Hoşgörü ne güzel bir erdemdir...
Ruha verdiği ferahlığın ötesinde...
İnsanı "adam gibi adam" yapar...
Ne kıvırtmaya gerek kalır...
Ne dönekleşmeye...
Herşey bir yana...
"Ama" ile başlayan kelimelere kul köle
etmez...
Nerden değdi kulağıma hatırlamıyorum...
"Ama" ile başlayan cümlelere dair bir sözdü...
İnanmadığımdan olsa gerek pek dikkat etmemişim...
Şöyle bir şeydi galiba:
"Ama" ile başlayan cümle 'şeytan'
işidir...
Ya da:
"Ama' ile başlayan cümle "ego"
ürünüdür...
Murat Bardakçı'nın bugünkü "internet sansürüne
ilişkin" yazısı aynen böyle...
Diyor ki Bardakçı:
"Yeni uygulamanın gerisinde internete hakikaten bir
sansür koyma hevesi yatıyorsa bunun aklın,
mantığın ve teknolojinin gerisinde kalmış bir çaba olduğunu makul
düşünen herkes zaten kabul eder. Buraya kadar tamam,
sansüre karşı çıkılmalıdır ama,..."
Ah işte o "AMA" var ya!..
Hani az önce dedim ya...
"Ama" ile başlayan cümle "ego" ürünüdür
diye...
Devam edelim Bardakçı'nın "ama" çektikten sonra
yazdıklarına:
"ama devletin internet
konusunda mutlaka yerine getirmesi gereken başka görevleri vardır:
(...) Kendisinde aklına estiği zaman herkese çamur atma, hakaretler
yağdırma ve iftira etme hakkını bulan sitelere mâni olmak!
Çamur atan sitelere örnek mi arıyorsunuz? İşte bunlardan
biri: Geçen hafta kapatılacağı gündeme gelen Ekşi
Sözlük!"
Bir insan, bir "ama"dan sonra yazdıklarıyla
kendisini nasıl böyle inkar edebilir...
Sansüre karşıyım ama....
Eee!!!
...ama çamur atan siteler
SANSÜR edilsin...
Yani...
Bana dokunan siteyi sansürleyin, dokunmayanları
özgür kılın!
Niye peki?
Efendim!... EKŞİ sözlük denen bu "çamur
site" Murat paşamızı çok incitiyormuş...
Çok kötü sıfatlar takıyorlarmış ona...
"Mesela" demiş:
"Çakma tarihçi", "boş ve beleş konuşan", "şişik ego sendromundan
muzdarip boş küme", "faşist", "terbiyesiz", "kibirli, bencil,
egoist, küstah, fazla ve boş bilgiden dolayı zehirlenmiş beyin",
"düşünebilme yeteneğini kökten kaybetmiş" yazmışlar...
Ah be Murat Paşam!
Ahhh!!!
Bu yazdıklarından geçtim de...
Hasan Cemal'in bu "çamur siteyi" savunmasına
takılmışsın ya...
İşte o kısım beni bitirdi...
"Ama, Hasan Ağabey'in
yazısını Ekşi Sözlük'te hakkında söylenenleri okumadan
kaleme almış olduğuna, yoksa bu kadar nazik bir dille
yazmasına imkân bulunmadığına eminim. Şayet okusa
idi kendisinden "medya dedikoducusu", "asansör önü muhabbetlerinin
not tutucusu", "içki masalarındaki anlık öfkelerden, esprilerden ya
da öylesine söylenmiş şeylerden tuğla kalınlığında kitap çıkartıcı
çoksatarcı yazar", "kötü gazeteci", "yeni birşey söyleyemeyen
kifayetsiz" gibisinden seviyesiz ifadeler kullanıldığını ve hattâ
"Tanrım, bu adamı baştan yarat ama bu ülkede yaratma, New York'ta
bir garson olarak yarat"! gibisinden dualar edildiğini görür, bu
edepsizlikleri savunmaz, tam tersine "Bu ne terbiyesizliktir?"
derdi!"
Bak şimdi Murat Bardakçı!
Emin ol Hasan Cemal o sitede hakkında ne yazıldığını
ezbere biliyordur.
Fark şu ki...
O özgürlüğü sadece kendisi için değil...
Düşmanı için de istiyor.
Buna moda deyimle "ileri demokratlık"
diyebilirsin.
Çaktın mı davayı?
Yok çakmadıysan "Bardakçı SANSÜRÜ"nü istemeye
devam et...
Bizlerde sana "sansürcü" diye
çamur atar dururuz...
Ne yapalım!
Bizim de "sadece kendine Müslüman olanlara" pek
tahammülümüz yok...