AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın geleneksel
hale getirdiği iftar yemeğinde, Başbakan
Erdoğan'ın masasını uzaktan izledim.
Koca koca adamlar, masalara çarpa çarpa, Erdoğan'a görünmek için
çırpındı durdu gece boyunca.. Hele Cengiz Kaptanoğlu'nun
Başbakan'a dokunmak için yaptığı hamle vardı ki, kelimenin
tam anlamıyla rezaletti!
Bir şey söylese, bir şey anlatsa Kaptanoğlu'nu anlarım!
"Ben de buradayım" demek için sadece
dokunuyor!
Başbakan, Cumhurbaşkanı konuğunu uğurlarken üstelik...
***
Kaptanoğlu'nu gölgede bırakan gazeteciler de Başbakan Erdoğan'a
görünme yarışına girdi sonra... Koruma duvarını aşamayınca,
patronuyla bir süre ayakta boy gösteren "gazeteci
kılıklı" malum şahıs, gitmek için izin istediğinde ne
yaptı biliyor musunuz!
Kapıya yönelmek yerine sahneye yöneldi. Sahnenin önünden sola doğru
ilerledi. Oradan tekrar sola... Niye? Tayyip Bey'e görünmek için
tabii ki.. Ağzım öylece açıkta kaldı! Bu kadar önemli miydi
Erdoğan'a görünmek?
Önemliymiş!
Size yemin ediyorum midem bulandı!
Çocuklar ünlü bir kişinin etrafında toplanır da o ünlü kişiye
ulaşmak için her şeyi yapar ya.. Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki
kalabalıkta öyle bir görüntüydü işte. Kürsüden anons:
- Lütfen masanın etrafını boşaltın!
Ne utanç verici bir şey!
Ama yağmur yağıyordu sanki.
Herkes şükrediyordu çünkü!
***
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın kusursuz iftar yemeğinde bir
"adam" daha vardı. Ama "adam gibi bir adam."
İktidarın en güçlü ismi, Tayyip Erdoğan'ın en yakını, hatta
akıl hocası Yalçın Akdoğan...
Az önce gözler önüne serdiğim fotoğraftan çok çok uzakta. Eşiyle
birlikte birkaç masa ötede. Sessiz sedasız iftarını açtı, sonra da
IPAD'ını açarak, Başbakan'ın konuşmasını bitirdiği ana kadar
çalıştı.
Kibir yok, afra tafra yok!
"Ben" hiç yok!
Çıkışta, Başbakan'ın makam aracının yanında, elinde IPAD'ı hazır
bekliyor. Makam aracı hareket edince Erdoğan'ın yanında bir tek o
kalıyor!
O gece hafızamda kalan en güzel görüntü!
Paylaşmak istedim!