Hasan Cemal'in gösterdiği gerçek

Hasan Cemal'in gösterdiği gerçek

Gazeteciler özgür olmadıklarından yakınıyorlar.

“İktidarın ciddi baskısı var istediğimizi yazamıyoruz” havası bu aralar pek yaygın. Bunu hepimiz gözlemliyoruz.

Bundan dolayı birçok köşe yazarı köşesini de kaybetti. Kaybedenlerin birçoğu hala herhangi bir yerde yazmıyor.

Basılı medyada bir daralma olduğu muhakkak. Fakat aynı şey internet medyası için geçerli değil.

İnternet medyası basılı medyaya göre daha özgür, daha bağımsız, daha rahat. Fakat baskıdan, düşündüğünü yazamamaktan, şikayet edenler nedense internet medyasının bu özgür ortamından yararlanmayı düşünmüyorlar.

Halbuki köşe yazarlığı için esas olan doğru bildiğini en sade, en hesapsız ve özgürce yazmaktır.

Fakat bazı köşe yazarları, baskı görmeyi, kısıtlanmayı, hatta yazmamayı internet medyasında yazmaya tercih ediyorlar.

İnternet alanında gazeteciliği rahatlatacak ciddi bir çaba ve ilerleme mevcut.

Mesela benim de yazdığım İnternethaber yayın grubu bunlardan biri. Hakaret, küfür, iftira içermediği sürece her şeyi rahatça ve özgürce yazabiliyorsunuz.

Grubun patronu Hadi Özışık basılı medyanın olanca görmezden gelmesine rağmen ciddi bir mesafe kat etti.

Sahibi olduğu siteler her gün yüzbinlerce insanın gelip; haberlerini, köşe yazarlarını okuduğu birer yayın organı haline geldi.

Diğer taraftan Cüneyt Özdemir’in büyük bir sabırla kurup büyüttüğü Dipnot TV var.

Cüneyt Özdemir internet ortamında önemli işler yapıyor. Bir taraftan günlük haberlerin olduğu haber portalı, bir taraftan online haftalık dergi, diğer taraftan da canlı yayınlar yaptığı internet TV.

Yıllardır reklam gelirine dayanmadan başka işlerden kazandığı paraları burada harcıyor.

Bir diğeri Doğan Akın’ın öncülüğünde son dönemde yıldızı parlayan sitelerden T24.

Hem kişilikli, hem ciddi, hem de bağımsızlığını koruyarak kendi yağıyla güzel işler çıkarıyorlar.

Barış Yarkadaş’ın Gerçek Gündem ve daha adını burada yazmadığım kurumsallaşmış, onlarca insan çalıştıran onlarca site var.

Hepsi de tıklanma esasına dayanan reklam adaletsizliğine direnerek yapıyorlar tüm bu işleri.

Reklam almak için tıklanma veri sayılınca ciddi habercilik yapmakla çok tık alan magazin haberciliği arasında sıkışıp kalmalarına rağmen ciddi sabır gösteriyorlar.

İşte tüm bu çalışmalar ne hikmetse “özgürlük sevdalısı” bazı gazetecilerin ilgisini çekmiyor.

Hani esas olan özgürce yazmaktı? Hani asıl sorun baskıydı? Hani tek problem patronların iktidarlarla ilişkisiydi? Hani asıl tutku gazeteciliğeydi?

Eğer söyleyecek sözünüz, gazeteciliğe tutkunuz varsa internet medyasındaki özgür ortam sizi niçin cezbetmiyor? Nasıl oluyor da “söylenmesi gerekenleri” içinizde tutabiliyorsunuz?

Sanırım arkadaşlar internet medyasında yazmayı itibar kaybı olarak algılıyorlar.

İnternet medyasında yazmanın merkez medyada yazdığı halde doğruları yazamamaktan daha itibarsız bir durum olmadığının da sanırım farkında değiller.

Halbuki hiç bilmiyorlar ki bugün internet okuru basılı gazetelerin okurlarından daha fazla.

Kaldı ki bir köşe yazısı eğer müşterisi varsa her şekilde ulaşılır durumda.

Sosyal medyada insanlar en ücra köşelerdeki değerli buldukları yazıları birbirlerine önermekten imtina etmiyorlar.

Dikkat çeken bir yazı bir bakıyorsunuz milyonlarca kullanıcısı olan Twitter’da bir anda gündem olabiliyor ve bir anda yüzbinlerce insana ulaşıyor.

Buna rağmen köşesi elinden alınan yazar internette yazmaktansa susup köşesine çekilmeyi tercih ediyor.

Bu tuhaflık sanırım Hasan Cemal’in bu kendinden emin, olgun tutumuyla kırılacak.

Eğer içinizde bu mesleğe olan tutku ve meseleler üzerinde söyleyeceğiniz sözünüz varsa itibar falan demez yazarsınız.

Çünkü gazetecinin itibarı ne yazdığıdır nerede yazdığı değil.

Bakın Hasan Cemal bu heyecanlıyla T24 sitesinde yayınlanmak üzere Kandil’e gidip röportaj yaptı.

Şimdi de “barış sürecine katkı sunmak” niyetiyle yollara düşmüş. Gördüklerini, edindiği izlenimleri T24’de yazarak okurlarına ulaştıracak.

Benim için esas olan gazeteciliktir, istediğimi yazmaktır, gerisi teferruattır” diyerek hiçbir komplekse kapılmadan internet medyasında mesleğe kaldığı yerden devam ediyor.

Umarım Hasan Cemal’in bu tavrı köşe yazarlığını ‘kasıntılığa’ feda eden diğerlerine de örnek olur.

Gazetecilik adına Hasan Cemal’in bu takıntısız, kibirden uzak tutumunu selamlıyor ve "aramıza hoş geldin Hasan abi" diyorum.. twitter.com/acikcenk

Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın