Medya BDP’nin bu tuzağına düşecek mi?

Medya BDP’nin bu tuzağına düşecek mi?

BDP son dönemde tuhaf bir strateji uyguluyor. Türkiye’nin sinir uçlarına dokunup  seçime doğru bir gerilim politikası uygulayarak kendi tabanında prim yapmaya çalışıyor.

BDP kendisi prim toplarken, hem Türkiye’yi, hem de yaklaşan seçimler dolayısıyla AK Part’yi ateşe atıyor.

Olay şöyle: BDP'nin son günlerde yüksek sesle dile getirdiği taleplerle açtığı  ‘özerk yönetim ve iki dil’ gibi tartışmalar için bir çalıştay düzenledi.

Bu çalıştaya her görüşten gazeteci, aydın, sanatçı katılıyor.  Özellikle de AK Parti’yi destekleyenler.

Amaç: ‘Kültürel hakların artık reel hayatta uygulamaya geçirilmesi.’

Bu görünürdeki amaç. Peki asıl amaç ne?

Bu soruya ise en güzel cevabı  Perşembe günü yayınlanan yazısında Ahmet Altan verdi.

Ahmet Altan, mealen, BDP’nin ateşle oynadığının altını çizip BDP’nin  koltuk kapma uğruna hem barış çabalarını, hem Kürtleri, hem de tüm ülkeyi ateşe sürüklediğine dikkat çekti.

BDP Kürtlerin tek temsilcisi olduğunu göstermeye çalışıyor, koltuk savaşı veriyor. Hem de tüm barış sürecine sekte vurma pahasına.

Üstelik bu çabasını da toplumun tanınmış simalarını yanına alarak meşrulaştırmaya çalışıyor.

Peki Ahmet Altan’ın gördüğü, görmekle kalmayıp haykırarak yazıya döktüğü bu oyunu  bu çalıştaya katılan  ve AK Parti'nin politikalarına verdikleri destekle tanınan aydınlar, gazeteciler niçin göremiyor? Niçin BDP’nin bu ucuz kurnazlıklarına destek oluyorlar anlaşılır gibi değil.

Ben diğer katılımcılara bir şey demiyorum. Aslında diyeceğim çok şey var ama o bu yazının konusu değil.

Benim anlamadığım AK Parti'yi ve bu partinin seçim başarısını önemseyen arkadaşların bu tuzağa niçin ve nasıl düştükleridir.

Çünkü bu seçimlerin ülke için çok önemli olduğunu söyleyen,  AK Parti'nin uyguladığı politikaların isabetine inanana ve bu seçimi AK Parti'nin kazanmasının kritik önemde olduğunu düşünen gazetecilerin, aydınların BDP'nin bu taleplerine alkış tutmasının ve  tamamen normal bir talepmiş gibi sunmasının anlaşılır bir tarafı yok.

Hepimiz biliyoruz ki  Kürt meselesi etrafında çıkacak böyle bir gerginlikten seçimde nasıl bir tablonun oluşacağını tahmin etmek de zor değil.

Hatta ilk işaretleri gelmeye başladı.

"Özerklik" tartışmalarının başlamasından sonra yapılan bir ankete göre MHP’nin oy oranı  yüzde 14 seviyelerine çıkmış.

BDP’nin yarattığı bu gerginlikten sonra bu çok normal.

BDP’nin kullandığı tehdit dolu dil sayesinde, milletin diğer bir bölümünün milliyetçilik duyguları kabarıyor. Böyle zamanlarda siyasi tercihlerde akıl,mantık yerini duygusal tercihlere bırakıyor.

Milliyetçilik duygusunun devreye girmesi MHP ve BDP’nin oylarının artmasını da beraberinde getirecektir.

Sanırım AK Parti bu oyunun farkına vardı. BDP’nin ne yapmaya çalıştığını anladı. Bundan dolayı topa girmemeye özen gösteriyor.

Ama ne yazık ki AK Partiye destek veren medya organları, gazeteciler, aydınlar kurulan tuzağı bozacak yayınlar yapıyor değiller.

AK Parti politikalarının isabetine inanmış medyada,  BDP'nin bu oyununu açığa çıkaracak, bu oyunu bozacak yayınlar niçin yer almıyor doğrusu bilmiyorum.

Bu kadar işlevsel olduğunu ileri süren ‘yeni medya’ böyle zamanlarda işe yaramayacaksa ne zaman yarayacağını doğrusu merak ediyorum.

Hep diyorum:  İyi bir taraf olmak için zeki de olmak gerekli.  Ama kimseye anlatamıyorum.