kuran kursuna gidebilsin diye bunca çocuğun hayatı ile oynamanın vebalinin altından kimse kalkamaz.

Zaten okullar yetersizdi, zaten özellikle doğuda rapor alıp kaçtıkları için öğretmen açığı vardı, zaten derslik sorunu çözülememişti şimdi bir de buna 60 aylık çocukların getireceği ek yükü yüklemenin akılla mantıkla bir alakası olabilir mi?

Kuran-ı Kerim ve Siyer dersleriyle ilgili de bir belirsizlik var. Farkında mısınız herkes 60-66 aylık çocukların ortaya çıkaracağı vahim tabloyla uğraştığı için, alelacele, mecliste MHP’nin gazına gelerek eklenen bu iki dersin nasıl ve hangi öğretmenler tarafından verileceğini kimse tartışmıyor bile.

Diyeceğim o dur ki Ömer Dinçer büyük bir hayal kırıklığı yarattı. 4+4+4 sisteminin onun arzusu olmadan yasalaştığını biliyorum. Benim beklentim Ömer Dinçer evsafında birinin bu saçma sapan sistemi uygulaması değil, sorumluluğu kendisinden habersiz sistem yapanların önüne bırakmasıydı. İnsanlar için en zor şey inanmadıkları bir şey için çaba göstermek zorunda kalmalarıdır.

Fakat demek ki işler öyle yürümüyor. Hepimiz eninde sonunda tercih ettiğimiz işin ahlakı ile yaşamayı kanıksıyoruz.  twitter.com/acikcenk

Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın