Genelde yazı konusu arayışına girmiyorum. Bir mesele üzerine söyleyecek sözüm varsa o konuyu yazıyorum.
Fakat bugün daha çok ‘söylenmemiş ne kaldı ki’ havasındaydım.
Bu psikolojiyle Twitter’da dolaşırken ATV’nin Murdoch’a satıldığı haberi tartışılıyordu. Haber doğru değildi ama üzerine yapılan eleştiriler dikkatimi çekti.
Genel olarak “paranın dini imanı yokuş” türünden eleştiriler.
Aynı tepkiler Murat Ülker Bedri Baykam’ın ‘boş çerçeve’sini iyi bir paraya satın aldığında da gösterilmişti.
Bu mesajları okuyunca zihnimde birden onlarca soru dolaşmaya başladı.
O soruları sizinle de paylaşmak istiyor.
“Paranın dini imanı yokmuş” sözü genellikle dindar kişiliğe sahip insanların inançlarından gelen özellikleriyle bağdaşmayan davranışlarına, tasarruflarına matuf söylenir.
Çünkü bazı davranışları dindar insanlara yakıştırmayız. Daha ilkeli, daha şahsiyet sahibi, daha dürüst, daha adil olduklarını varsayarız.
Tamam hata yapabilir, yanlış yapabilir, eksik yapabilir ama ‘dindar insan’ için “bunu asla yapmaz” diyeceğimiz bir sınır vardır kafamızda.
İşte bu eşiğin aşıldığını gördüğümüzde benzer tepkiler veririz.
Tamam paranın dini imanı yok da günümüz dünyasında neyin imanı var? Söyler misiniz?
‘Müslüman’da ‘din, iman’ var mı ki ‘para’da olsun?
Mesela Murat Ülker kendi parasından daha mı Müslüman?
Ya da bir TV kanalını yönetenler o kanaldan daha mı ‘imanlı’?
Paranın yok. Peki siyasetin var mı? Yargının ? Ya ticaretin? Ya sanatın? İdeolojilerin? Mesela 'İslamcılığın' 'dini, imanı' var mı?
Varsa nerede? Biz niye göremiyoruz? Kimler onlar? Ne iş yapıyorlar? Nasıl yaşıyorlar? Hangi ahlaki standartlardan asla taviz vermiyorlar? “Ben bu işi asla yapmam” dedikleri neler var?
Hangi tutum ve özellikleriyle imanlı olduklarını anlıyoruz? Başkalarının yaptığı neyi yapmıyorlar ki biz bu insanda “iman var” diyoruz?
O söylediğiniz ‘iman’ insanlarda yok o insanlardan sadır olan eylemlerde, sözlerde nasıl olacak ki?
Parada olmadığı söylenen iman, yani ilke, kişilik, değer, ahlak, dürüstlük esasında hiçbir yerde yok. Çünkü artık değer ve kıymet, sayılar ve rakamlar üzerinden ölçülüyor.
Ne kadar çok paran varsa o kadar çok adam sayılıyorsun. O paranın kaynağını merak eden kimse çıkıyor mu?
Ne kadar çok oy alıyorsan o kadar çok başarılı siyasetçi sayılıyorsun.
“Başarılı siyasetçi” dediğimizde aklımıza nasıl bir insan tipi geliyor? İlkeli, dürüst, şahsiyet sahibi biri mi, yoksa her daim oyunu artırmayı başaran insan tipi mi? Hangisi?
Hiçbir dönemde oyları düşmüyorsa ve her şartta varlığını sürdürebiliyorsa “çok başarılı siyasetçidir.”
Cemaatin ne kadar kalabalıksa o kadar iyi cemaat liderisin. Ne kadar çok yardım topluyorsa ondan daha ‘imanlı’ yardım kuruluşu yok.
Yanılıyor muyum? Parada olmasını istediğiniz o ‘iman’ nerede var? Hangi kurumda? Hangi insanda? Hangi cemaatte?
Günümüzdeki algısıyla ‘iman’ın varlığı kime fazladan bir değer, özellik, kalite katmış ki?
Aslında iyi insan olmak için araç olarak konulan ibadetler birer amaç haline getirildiklerinden beri ‘iman’ meselesi tuhaflaştı.
Hatta daha ilerisini söyleyeyim: Dindarlığı ile tebarrüz etmiş kişilerin, kurumların; dürüstlüğünün, temizliğinin, ahlakiliğinin daha fazla tartışılır olması tesadüf mü?
Nerede yoğun, belirgin, yani kendini sembol ve sözlerle belli eden dindarlık varsa oradaki sorun, defo da bir o kadar fazla. Bu durum sizin de dikkatinizi çekmiyor mu?
Sakın yanlış anlamayın kimsenin dindarlığının, Müslümanlığının derecesini ölçüyor değilim.
Kimseyi yeriyor da değilim.
Gerçek dürüstlük, ahlaki dirayet, hassasiyet kısacası ‘esas’ yanlış yerde aranıyor ona dikkat çekmeye çalışıyorum.
Günümüz dindarlığının, ‘dindarlık’ üzerinden gemisini yüzdürenlerden başka kimin işine yarıyor ki?
Neyse daha fazla uzatmadan kafama takılan son soruyu da sorayım.
ATV’nin Murdoch’a satıldığı haberlerinin gerçek olmadığını öğrendim
Peki Murdoch’un parası mı daha imanlı yoksa Star grubunu aldığı söylenen Azeri işadamının mı?
Ya da Murat Ülker’in parası mu Murdoch’un parası mı daha dindar? Hangisi sizce? twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın