Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hem iktidar hem de muhalefetin tepkisini çektiğine göre…
Demek ki doğru şeyler söylüyor…
Dün de İtalya’ya giderken şöyle dedi:
“Herkes düşman değil…”
Gelin de bunu Başbakan’a danışmanlık yapan arkadaşlara anlatın…
Onlara göre “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok…”
Yüzümüze gülenlerin hepsi bizi soymaya, ülkemizi elimizden almaya çalışıyor…
Onlara (Başbakanlık danışmanlarına) göre durum şöyle:
Herkes bize düşman…
Dost görünenler kuyumuzu kazıyorlar...
NATO, BM, ABD, AB, İsrail çanımıza ot tıkıyor…
Faiz Lobisi (Nasıl bir öcüyse bu mübarek; hem yok ama hem de başımıza belâ) ekonomimizi felâkete sürüklüyor…
Başbakan’ı eleştirenlerin hepsi “Vatan Haini”…
Kız arkadaşıyla aynı evde ders çalışan bir delikanlı cinsi sapık…
Kız da zaten orospuluğa meyilli…
İsteyene veriyor…
Yargı külliyen Cemaatin hizmetinde…
İçlerinde bağımsız ve tarafsız yargıç ve savcı mumla arasanız bulamazsınız…
Polis günde yirmi dört defa Gülen’i arayıp; “ellerinizden öperiz Hocam, bir emriniz var mı?.. Bugün kimleri gözaltına alalım?” diye talimat bekliyor…
Efendim…
Şimdi klavyenizin başına geçip de bana “Ne yani Cemaat melek mi?” deyip hakaretler yağdırmayın…
Ne zaman yazdım ya da söyledim öyle bir şey?..
Elbette savcıların, yargıçların içinde Cemaat Holding’den beslenenler, nemalananlar var…
Beslenmeseler bütün bu kadar hukuksuzluğu hiçbir mürit savcı ya da hâkim sadece bir din adamına olan sevgisini göstermek için yapamaz…
Yıllardır “Cemaat Holding’in ekonomik gücü arttıkça siyasi gücü de artıyor”diye yazar/söyler dururum…
Ne Hükümet ciddiye aldı ne muhalefet…
Buyurun şimdi görün ne halde olduğumuzu…
Ama be arkadaş…
Bu demek değil ki her savcı, her yargıç Cemaat Holding’den nemalanan, beslenenler kadar vicdansız…
Bu memleketin Adalet Bakanlığında vicdanı ve fikri hür on binlerce savcı ve yargıç var…
Ve…
Memleket henüz batmadıysa işte onların yüzü suyu hürmetine batmıyor…
Bakın gördünüz…
Hiçbir hukuki değere ve vicdana sığmayan yargılamalardan sonra ceza yağdıran mahkeme “Yeniden Yargılanma” talebini reddetmişti…
Ama bir diğeri o ret kararını kaldırdı…
“Bir dakika!” dedi… “Sen tarafını belli edip ceza yağdırdın; yeniden yargılanma olup olmayacağına sen karar veremezsin”…
Ey güzel insanlar!..
Evet…
Türk yargısı son altı yıldır kimi savcı ve yargıçlarının sonunda “suçüstü”yakalandıkları bir “kirli yargı dönemi” yaşadı…
Ama lütfen kabul edin ki bu kirliliği yaratanların sayısı bir otobüsü doldurmaz…
Pensilvanya’ya gönderseniz bunları, bir RJ 100 (Yüz kişilik) uçağını bile dolduramazlar…
Ama ne o öyle ya?..
Sanki bütün yargımız; yargıçlarımız, savcılarımız kirliymiş gibi…
Çok kötü bir hastalığa düştük milletçe…
Ya da düşürüldük…
Bu hastalığın adı, “İttihat Terakki Zihniyeti hastalığı”…
Yıkarsa devletimizi de milletimiz de işte bu hastalık yıkacak…
Bu hastalığa göre “içimiz dışımız düşman dolu”…
Müttefiklerimiz düşman, işadamlarımız düşman, sanatçılarımız düşman, sendikacılarımız düşman, medyamız düşman…
Ve hatta sonunda gördük ki…
“Merkez Bankamız bile düşmanlarımızın (Faiz Lobisinin) emrinde”…