HaberTürk’ün kurucusu Ufuk Güldemir, “Gücü Özgürlüğünde” sloganıyla çıktı yola.
Gerçekten de gücünü özgürlüğünden ve yansızlığından alan duruşuyla büyüttü HaberTürk markasını…
Ömrü yetmedi…
Allah yattığı yeri nur etsin…
Vefatından sonra satıldı HaberTürk…
Ciner Gurubu satın aldı…
Aynı adı taşıyan bir de gazete çıkardı Ciner…
Gazete de aynen televizyon kanalı gibi gücünü özgülüğünden aldı…
Medya Gurubu Başkanı Kenan Tekdağ hem televizyonun hem de gazetenin Merkez Medya niteliğinde yayın yapması için her türlü imkânı ve desteği verdi.
Gazete Fatih Altaylı yönetiminde bunu çok iyi başardı…
TV de, Medya Gurup Başkanı Kenan Tekdağ’ın program formatları, moderatör seçimi ve haberlerde kullanılacak dil ile bizzat ilgilendiği sürece, haber kanalları içinde hep “Bir Numara” oldu…
Ne zamana kadar?..
Yiğit Bulut’un yönetime getirilişine kadar…
Karar verin artık ama... Turgay Ciner kimden yana?.. Hükümetten mi?.. Cematten mi?.. Nereden mi çıkardım?.. Yahu unuttunuz mu?.. Daha bir hafta önce bir ses kaydı dinlediniz "Tamam işte; Ciner Gülenci" dediniz... İkinci bir kayıtta fikriniz hemen değişiverdi. "Gördünüz mü?.. Ciner meğer Erdoğancıymış..." Yahu Allah aşkınıza kesin karar verin... Ciner kimci?.. Bu arada ben kendi cevabımı vereyim... Turgay Ciner "hiç kimseci değil"... Bütün dünyadaki diğer meslektaşları gibi bir "iş adamı"... İş adamları "hiç kimseci" olmadıkları gibi "herkesçi"dirler... Ve... Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde (Gelişmiş ülkesinde) işadamları "hiçkimseci" veya "herkesçi" oldukları için ayıplanmaz... Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde ise "aaaaaa çok ayıp"tır... Peki... Bu, bir ellerinin ayasıyla ağzını kapayıp "aaaaaa çok ayıp" çekenler hiç mi ayıp etmezler?.. Cevaplıyorum... Ayıp içinde boğlulurlar... |
Yiğit Bulut kanalın “Tek Yetkilisi olma” hakkını suiistimal edince kanalda gerileme başladı…
Yiğit gücünü özgürlüğünden alan kanalı, “gücünü siyasal iktidarın lehinde kullanan” kanala dönüştürdü…
Kenan Tekdağ geç kalınırsa; gücünü özgülüğünden alan kanalın marka değerinin sıfırlanacağını fark ettiği an nezaket çerçevesinin dışına çıkmayan müdahalesiyle Yiğit’i görevden aldı…
Uzunca bir süre Tekdağ eskiden olduğu gibi bizzat ilgilendi kadro ve program formatı seçimiyle.
HaberTürk TV hemen toparladı…
Toparlandı da ne oldu?..
Mehmet Fatih
Saraç’ın televizyonu yönetme sorumluluğunu
yüklendiği günden itibaren yeni bir "Yiğit Bulut
Dönemi" başladı…
Yani...
Yeni bir “Siyasal İktidar Destekçiliği” dönemi…
Elbette bu “yandaşlık” programlara da yansıdı…
Kenan Tekdağ’ın müdahaleleri olmasaydı, HaberTürk TV bugüne kadar çoktan Kanal 24’e dönüşümünü tamamlamış olacaktı…
Mehmet Fatih Saraç televizyonda artık, “arkadaşlar unutmayın ki patronun en çok izlediği haber kanalıyız. Göreyim sizi. Beni patrona mahcup etmeyin” diye dolaşıyordu…
“Patron” kim miydi?..
