Gazetelerde sağlık
köşeleri doktor olmayan birilerinin tavsiyeleriyle doldurulur
mu?..
Herhalde hiçbir gazete yöneticisi böyle bir şeye
izin vermez...
Meselâ, kardiyoloji bilimiyle hiç ilgisi olmayan biri damar bakımı
konusunda ahkâm kesemez...
Diş doktoru olmayana diş bakımı konusunda yazı
yazdırılmaz...
Ama...
Gazetede "köşe yazarı" bordrosundan maaş alan biri her şeyi yazabilir...
Meselâ ekonomiyle ilgisi marketten alış veriş
yapmaktan ibaret olsa da "enflasyon" konusunda uzman kesilip yorumlar attırabilirler...
Meselâ;
okurlarının çok inanıp güvendiği bir köşe
yazarı TÜİK'in (Türkiye istatistik Kurumu)
her ay açıkladığı enflasyon oranlarının yanlış olduğunu köşesinde
yazabilir...
Hatta örnekler vererek, TÜİK'in yanlışlığını(!) cümle âleme duyurabilir...
O yazarın makalesini okuyan ekonomistler ve
TÜİK çalışanları saçlarını başlarını yolsalar da,
yazarın okurları; "vay beeee!.. Falanca ne yazmış ama"
diyerek takdir nidaları arasında köşe yazarımıza
övgüler düzebilirler...
Nereden mi çıktı bütün bunlar?..
Bekir Coşkun bugün iktisatla keman çalmayı
birbirine karıştırmış da ondan...
Coşkun çok başarılı bir kemanî olabilir, öyledir de...
Ankara'nın ünlü pavyonlarında keman çaldığını
kendisinden dinlemiştim bir TV programında...
Ama...
Bekir'in başarılı bir keman virtüözü
olması; aynı zamanda muhteşem iktisatçı
da olduğunun kanıtı değildir...
Zira aynı anda keman çalmakla iktisat bilmek
mümkün olsa bile bu Bekir için imkân
dâhilinde değil...
Çünkü bugüne kadar Bekir'in aynı zamanda iyi bir (hatta vasat) ekonomist
olduğuna ilişkin hiç bir haber
okumadım...
Ya da kendisinin "en az kemaniliğim
kadar iktisatçılığım da vardır" diye yazdığını,
söylediğini hataırlamıyorum...
Ama bugün bilmediği bir konuda sallamış
durmuş...
Yazısını başlığı
"Ampul..."
"Enflasyon hesabı
sepetinde var" diye başlıyor...
Ne mi var?..
“Merdiven...”
Bekir, "merdivene zam gelmedi mesela"
diyerek merdivenin enflasyon hesaplamasındaki
önemine(!) dikkat çekiyor...
Ve Burhan Felek'in
ünlü "ne çok yalınız yokmuş" öyküsünde
olduğu gibi ne çok ürüne zam gelmediğini anlatıp(!) sonra da hayatın % 25 pahalandığına dikkat
çekiyor...
Yazı komik olmasına komik ama sadece
"komik"...
Çünkü Bekir'in
anlattıklarının iktisat / enflasyon / hayat pahalılığı
gibi teknik kavramlarla hiç ilgisi
yok...
Ama dedim ya...
Okurları Bekir'in bu
absürd makalesini okuduktan sonra
mutlaka:
"Vay beeee!.. Bekir
Coşkun ne yazmış ama" diye kim bilir ne övgüler
düzmüşlerdir...
İşte Türkiye medyası böyle bir şey...
Ekonomi bilmeyenlerin ekonomi yazdıkları, keman
çalmayı bilmeyenlerin ise kemani olarak tanındıkları bir
ülke...
Allah sonumuzu hayretsin...
Amin...