AREA araştırma şirketinin Ocak ayı içerisinde yaptığı ‘Siyasi Durum Araştırması’ anketinde ilginç oranlar var.
Bugün, toplumun nabzını tutan bu anketin gölgede kalan ilginç kısımlarına dikkatinizi çekmek niyetindeyim.
Medyada sık sık anket sonuçları yayınlanıyor. Fakat medya genelde partilerin muhtemel oy oranlarını ön plana çıkardığı için diğer kısımları pek fazla tartışılmıyor.
Hükümetin icraatları, AB, terör, işsizlik, eğitim, Suriye meselesi, liderlerin performansı gibi konularda verilen cevaplar eminim sizin de dikkatinizi çekecek türden.
Anket 18-22 Ocak tarihleri arasında, 26 il, 95 ilçe ve şehir merkezinde toplam 2062 kişi ile yüz yüze yapılmış.
Anketin ilk sorusu tahmin edeceğiniz gibi partilerin oy oranlarına dönük.
Çıkan oranlar hepimizin bildiği rakamlara yakın.
"Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna verilen cevaplar kararsızlar dağıtılmadan şöyle:
AK Parti % 42.8, CHP % 22.2, MHP % 11.1, BDP % 5.6
Bu oranlara kararsızlar dağıtıldığında rakamlar şu seviyelere ulaşıyor:
AK Parti % 49.9, CHP % 25.9, MHP % 13 BDP % 6.6
Partilerin muhtemel oy oranlarında bir farklılık yok. Bütün anketlerde neredeyse aynı.
Fakat toplumun genel gidişata dönük sorulara verdiği cevaplar pek parlak değil.
Geçtiğimiz günlerde bakanlar kurulundaki revizyonu değerlendirdiğim yazıda bir tuhaflığa dikkat çekmiş ve bir soru sormuştum: Eğitim, içişleri ve sağlık gibi devletin esas sorumlu olduğu üç ana görevini yürüten bakanlar başarısız diye değişti. Peki bu bakanlıklar başarısız ise hükumet nasıl başarılı sayılıyor ve bu kadar yüksek oyu kimden alıyor?
Ankette bu sorumu haklı çıkaran veriler var.
"Hükümetin icraatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna verilen cevaplar şaşırtıcı.
"Fikir beyan etmeyen" hanesindeki oranları buraya taşımadım.
Ekonomi politikaları: Başarılı % 36,3 başarısız: % 57.2 AK Partililerin yüzde 36’sı da başarısız bulanlardan.
Dış politikası: Başarılı % 32.9, başarısız % 56.2. AK Partililerin 34.4’ü de başarısız buluyor.
Terörle mücadele: Başarılı % 16.1, başarısız % 76.4 Başarısız bulan AK Partililerin oranı % 66.1
Sağlık politikaları: Başarılı % 48.4, başarısız 43.3 AK Partililerin % 24.7’si de başarısız görüyor.
Eğitim politikaları: Başarılı % 41.7, başarısız 50.3. Başarısız diyen AK Partililerin oranı 26.8
Yolsuzlukla mücadele politikaları: Başarılı % 27, başarısız % 59.8 AK Partililerin de % 39.1’i hükümetin yolsuzlukla ciddi mücadele etmediğini düşünüyor.
Demokratik açılım politikaları: Başarılı % 24.9 başarısız 55.1 AK Partililerin % 33’ü de hükümetin açılım politikalarını başarısız buluyor.
Oranlar böyle.
Peki nasıl oluyor da hükümetin icraatlarını başarısız bulan halk sıra oy vermeye geldiğinde AK Parti’yi tercih ediyor.
Bu soruyu anket değerlendirmesinden anlayan birkaç uzmana sordum, şöyle yorumladılar:
Toplumun icraatlara dönük eleştirisi henüz oy vermeme olarak kendini gösterecek bir tepki aşamasına gelmemiş. Siyasetteki alternatifsizlik bu tepkiyi ortaya koymayı da geciktiriyor.
Diğer bir nedense kişisel olarak Tayyip Erdoğan sevgisi iktidar icraatlarının önüne geçiyor.
