Farkında mısınız; Mahmutbey'den lahmacunlu bir Michelin restoranı çıktı

Yazar Ertuğrul Özkök, İstanbul'da 5 restorana Michelin yıldızı verilmesini kaleme aldı.

Dün geceden beri çevremdeki bir çok insanın gözü, Michelin yıldızı alan İstanbul restoranlarının üzerindeydi.

Hemen herkesin gözü Bir ve iki yıldız alan Restoranların üzerindeydi.

Benim gözüm ise bambaşka bir yere takıldı.

Çünkü Michelin paleketlerinden biri öyle bir yere gitti ki, o semtin imajını bile değiştirebilecek özellikte.

Ve çok önemli gördüğüm bu şeyi sizinle paylaşmak istedim.

Üstelik takıldığım yerde bir değil iki şey gördüm.

Ama önce dün akşamdan başlayayım.

1 YILDIZ SÜRPRİZ DEĞİLDİ AMA İKİ YILDIZ SÜRPRİZ OLDU

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, off the record, daha üç yıl önce bana Michelin şirketinin İstanbul’daki restoranları değerlendirmek için Türkiye’ye geleceğini, ama Pandemi nedeniyle bunun ertelendiğini söylemişti.

Geldiler, değerlendirmelerini yaptılar ve dün gece sonuçları açıkladılar.

Bir çok insan gibi ben de Michelin yıldızlı birkaç restoranın çıkacağını tahmin ediyorduk.

Ama kendi payıma 2 Michelin yıldızı beklemiyordum.

Bence bu 2 yıldız hakettiği yere de gitti.

Singapur’daki başarılı işini bırakarak, Türkiye’de ilk restoranını açan şef Fatih Tutak’ın “Turk” adlı restoranı 2 Michelin yıldızı aldı.

Gerçekten önemli bir sonuç bu.

İKİ YILDIZLI BOLU MENGEN AŞÇISININ BAŞARDIĞI ASIL ŞEY

Fatih Tutak, Bolu Mengen Aşçılık Okulu’ndan çıkan bir şef.

Özellikle Uzak Doğu’nun prestijli restoranlarında geçen bir kariyeri var.

Bangkok’da mutfak operasyonları direktörlüğü yaptığı restoran “Dünyanın en iyi 50 restoranı ” ve Michelin Guide’ın Tayland listesine girdi.

Geleneksel Türk yemeklerine verdiği yepyeni ve modern yorumla ve bana göre en önemlisi, Michelin yemek Sanatını, sofistike bir görsel sanat eseri olmaktan çıkarıp, sadece tadılabilir değil, tekrar gelip yenilebilir bir lezzet haline getirmesi ile kazandı.

TEK YILDIZLARDA İKİ SÜRPRİZ VAR

Onun arkasından 4 restoran 1 yıldız aldı.

Bunların biri hepimizin beklediği bir yıldızdı: Mehmet Gürs’ün kurduğu “Mikla…”

Ötekiler de hakeden restoranlar.

“Neolokal”, “Araka” ve “Nicole…

Burada benim için bir sürpriz var.

Nicole Restoranın ilk şefi Aylin Yazıcıoğlu’ydu. ‘BenTürkMutfağı” Hasthagı ile çalışan bir şefti ve bana göre Michelin yıldızını çoktan haketmiş bir şefti.

Sonra ayrıldı ve yerine Serkan Ersoy geldi.

Onun da bu kaliteyi, sürdürüp, Nicole’a hakettiği yıldızı getirmesine çok sevindim. Kutluyorum.

YILDIZLI TEK KADIN ŞEF ARAKA’NIN PINAR TAŞDEMİR’İ

Neolokal’in şefi Maksut Aşkar ve Araka’nın şefi Pınar Taşdemir de benim için sürpriz olmadı.

Tabii yıldız alan tek kadın şefin Pınar Taşdemir olduğunu da kayda geçirelim.

Michelin “Genç Şef ödülünü” ise Mürver’in şefi Mevlüt Özkaya aldı.”

BANA GÖRE SUNSET MICHELIN BANA YILDIZINI HAKEDİYOR

Altını dikkatle çizeyim.

Yazdıklarımın hepsi “Bana göre…”

Başkalarının yazdıklarının da “Kendilerine göre” olduğunu da unutmayın.

Hiçbirimiz “Tanrı gusto yazarı” değiliz.

Gusto faşizmine düşmeyen normal bir yazar böyle düşünür.

Yine benim için bir eksik vardı.

Ben “Sunset’in” de “Michelin”yıldızı hakettiğini düşünenlerdenim.

Bence sadece “Servis ödülü” alması yeterli değildi.

Aynı şekilde “Beyti’nin” de Michelin” hakeden bir restoran olduğunu düşünüyorum.

