Asıl ‘köstebek’ kim biliyor musunuz?

Bu bugün benim ikinci yazım. Yazarlık hayatımın en ilginç tecrübesini yaşadım. Dün gece yayınladığım yazı 'eski bir arkadaşıma' 'büyük sıkıntı' vermiş. Bu nedenle o yazı çok çabuk eskisin, 'eski arkadaşım' da girdiği zordan çıksın diye bu ikinci yazıyı yazıyorum.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün Deniz Feneri davasının 'köstebeğini' açıkladı. Sanırım kim olduğunu biliyorsunuz.

Bu iddia doğru mudur, bilmiyorum. Meselenin bu kısmı birçok yazar tarafından zaten tartışılıyor. Benim asıl dikkatimi çeken, dinleme faaliyetinde bulunanların çift taraflı çalışıyor olması.

Sizin de dikkatinizi çekmiyor mu? Hem AK Parti ve Gülen cemaati'nin muarızlarının telefonu dinleniyor, hem de AK Parti'nin önemli bir isminin telefonları.

Eğer devletin her kademesine AK Parti hakimse, nasıl oluyor da koskoca İçişleri Bakanılığını dinleme cüretini gösterenler çıkabiliyor?

Şaka gibi, değil mi?

Nasıl bir yapı ki böyle çift taraflı çalışıyor? Bu soru, yanıtı merak edilmeyecek kadar önemsiz mi?

Doğrusu ben merak etmiyorum. Sadece sizin merak duygunuzu harekete geçirmek için bu soruları soruyorum.

Çünkü uzun zamandır Beşir Atalay'ın kellesini almaya çalışanların kimler olduğu biliniyor.

Kelle almaya çalışanların Beşir Atalay'dan niçin rahatsız olduklarını da biliyoruz.

'Geriye ne kaldı ki' diyeceksiniz değil mi?

Onu da ben söyleyeyim: Ne olup bittiğini öğrenmek istiyorsanız, Beşir Atalay’a aylardır çakan yazarlara ve bu haberin Zaman gazetesinde ve Samanyolu TV'de nasıl verildiğine bir bakın.

O zaman anlarsınız asıl 'köstebeğin' kim olduğunu.

İşinize gelir AK Parti'ye çalışırsınız. Başka bir gün işinize geldiği için CHP'ye çalışırsınız.

İşte iktidar hırsı böyle bir şey. Dünya, insanlar, Müslümanlar ne kadar tuhaflaştı, değil mi?

Diğer bir tuhaflık da benim içine düştüğüm durumda. 40 yıl düşünseydim Beşir Atalay'ı savunma pozisyonuna düşeceğim, bu manaya gelecek bir yazı yazacağım aklıma gelmezdi. Ama oluyor işte.

Ne yapalım, 'eski arkadaşım' çok zora girince ben de 'arkadaş' olmayan birilerini zora sokayım dedim.

Fena da olmadı belki, yeni bir şeye dikkatinizi çektim.

Bakalım bundan sonra 'eski arkadaşlarımı' zora sokmayacak yazılar yazabilecek miyim?

Sizce var mı böyle bir ihtimal?