FETÖ silahını, iki gündür eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na doğrultan hâyâ ve haysiyet yoksunu kişiler, Erdoğan'ın izniyle yapılan bir ziyareti, pişirip pişirip önümüze koyuyorlar.
2013 yılında yapılan bir ziyaret..
17-25 yok ortada...
MİT krizinin patladığı bir zamanda, Ahmet Davutoğlu, Pensilvanya'nın yolunu tutuyor. Dışişleri Bakanı olarak, "MİT krizi" konusunda Pensilvanya'ı gözdağı verip dönüyor. Başbakan olduktan sonra da, Tayyip Bey'le birlikte, FETÖ'ye karşı en kararlı tavrını sergiliyor.
Bir yıl geçmiş ya, o ziyaretin üstünden...
FETÖ, şeytani plânlarından birini devreye sokuyor ve bu ziyareti Türkiye'nin gündemine getiriyor. Amaç belli; Davutoğlu'nu yıpratmak, AK Parti'yi parçalamak..
Tayyip Erdoğan bu tuzağa düşmedi tabii:
“Ahmet Bey’in Pensilvanya’ya gitmesinden benim bilgim var. Benim iznim ve bilgim dahilinde gerçekleşmiştir. Ve oraya gitmiştir. Hatta Zafer Çağlayan Bey de gitmiştir. Bunlar benim bilgim dahilinde gerçekleşti. Ahmet Bey ziyaret sonrası görüşmenin içeriğini anlattı. İyi niyetli girişimimiz bir karşılık bulmadı. Görüşmenin içeriğini söyleyemem. O tarihten sonra da arkadaşlarımıza ‘Pensilvanya’ya gitmeyeceksiniz’ demeye başladım.”
Hal böyleyken...
Haysiyet cellatları dünden itibaren harekete geçti ve FETÖ silahını Ahmet Davutoğlu'na doğrultmaya başladı. Ahmet Davutoğlu'na sahip çıkanları da "AKP'li fırıldaklar" olarak yaftaladılar...
"FETÖ'yü makinalı tüfek gibi kullanan haysiyet cellatları!" yazımda, yapılan yanlışları bir bir sıralamıştım hatırlayın. O yazının mürekkebi kurumadan, Tayyip Erdoğan'ın "Kutlu mücadelesi"ne zarar veren, kirli bir oyun daha oynandı. Az önce de ifade ettiğim gibi, haysiyet cellatları, bu sefer Ahmet Davutoğlu'nu FETÖ bohçasına koydular.
Davutoğlu'nu FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışan bu zavallıların kardeşleri, 15 Temmuz sonrasında Türkiye'nin dört bir yanında, canlar yakıyor, ocaklar yıkıyor.
Kalpler pas tutmuş, başı secdedeyken, ayağını kaydıracağı kişiyi nasıl yakacağını hesaplayacak kadar çılgınlaşmış bir güruh... İktidar nimetleriyle tanışmadan evvel, çirkin iftiralara uğrayanlar, zulme maruz kalanlar, şimdilerde zulmediyor, iftira atıyor.
Çok örnek var, onlardan sadece biri...
Kars Kafkas Üniversitesi'nde görevli Muhammet Şakiroğlu, 15 Temmuz gecesini sokaklardaki kahramanlarla geçirdikten sonra, sabah 10'da evine giriyor. FETÖ alçaklığına dair attığı twitleri ortada...
AK Parti Kars İl Başkanı Adem Çalkın da, Şakiroğlu'nun o gece ki yol arkadaşı... Sabaha kadar birlikte mücadele ediyorlar FETÖ darbesine karşı...
Bir kaç gün geçtikten sonra, Muhammet Şakiroğlu'nun da içinde bulunduğu 27 kişi gözaltına alınıyor. 22 günlük gözaltı süresinin ardından Şakiroğlu, FETÖ'den tutuklanıyor.
Muhammet Şakiroğlu'nu FETÖ ile ilişkilendirip, 15 Temmuz'un üzerinden üç ay geçtikten sonra içeri atıyorlar.
FETÖ ile nasıl bir bağlantısı vardı Muhammet Şakiroğlu'nun...
ByLock kullanmış mı?
Hayır.
Bankasya'da parası var mı?
Hayır.
Okulları ile bağlantısı olmuş mu?
Hayır.
Peki niye tutuklu bu adam?
FETÖ ile hiç bir bağlantısı yok madem, niçin içeri atıldı?
Cevap:
FETÖ'nin Kafkas Üniversitesi'nin imamı, "O da bizden" dediği için. İçerideki adamın iftirası ile içeride tutulan Muhammet Şakiroğlu'nu dışarıda tanıyan herkes, farklı şeyler söylüyor. Bu adamın haksız yere içeride tutulduğunu belirtiyor. Kavgalı olduğu kişiler dahil..
Niye içerideki kişilerin sözü geçerli oluyor da, dışarıda Şakiroğlu'nu aklayan kişilerin şehadeti ciddiye alınmıyor?
Niye?
Çok örnek var... Saymakla, yazmakla bitmez... Hak, adalet, insaf, izan, FETÖ silahını makineli tüfek gibi kullanan haysiyet cellatlarına yenik düşmemeli...
Bu konuya devam edeceğim..