Haberi okudunuz...
Biri gazeteci: Can Tanrıyar...
Diğeri ise sanatçı: Petek Dinçöz...
İkisi bir süre "evlilik" yaptılar...
Kocanın kadın için söylediklerini köpeğin önüne
atsanız midesi bozulur...
Kadının koca için söyledikeri daha da iğrenç...
Koca, kadını TV'de canlı yayında dini kurallara göre
boşuyor...
Neresinden bakarsanız bakın ilişki hiç de "insani"
değil...
Ve...
Kamuoyu "sanatçı" denildiğinde Petek
Dinçöz'ü; "gazeteci" denildiğinde
Can Tanrıyar'ı aklına getiriyor;
ne yazık ki...
Gelin de kahrolmayın!..
Yılmaz Özdil haklıysa
eğer!..
Efendiler!..
Yılmaz Özdil’in
iki gündür yazdıkları doğru ise yargımız
çürümüş…
Öyle çürümüş ki; bu yargıyla bu ülke
daha ileri gitmez, gidemez…
Ey
efendiler!..
Ey
savcılar!..
Ey
yargıçlar!.
Yılmaz’ın
24 ve 25 Ocak 2013 tarihli
yazılarında ortaya serdiği tablo, çektiği fotoğraf
“fotoşop” değilse
bitmişiz…
Kokuşmuşuz,
çürümüşüz, milletçe kubura dönüşmüşüz…
Ya
birileri (yetkili) ortaya çıkıp “Özdil’in makaleleri
şikâyet kabul edilmiş bir üst mahkeme tarafından soruşturulması
için gerekli işlemler başlatılmıştır”
desin…
Ya da Özdil’in hileyle
yönlendirme yaptığına ilişkin somut veriler ortaya konulsun ve
gereği yapılsın…
Ya yargı
temizlensin…
Ya medya!..
Ya da ikisi birden...