AK Parti çevrelerinde Özal'ın değilse bile, raporun zehirlendiği kanaati hakim.
Meseleye nasıl bakıldığını gösteren kulis bilgilerini sizinle paylaşayım.
Ardından asıl konuya geleceğim.
Gülen cemaatine yakın medyanın, Özal'ın zehirlenerek öldürülmüş olması ihtimaline “gereğinden fazla” ilgi göstermesi AK Parti çevrelerinde ciddi bir rahatsızlık yaratmış.
Cemaate yakın birinin başkan olduğu Adli Tıp’ın raporu daha açıklanmadan, Bugün ve Zaman gazetelerinde “zehir bulundu” şeklinde haberler çıkması rahatsızlığı artırdı.
Şimdi herkes bu ‘fazla ilgi’nin altındaki esas nedeni merak ediyor.
Gerçekten de gereğinden fazla bir ilgi var. Buna ben de katılıyorum.
Gerek ulusal medyada, gerekse sosyal medyada bu mesele bazı gazeteciler tarafından bir kampanya halinde gündemde tutuluyor.
Bir tür "Özal'ın kanı yerde kalmasın" kampanyasına.
İşte bundan dolayı AK Parti çevrelerinde genel bir şaşkınlıkla beraber, bir tedirginlik de yaşanıyor.
Herkes birbirine soruyor: Gülen cemaatine yakın gazeteci ve yazarlar bu meseleyi niçin bu kadar önemsiyorlar?
Özal'ı bu arkadaşlar için ailelerinden bile daha değerli kılan ne?
AK Parti kulislerinde konuşulanlara göre hükumetin kafasında, yargı ve emniyetin “Özal öldürüldü” senaryosu üzerinden yeni bir tutuklama, tasfiye ve hesaplaşma sürecini başlatacağı görüşü var.
Bu 'hesaplaşmanın' ucunun bir şekilde MİT'e kadar götürüleceği düşüncesi hakim.
Anlayacağınız MİT krizinden sonra ikinci bir iktidar çatışması bu sefer Özal'ın ölüm nedeni üzerinden yürüyor.
Burada hangi tarafın tezleri doğru bilemem. Ama gördüğüm bir şey var, o da Gülen cemaatine yakın gazetecilerin bir meseleyi ele alırken gösterdikleri abartılı hassasiyetin o meseleyi çözümsüz hale getirdiği.
Çünkü o aşırı hassasiyetin altında bir 'bit yeniği' aranıyor.
Kabul etmek gerekir ki Türkiye'de bir iktidar savaşı var. Taraflar birbirlerini gözlemleyerek tavır belirliyorlar.
Hatırlar mısınız TÜBİTAK'ın Odatv davası raporunu? O zaman da hem “virüs vardır”, hem de “virüs yoktur” diyerek anlaşılmaz hale gelen bir rapor çıkmıştı.
TÜBİTAK'ın bu alengirli raporuna en çok kim sahip çıktı biliyor musunuz? Gülen cemaatine yakın medya. Aynı arkadaşlar bugün Adli Tıp'ın “zehir var ama zehirden ölmedi” türü, ne dediği belirsiz rapora verip veriştiriyorlar.
AK Parti ise iki durumda da daha fazla bela almadan geçiştirmiş olmanın rahatlığı içinde.
Peki bu işler nereye kadar böyle devam edecek?
Türkiye'nin daha kaç sorunu 'iktidar çatışmasına' feda edilecek?
AK Parti'nin kurumlar ve raporlar üzerinden bu savaştan galip çıkmaktan başka yapacağı bir şey yok mu? Bu yöntemlerle kendini daha ne kadar kurtaracak?
Mesela Türkiye'deki sistemi iktidar savaşlarından arındıracak bir yapıya kavuşturmayı niçin dert etmiyor? Niçin gündeminden “bizden sonra” diye bir plan yok?
Biz esasında kimin haklı, kimin samimi, kimin Türkiye'nin iyiliği, kimin kötülüğü için bu savaşı verdiğini nasıl anlayacağız?
Bu çatışmada AK Parti ile aramız iyi ise AK Parti'nin, Cemaatle aramız ise cemaatin yanında mı yer alacağız?
Hem sorunların çözülmesini isteyen, hem de partilerden, cemaatlerden, kişilerden bağımsız bir sistemin kurulması taraftarı olamayacak mıyız?
Şuraya bakar mısınız: Devlet kurumlarından çıkan raporlar meseleleri daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor! Olacak şey mi bu?
Şimdi sokaktaki vatandaşa sorun: Özal öldü mü öldürüldü mü? 'Devletin cevap bulamadığı' soruya vatandaş nasıl bulacak ki?
Diyeceğim odur ki Türkiye'nin hayati meseleleri bu iktidar savaşına kurban verilmeye devam edecek.
Yargı, emniyet ve bazı medya organları meselelere gereğinden fazla hassasiyetle yaklaştıkça, iktidar da o oranda içine kapanacak ve konuları çözümsüz bırakma yoluna gidecek.
Mesela, Başbakanın kafası net olabilir ama sokaktaki insanın MİT konusunda kafası net mi? MİT- KCK ilişkisi bu iktidar savaşı yüzünden aydınlatılamadı. Gerçekte MİT'in PKK ile ilişkisinin ne olduğunu, aslında ne yapmak istediğini anlamadık.
Daha kaç mesele “Türkiye'ye operasyon yapılıyor şüphe”sine kurban verilecek?
Cemaate mensup medya ve gazeteciler Türkiye'ye bir hizmet yapmak istiyorlarsa, öncelikle etraflarında oluşan bu 'şüphe'yi dağıtmalılar.
Dağıtmalılar ki bu meselelerin çözümüne gerçekten katkı verebilsinler.
Özal mı zehirlendi yoksa rapor mu? Nasıl çıkacağız bu işin içinden? twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın