Mirgün Cabas eski bir ekran yüzü olmasına
rağmen, Savcı Sayan'la tartışarak hata etti.
Kızgınlığını gizleyemedi.
Konuğunun tuzağına düştü...
Savcı Sayan bu...
Sen onunla baş edebilir misin Mirgün kardeş?
Hata ettin...
Eski görüntüleriyle köşeye sıkıştırmaya çalıştığın konuğunun sana
karşılık vereceğini tahmin etmeliydin. Tecrübeden yoksun, çaylak
bir ekran yüzü değildin sen. Baykal için ağlamış Savcı
Sayan kime ne? "Babamı kaybettim" demiş
Baykal'ın ardından sana ne? Hırsızlık yapmamış, çalmamış,
çırpmamış, siyaset yapmak istemiş. Tercihini AK Parti'den yana
kullanmış.. Tıpkı Ertuğrul Günay gibi.. Tıpkı Haluk Özdalga gibi..
AK Parti'ye gönül vermiş diğer solcular gibi.. Ya da Demokrat
Partililer, Doğru Yol Partililer gibi...
O görüntülerden sonra boş durur mu Savcı Sayan?
Durmadı, CNN Türk'te ağzına geleni söyledi.
Aydın Doğan'ı hedef aldı.
Uzattın Mirgün kardeş, uzattın... Ekranda ağırladığın Savcı Sayan
söyleyeceği her şeyi söyledikten sonra kestin yayını... Cevap
verdin sandın ama veremedin. Zaten işin değildi senin Aydın
Doğan'ı savunmak! Sen asli işini yapacaktın, AK Parti'nin
tercihini senin yargılamaya, sorgulamaya hakkın yok. Bir kişinin
makbul olup olmadığını listedeki sırasıyla ölçmek senin işin değil
Mirgün kardeş...
Yapılacak tek şey vardı...
Kestirip atacaktın!
En sonda yaptığını en başta yapacaktın!
Tuzağa düştün...
Savcı Sayan'a laf yetiştirmeye çalıştın...
Ayrıca...
Kendinle çeliştin kardeş...
Kendinle çeliştin...
Makbul olmayan biriydi madem Savcı Sayan, ne diye çağırdın?
Niye çıkardın milyonların karşısına?
Makbul olmayan birinin ne işi var CNN Türk
ekranında?
Ekran böyle bir şeydir işte!
Vezir de ediyor rezil de...
Mirgün Cabas ne yazık ki yıllarını Savcı
Sayan'la tartışarak, daha doğrusu Savcı Sayan'ı ekranda
patronunun aleyhine konuşturarak heba etti. Hem de öyle heba etti
ki ağzından çıkanları kulakları duymadı. Öfkesine o kadar esir
düştü ki, işbaşındaki iktidara karşı duruşunu ifşaa
etti..
Savcı Sayan ayıp etti doğru!
Mirgün Cabas ise ona uyarak daha büyük bir ayıbın altına imza
attı.
"(...) makbul biri olsaydınız..."
"(...) yanaştığınız parti..."
"(...) bazıları için keskin dönüş..."
Ah be
Mirgün Cabas... Ah be kardeşim...
Teşekkür edip yayını kesmek bu kadar zor muydu?