ŞU RESTORANIN ADRESİNE BİR BAKSAYDINIZ GÖRÜRDÜNÜZ

Şimdi başlığa geliyorum.

Gözüm asıl “2023 Michelin İstanbul Tavsiyesi” listesine takıldı.

Baktım şu ana kadar kimse o restoranın üzerinde durmadı.

Oysa internet sitesine girip, restoranın adresine bakan bir insan anında bu söylediğimin ne anlama geldiğini anlayacaktır.

Çünkü restoran Bağcılar semtinin Mahmutbey mahallesinde.

Adı “Seraf…”

Şefi ise bir kadın.

Sinem Özler.

MENÜSÜNDE LAHMACUN OLAN İÇKİ VERMEYEN BİR LOKANTA

Mahmutbey Peyami Safa Caddesi’nde, mahalle arası denilebilecek bir yerde, bir apartmanın ikinci katı.

İçki vermiyor.

Sahibi, İtalyanca dahil 5 dil konuşan, Bilkent mezunu, gusto aristokratı diyebileceğim bir işinsanı.

Doğan Yıldırım.

Menüsü Anadolu yemekleri…

Yani lahmacun da var, modernleştirilmiş içli köfte ve enginarlı yemekler de.

Öğle yemeklerinde hep dolu.

Ben bu restorana 3 defa gittim ve her defasında hayranlıkla ayrıldım.

4 YIL ÖNCE MUTFAĞA GİREN BİR KADIN ŞEF

Size özellikle şefi Sinem Özler’i tanıtayım.

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Reklam ve Masaüstü Yayıncılık Bölümünden mezun.

Uzun süre şirket yöneticiliği yapmış, Doğan Yıldırım’ın kurduğu Seraf Restoran’da 3 şef işten ayrılınca mutfağa o geçmiş.

Biraz Mehmet Gürs gibi.

Ne zaman arasam, ya Urla civarında, ya Anadolu’nun bir yerinde.

Sürekli yerel ürün arıyor.

Seraf restoranın giriş katında bir ürün mağazası var.

Harika ambalajlar içinde Anadolu ürünlerdi satılıyor.

BENİM FAVORİM MODERN İÇLİ KÖFTE VE MARDİN ACURU TURŞUSU

Benim favorim “Mardinr acurundan yapılmış turşu. Ayrıca lahmacununu çok seviyorum.

Bu arada insana en modern İtalyan restoranında yiyebileceği ravioli hissi veren küçük içli köfte, hem tadı hem de sunumundaki estetik ile harika.

Seraf bu yıl tavsiye listesine girdi.

Hislerim ilerde rahatlıkla 1 Michelin yıldızına çıkabileceğini söylüyor…

Ama dediğim gibi “Bana göre…”

SÖZ GUSTO’NUN İLBER ORTAYLI’SINDA “LAHMACUNA MICHELIN VERİLİR Mİ”

Yazıyı her zamanki gibi bir şakayla bitireyim.

Eminim “Menüsünde lahmacun olan restorana Michelin verilir mi” diyen çıkacaktır.

Bu tartışma beni aşar.

Yine “Bana göre” görüşümü yazayım.

Türkiye’nin en rafine gusto yazarlarından biri Vedat Milor’dur.

Boğaziçi Mezunu, London School of Economics’de okumuş.

Yetmemiş gidip Berkeley’de okumuş.

Benim de çok sevdiğim bir yazar.

Ama şu kadere bakın ki, sosyal medyadaki en büyük kariyerini “Menemene soğan doğranır mı doğranmaz mı” sorusuyla yaptı.

Bu tartışma sayesinde bir günde “Gusto’nun İlber Ortaylı’sı” oldu.

BERKLEE’DEN SOĞANLI MENEMEN YAZARI ÇIKARSA LAHMACUN’DAN DA MİCHELIN ÇIKAR

Benim görüşüm şu:

Boğaziçi’nden(Tabii ki eskisinden) , LSE’den; Beklee’den “Soğanlı menemen yazarı” çıkarsa, Lahmacun’lu restoranda Michelin yıldızı niye çıkmasın…

İşin ciddi tarafına geleyim.

Bu tartışmaya kapılıp, sakın ola, Seraf’ı mahalle arası bir kebab lezzeti dükkanı sanmayın.

Seraf çok modern bir restoran…

Şöyle söyleyeyim.

İçki verse, şarabı Nude bardakta servis yapacak bir insan var kurucusu olarak.

Dedim ya 5 dil konuşan, İtalyancayı çok iyi bilen bir gusto aristokratı Doğan Yıldırım.

Onun restoranında lahmacun, en harika pizza kadar modern ve estetik bir yemeğe dönüşüyor.

Fiyatı da öyle Bodrum işi değil….

Yorumlar