İktidar olmanın yolu, hakareti alkışlamak mı?

Güneydoğu'da "kan gölü"ne dönüşmüş. Kadın, erkek, çoluk çocuk, bebek... kimsenin gözünün yaşına bakmıyor eli kanlı katiller. Sofrasında karnını doyururken, patlatılan kahpe bir bombayla paramparça olanlar.. Gelen şehnit haberleri ve IŞID kahpeliği... 

Hal böyleyken... 

İktidara talip Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeminde bir tek konu, pardon pordon konu değil kişi var... 

Recep Tayyip Erdoğan.. 

Nezaketten, incelikten uzak bir kişilik sergiliyor Kemal Kılıçdaroğlu. Oysa öyle değildi, kibar, dinlemeyi bilen, eleştiriye açık, bir politikacıydı Kemal Kılıçdaroğlu... 

Sinir krizleri mi geçiriyor acaba?

Yoksa bizim bilmediğimiz hastalığın pençesine mi düştü?

Aklım almıyor!

Gerçekten aklım almıyor!

Oysa... Bir siyasi partinin lideri, üstelik ülke idaresine talip olan bir siyasi lider, nasıl bu kadar zıvanadan çıkar? Ülkenin onca sorunu varken, gündeminde sadece Recep Tayyip Erdoğan olan Kemal Kılıçdaroğlu bu hale nasıl geldi aklım almıyor!

7 Haziran öncesinde bir şeyler söylemişti... 

Türkiye'de bugün asgari ücret  bin 300 TL ise, Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim vaadinden kaynaklanıyor. Emekliyi memnun eden zamlar... ve ekonomik vaadler... Kemal Bey ortaya attı, iktidar 1 Kasım'da sahiplendi, kazandı ve yapıyor. 

Şimdilerde, ağzından ne yeni ekonomik vaadler, ne ülke geleceği ile ilgili , ne de Türkiye'yi terör belasından çıkaracak bir reçete çıkıyor Kemal Bey'in ağzından... 

Sabah Erdoğan'la kalkıyor, akşam Erdoğan'la yatıyor!

"Diktatör bozuntusu... "

Hakaret, hakaret, hakaret... 

Ne ayıp, ne çirkin!

Geçtim... 

Hiçbir şey söylemiyorum artık.. 

Neden?

Nedeni şu:

Anladım ki, Kemal Bey'in Türkiye'ye dair söyleyecek bir sözü yok! 

Olsaydı bu kurultayda söylerdi diye düşünüyorum.