Güldürmediği gibi düşündürmüyor da...

Güldürmeyen, düşündürmeyen tek "mizah" iddiası da Misvakçılar sayesinde "İslamcılara" nasip oldu demek ki...

"Mizah" nasıl yapılamaz sorusunun cevabını görmek isteyenler Misvak'a bakabilir. 

Daha önce de Misvak'la ilgili bir yazı yazmış ve tarzlarını eleştirmiştim.

Bugün yine Misvak yaptığı bir çizimle (artık karikatür demek de bu sanata zulüm olur) daha tüy dikmiş. 

misvak

İsmail Kılıçarslan da "Dini mi oyluyoruz? Kulluğu mu oyluyoruz? Bu ne edepsizlik, bu ne hadsizliktir ama artık yaaa." diyerek itiraz etmiş. 

İsmail Kılıçarslan içeriden gelebilecek tüm saldırılara rağmen her anlamda itirazlarını sürdürüyor. 

"İslamcı mizah" iddiasıyla ortaya çıkan Misvak ise, güldürmüyor.

Ama, düşündürmüyor da.

Çünkü ne zaman "bundan daha kötüsü olabilir miydi" diye düşünmeye kalksanız hemen bir yenisini patlatıyor ve sizi düşünme zahmetinden kurtarıyorlar. 

Güldürmeyen, düşündürmeyen tek "mizah" iddiası da Misvakçılar sayesinde "İslamcılara" nasip oldu demek ki...

GÜNAYDIN MUHARREM SARIKAYA

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya Rıdvan Dilmen'in geçen hafta başlattığı "ben varım sen de var mısın?" kampanyası için bugün, yani günler sonra şöyle yazdı:

“Sen de var mısın?” kampanyası meğer AK Parti’nin kurumsal propagandası değilmiş. Görüntüde yer alan kişilerin kendi başlarına yaptıkları, bağımsız bir girişimden ibaretmiş."

Kendisini mevzuya bu kadar erken uyandığı için tebrik ediyor ve kocaman bir "Günaaayydıınnn" demek istiyorum. 

ERKAN YOLAÇ'LI GÜNLER

Galiba referanduma kadar kulaklarını en çok çınlattığımız isim Erkan Yolaç olacak.  

Daha kampanyalar başlamadan iş Erkan Yolaç'ın "Evet-Hayır" yarışmasına döndü bile. 

Biliyorsunuz yarışmada evet diyen de hayır diyen de kaybediyordu. 

Bugünlerde de aynısı oluyor. Evet diyen de hayır diyen de bir şekilde karşı tarafın hışmına uğrayarak kaybediyor. 

Geçen gün amcam Facebook sayfasına bununla ilgili bir ileti yazmış. Ben de ondan araklayarak buraya yazıyorum:

"Beyler lütfen biraz ciddiyet. Olayı Erkan Yolaç'ın evet hayır yarışmasına çevirdik. Oysaki oylanacak olan bir milletin kaderi. Ya var ya yok olacağız. Benim oyum seni, senin oyun beni etkileyecek bu işin vebali var. Ciddiyet, ciddiyet, ciddiyet..."

Haksız mı sizce?

RİZELİ SENA'NIN İNSANLIK DERSİ

İki gündür sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf var.

Rize'de yeni doğum yapmış keçiyi sırt çantasına, yavrusunu ise köpeğinin sırtına bağladığı okul çantasına koyan küçük bir kızın fotoğrafı hepimize yeniden insanlık dersi verdi. 

11 yaşındaki bu kızın adı Hamdu Sena Bilgin. 

Karların ortasında sırtında taşıdığı keçi ve köpeğinin sırtına bağladığı keçi yavrusuyla gönüllerimize taht kurdu Hamdu Sena. 

İnsanın insana bile merhamet etmediği şu dünyada bu tür görüntülere ne kadar açmışız meğer. 

Küçük Sena bir kez daha hatırlattı bize insanlığın sevgi mayasıyla hamurlandığını..

rizeli kız

Yorumlar 6 yorum