DİSK'in Genel Kurulu'nda yaşananlar Erdoğan'a beslenen düşmanlığın en somut örneği. Tayyip Bey orada yok ama düşmanları DİSK Genel Kurulu'nda cirit atıyordu:
"Katil Tayyip, katil devlet..."
Niye katil kardeşim?
Sur'da, Cizre'de... barışı yeraltına gömen teröristlere operasyon yapıldığı için mi?
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu, asıl katillerin baştacı edildiği o salonda haysiyetli bir davranış sergiledi. Pişkin pişkin oturup "Katil Tayyip" veya "Katil devlet" soytarılığı yapan o zavallılara prim vermedi.
Süleyman Soylu, salonu terkettikten sonra, Kemal Kılıçdaroğlu "Keşke Bakan kalıp konuşsaydı" demiş.
Oysa, Soylu'dan önce Kemal Bey çıkmalıydı salondan. Selahattin Demirtaş'ı anlarım, "Katil devlet" soytarılığının mimarı kendisi olduğu için, yerinde kurulması normal. Ama CHP lideri orada oturarak, "Katil devlet" diye çığlık atan o soytarılara prim vermiş oldu.
Ne diyor Soylu?
"Bana yapılsa, dışarı çıkmazdım!"
Ağzı olan Tayyip Erdoğan'a küfür ediyor ya... Kemal Bey, "Boşver bırak etsinler" demeye getiriyor sözü.
Soylu, AK Parti Hareketi'nin liderine yapılanı seyretse, sessiz kalsa, hiçbir şey olmamış gibi orada otursa, Kılıçdaroğlu'nun nazarında herhalde kahraman olurdu. Soylu'nun haysiyet cellatlarına prim vermeyen haysiyetli bir politikacı olduğunu bilse, o sözü etmezdi:
"Keşke Bakan kalıp konuşsaydı.."
Şaşırmadım!
Zira, Kemal Kılıçdaroğlu da o koronun bir parçası.
Bir siyasetçi gibi değil, düşman gibi hareket ettiği sır değil. CHP Kurultay'ında ettiği sözler, Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret ifadeleri unulmuş değil. Kılıçdaroğlu da, Kurultay'a davet ettiği AK Partililer'in gözünün içine baka baka Erdoğan'a hakaret etmişti. Davetli AK Partililer de tıpkı Süleyman Soylu gibi salonu terketmiş, küfürün, hakaretin, bir parçası olmamıştı.
"Davutoğlu iyi Erdoğan kötü" diyorlar ya...
İstiyorlar ki, kustukları fitneye herkes ortak olsun!
Ne AK Partililer, ne de Tayyip Erdoğan'ı yüzde 52 ile seçen millet, bu pespayeliğe ortak olmuyor. AK Parti içine düşsün diye, Sur'da, Cizre'de... teröristlerin kazdığı hendeklerin bir benzerini kazıyorlar. Ah keşke kendi kuyularını kazdıklarını bilseler...
Bilmiyorlar...
Bilmeyecekler...
O yüzden de, her seçim vakti geldiğinde, millet bunları kazılan hendeklere gömüyor.
Ahmet Hakan, GEZİCİ adlı araştırma şirketinin "güvenilir kişiler" listesini taşımış köşesine.
İktidara yakın bir tek Yiğit Bulut var o listede.
20'ye yakın gazeteci arasında, bir tek Yiğit Bulut...
Ahmet Hakan da "güvenilir kişiler" listesinde var.
Sabah'ta, Akşam'da, Star'da, Yeni Şafak'ta, ahaber'de, 24'te... iktidara yakın gazetecilerin yazdığı her yerde "güvenilir kişi" yok. Ahmet Hakan ise, Emin Çölaşan'a takılmış:
"O nerede?" diyor...
Sevgili Ahmet, "güvenilir kişi" olman hoş.
Ama bir sor, o anketi yapan Gezici güvenilir mi?