Yok, hayır…
“Patron” parayı veren Turgay Ciner değil M. Fatih Saraç’ı kanala atayan Başbakan Erdoğan’dı…
Nitekim gördük işte…
Başbakan telefon ediyor, Fatih Saraç’a ekranın altından geçen alt yazı haberini oradan hemen kaldırmasını emrediyordu…
Saraç da, “gücünü özgürlüğünden alan” bir kanalı yönettiğini unutup, bir siyasi lidere (Başbakan da olsa) “Emredersiniz Sayın Başbakanım” diye “biat” ediyordu…
Bir dakika…
Amman ha!...
Zannetmeyin ki burada ayıbı yapan Başbakan’dır…
Asla…
Başbakan mesleği “siyaset yapmak” olan biri…
Dünyanın bütün ülkelerinde siyasi liderler, başkanlar, başbakanlar, bakanlar ve hatta milletvekilleri medyayı kullanmak için can atarlar…
Ve bu ihtiras ayıp değildir…
Siyasetçi işinin gereğini yapmaktadır…
Ayıp olan, işi (Gerektiğinde) en güçlü politik lidere bile diklenmeden dik durmasını bilmesi gereken medya yöneticisinin veya yazarın dik duramayışıdır…
Boyun eğişidir…
“Emredersiniz Sayın Başbakanım/bakanım” deyişidir…
Peki…
Ciner Gurubu’nun Medya Gurup Başkanı kimdir?..
Bilmeyenlere hatırlatayım: Kenan Tekdağ’dır…
Başbakan, Tugay Ciner’i veya Kenan Tekdağ’ı arasa ikisinden birinin telefona çıkmama ihtimali var mı?..
Yok…
Olmaz…
Olamaz…
İkisi de o kabalığı yapmazlar…
Ama…
Ciner, “Sayın Başbakanım, takdir edersiniz ki işlerimin yoğunluğu nedeniyle medya ile ilgilenemiyorum ama arkadaşlarımla konuşur neden öyle yapıldığına ilişkin gerekçelerini öğrenirim. Ancak kurumsal ilkelerimiz açısından hiç birimiz yetkili arkadaşlarımızın görev ve sorumluluklarına müdahale etmiyoruz” derdi…
Peki…
Başbakan Kenan Tekdağ’ı arasa ne cevap alırdı?..
Turgay Bey’in cevabı kadar nazik ama o cevaptan çok daha kesin bir şekilde “Kural olarak yetki verdiğimiz arkadaşlarımızın işlerine müdahale etmeyiz Sayın Başbakan” yanıtını alırdı…
Bu cevapları alacağını bildiği için Başbakan Mehmet Fatih Saraç’ı aradı…
Ve…
Beklediği “Emredersiniz Sayın Başbakanım” cevabını aldı…
Artık…
HaberTürk TV “Emredersiniz Sayın Başbakanım” kanalıdır…
Mehmet Fatih Saraç o görevde kaldığı sürece de o unvanı silmeye Kenan Tekdağ’ın gücü bile etmeyecektir…
Yazık oldu HaberTürk TV’ye…
Son zamanlarda haber dili ve tartışma programlarıyla zaten Kanal 24’ün küçük bir kopyası olmuştu…
Artık daha da öte…
HaberTürk TV artık, “Emredersiniz Başbakanım” kanalıdır…
Ey güzel insanlar!..
Kimileriniz; “Turgay Ciner Fatih Saraç’ı o göreve getirirken Başbakan’a biat edeceğini bilmiyor muydu?” diye itiraz edebilir…
Bunu soranlar Türkiye’de özel sektörün nasıl işlediğini bilmeyenlerdir…
Türkiye’nin bütün dev özel sektör malikleri her dönemde siyasal iktidara yakınlığıyla bilinen profesyonellerle çalışmayı tercih ederler…
“Ama” derler “Her isteklerine evet demeyeceğimizi de bilmenizi isteriz…”
İşte bu nedenle…
Profesyonel yönetici; karıncayla aşk yaşayıp belini incitmemeyi başarma yeteneği olandır…
Profesyonel yönetici hem patronun “hayır” diyemeyeceği “Çok Güçlü İktidar Sahiplerine” patron adına “Hayır” diyebilecektir…
Hem de bunu yaparken ne “hayır” dediği “Çok Güçlü İktidar Sahipleri kırılacaktır, ne de patronunun onuru…
Bu dengeyi utturma yeteneği olmayan bir kişi de büyük bir kurumun profesyonel yöneticiliği yüklenmeyecektir…