'Fethullah' dediler mi?

'Fethullah' dediler mi?

Ekrem Dumanlı diyor ki:
"Hem Birand hem de Arslan ısrarla "Fethullah" diye hitap ediyorlar"...
Ve haklı olarak diyor ki:
"Nezaket kurallarının çerçevesi bu mu?"
Sonra da şöyle devam ediyor:
"Herkese sayın demeyi asgari nezaket kuralı sayan kişiler, toplumun önemli bir kesimi tarafından saygı ve sevgiyle karşılanan ve 70 küsur yaşında olan bir kanaat önderi söz konusu olduğunda mı bu kadar üzücü davranabiliyor? Asgari nezaket! Çok mu zor bilemiyorum...
"


Bana göre zor olmanın ötesinde mecburi bir nezaket kuralı bu...
Hele de ekran önünde olan insanlar için...
Ekrem Dumanlı eleştirisinde o nedenle yerden göğe kadar haklı...

70 yaşında birine kanaat önderi olmasa da adıyla hitap edilmez...
70 yaşındaki birine cemaat lideri olmasa ismiyle seslenilmez...
70 yaşındaki birini kalben sevmeseniz de sırf yaşından ötürü saymak zorundasınız...
Bizim geleneğimiz, aile terbiyemiz, damarımızdaki kan bunu der...

Ekrem Dumanlı bu eleştiriyi getirince Medya Mahallesi'nin o günkü yayınını bir kez daha izledim...
Gördüm ki Dumanlı "hak" çiğnememiş...
Buraya birebir o bölümün deşifresini aktaracağım...
Birand bir kez hocanın ismini anıyor ve "Fethullah" diyor...
Ayşenur Arslan ise 5 kez Fethullah Gülen'in adını geçiriyor.
Bir kez "Fethullah" diyor, devamında 4 kez isim ve soyadıyla hitap ediyor...

İşte o çok konuşulan diyalog:

Mehmet Ali Birand:
Biz askerlerin her dediğini yapmadık mı?
Ayşenur Arslan: Yapmadık...
Mehmet Ali Birand:
Aaaaa! Fethullah'ın kasetleri geldi yayınladınız?
Ayşenur Arslan: Fethullah
'ın kaseti gizli çekim miydi?

Ayşenur Arslan: Fethullah Gülen kasedinden 1,5 dakikanı çalacağım. İçimde yaradır. Medya Mahallesine başladığımda Zaman'dan röportaj yapmaya geldiler. Bunları aynen söyledim ama yayınlamadı zaman. Biz Ali Kırca ile ATV haber'de biz bir Fethullah Gülen kasedi yayınladık. Bu kaset gizli kayıt değildi. İki kamera vardı. Gülen'in bilgisi dahilinde kaydedilmişti. Bize de ulaştı bu kaset. Biz onu izledik ve Fethullah Gülen o dönem çok önemli ilişkiler kurmaktaydı. Böylesine önemli bir figürün yargı ve devlet ile ilişkiler konusundaki görüntülerini yayınladık. Daha sonra Gülen'in ağlarken görüntüleri yayınlandı başka kanallarda. Ben bunu aynen söyledim. Biz yayınladık. İtiraf mı? İtiraf.