Evet yazdınız! İyi şeyler yaptınız İsmail
Küçükkaya'nın Genel Yayın Yönetmeni
olduğu Akşam'da... Fatih Altaylı'nın hayal ettiğini siz muhabirleri
"yazar" yaparak daha önce yaptınız!
Bunların hepsi güzel hoş şeyler...
Ancak, yazdığınız kadar, ya da yazdırdığınız kadar, yazanların,
gecesini gündüzüne katanların alın teri olan maaşlarını da ödeseniz
daha iyi olmaz mı?
Yazın!
Ama, çalışanların hakkını da ödeyin!
Bu olmazsa, yani çalışanlar aylarca maaş almadan çalışırsa, yarın
öbürgün karşınıza dikilir "şunu da yazın" deriz...
Mesela...
Kirasını ödeyemeyen muhabiri de yazın...
Kredi kartını ödemediği için evindeki eşyadan olan çalışanı da
yazın.
Çocuğunu servisten indirmek zorunda kalan editörleri yazın...
Listeyi uzatabiliriz...
İsmail Küçükkaya, Akşam için gerçekten çok iyi bir
isim. Az önce de ifade ettiğim gibi güzel de işler yaptı, yapıyor!
Ancak İsmail Küçükkaya'nın da herhalde bir yere kadar sabrı
var.
Nereye kadar parasız pulsuz muhabir çalıştırabilir İsmail
Küçükkaya?
Gazetede çıkan fotoğraflı haberler, muhabirlerin karnını
doyurmuyor. Manşete çıkan haberler, Akşam'da çalışanların kirasını
ödemiyor, kredi kartı borcunu ödemiyor.
Özeti şu:
"Biz yazarız" dediğinize göre... Ve bir sürü de tanıtım yaptığınıza
göre, kasanız birazcık olsun kendi yağıyla kavrulmaya başladı
demektir. O halde, çalışanların bir maaşını içeride tutmak
niye?
Valla kusura kalmayın, o maaşlar orada kaldıkça sizi bilmem ama
"biz yazarız" sizi...
Haberiniz olsun!