Anketin devlet adamlarının karnesini ortaya koyan bölümde de ilginç sonuçlar var.
İşte bazıları:
Abdullah Gül ile alakalı nasıl bir kanaate sahipsiniz?
Olumlu diyenlerin oranı % 63.1, olumsuz diyenlerin oranı ise % 30.3. Abdullah Gül’e olumlu bakan CHP’lilerin oranı ise % 30.6
Tayyip Erdoğan ile alakalı nasıl bir kanaate sahipsiniz?
Olumlu diyenlerin oranı % 48.7 olumsuz diyenlerin oranı ise 44.5
Kemal Kılıçdaroğlu ile alakalı nasıl bir kanaate sahipsiniz?
Olumlu diyenlerin oranı % 23.3 olumsuz diyenlerin oranı ise % 66 Kemal Kılıçdaroğlu’na olumsuz bakan CHP’lilerin oranı ise % 22
Yaklaşık 3 ay önce “Abdullah Gül ne yaptı farkında mısınız?” başlıklı bir yazı yazmış ve Gül’ün yarattığı, toplumun büyük kısmı tarafından kabul gören devlet adamı kimliğine dikkat çekmiştim.
Bu sonuçlar bize gösteriyor ki Abdullah Gül dindar kimliğini muhafaza ederek küçük bir üslup ayarlaması ve nezaketi sayesinde toplumun büyük kesimi tarafından kabul gördü. Abdullah Gül’e gösterilen bu ilgi gösteriyor ki toplumdaki ayrışmalar ideolojik değil, daha çok üslup ve tutum kaynaklı.
Demek ki hem kimlik muhafaza edilip hem de toplumun büyük kısmına güven veren bir profil ortaya konulabilirmiş.
Başbakan Erdoğan’ın bu kadar koşturmasına, çabalamasına ve bu kadar cesurca işler yapmasına rağmen olumluluk oranının düşük kalmasında hiç kuşkusuz en büyük etken kullandığı ‘üslup’ ve ‘çatışmacı siyaset dili.’
Tayyip Erdoğan’ı sevenler ve sevmeyenlerin bu kadar katılaşmış olması Erdoğan’ın gelecek planları için en önemli handikap.
Gelelim diğer soru ve verilen cevaplara.
"Abdullah Öcalan ile yürütülen barış görüşmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna verilen cevaplar neredeyse eşit.
Olumlu diyenlerin oranı % 31.7 olumsuz diyenlerin oranı % 34. Temas kurulabilir ama sorunu çözeceğine inanmıyorum diyenlerin oranı ise 11.6.
"Ergenekon ve Balyoz Davalarında yargılananlarla ilgili düşünceniz aşağıdakilerden hangisidir?"
Yargılanmaların ve cezaların adil olduğunu düşünüyorum diyenlerin oranı % 24, ideolojik ve hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum diyenlerin oranı ise % 40.1
"İlker Başbuğ’un terör örgütü liderliğinden yargılanmasına nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna verilen cevaplar da ilginç.
Hukuki süreçtir iddialara katılıyorum diyenlerin oranı % 23.6 Siyasidir ve iddialara katılmıyorum diyenlerin oranı ise % 43.4
Bu davaların inandırıcılığını yitirmiş olmasının en büyük sorumlusu bu davaları adaleti bir tarafa bırakıp yargıyı hesaplaşmasına alet edenler ve yargının hukuksuz tutumudur.
Son olarak da Suriye meselesi var.
"Türkiye’nin Suriye politikalarını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna verilen yanıtlarda toplumun bazı aydınlara rağmen sağduyusunu muhafaza ettiği görülüyor.
Olumlu bakıyorum diyenlerin oranı % 20.3 Suriye’nin iç işlerine müdahale olarak görüyorum diyenlerin oranı ise 31.4. Fikir belirtmeyenler bu bölümde daha yüksek bir oranda. % 32.8
Medyanın, yazarların, siyasilerin ne düşündüğünü biliyoruz da, Türkiye’de olup biten hakkında toplumun ne düşündüğünü de ayrıntılı göresiniz istedim.. twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın