AKP, Cemaat ve Taraf gazetesi ittifakı niçin bozuldu?

AKP, Cemaat ve Taraf gazetesi ittifakı niçin bozuldu?

Son günlerde herkes birbirine AK Parti, Gülen cemaati ve Taraf gazetesi arasındaki ittifakın niçin bittiğini soruyor.
Bana göre asıl sorulması gereken bu arkadaşların hangi saikle bir araya geldiğidir.
Çünkü ne Gülen cemaatinin, ne Taraf gazetesini çıkaran arkadaşların, ne de AK Parti'nin tasavvur ettikleri Türkiye aynı Türkiye. 
Cemaat ile Ak Parti'nin hedefledikleri Türkiye, bazı değerler açısından benzer olabilir desek bile peki ya Taraf gazetesini nereye koyacağız? O gazeteyi çıkaranların   bu iki yapının oluşturmaya çalıştıkları Türkiye ile uzaktan yakından alakası  var mı? 
Son birkaç ay hariç neydi Ahmet Altan'ı bu hükümete ve cemaate destek vermeye sevk eden nedenler?
Ya da hükümet ile cemaat hangi gerekçeyle yıllardır Taraf'ı özenle koruyup kolladılar?
Ne tür bir hesap Başbakan Erdoğan ile Ahmet Altan'ı ve Fethullah Gülen'i aynı noktaya buluşturdu? 
Yol arkadaşlıkları ortak bir hedefe varmak için kurulmaz mı? Nedir o ortak hedef? Kim belirledi bu hedefi? Bu birbirinden farklı hedefi olan üç yapıyı kim, hangi amaç için bir masanın etrafında topladı? 
Ben işin  burasını merak ediyorum. Çünkü bana göre  bu, niçin kavga ettiklerinden daha önemli ve daha enteresan.
"Bu yol arkadaşlığını ahlaki degerler temelinde yaptık" diyemezler, öyle değil mi?
Çünkü her birinin ahlaktan anladığının ne kadar farklı olduğunu biliyoruz. 
Demokrasi, özgürlük, insan hakları? 
Bunlar temel olabilir ? 
Hangi insan hakları? Tayyip Erdoğan'ın insan hakları mı, Tarafçıların savunduğu insan hakları mı? Fethullah Gülen'in özgürlük anlayışı mı, yoksa Başbakan Erdoğan'ın  özgürlük anlayışı  mı? Hngisinin renk verdigi ülke herkes için huzur vaat ediyor?
Demokrasi mi? 
Mümkün değil. Çünkü asıl kimlik, istikamet bu ''demokrasi'nin önüne getirilen ''liberal'', ''muhafazakar'' ve ''müslüman'' gibi sıfatlarda gizli.
Demokrasi deyince herkes başka birşeyi anlıyor.
Mesela dün ''demokrasi'' diye darbe yapmaya kalkanlar veya yapanlar, bugün ''demokrasi'' diyenler tarafından yargılanıyor. Öyle degil mi? 
Siz Türkiye'de demokrasiyi başkasının mutluluğu, huzuru, ferahı için isteyen kimse gördünüz mü?
Peki durum bu iken nasıl oldu daha muhafazakar, daha dindar bir Türkiye  isteyenlerle daha liberal, daha batılı bir Türkiye isteyenler son 5 yıldır bir amaç etrafında toplandılar? Birbirlerine görülmemiş destek sundular?
Gülen cemaatinin tasavvur ettigi birey ile Ahmet Altan veyahut Yasemin Çongar'ın tasavvur ettigi birey aynı mı? 
Eğitim modeli? Başbakan Erdoğan'ın hedef olarak ortaya koyduğu ''dindar nesil'' projesine Ahmet Altan'ın sıcak bakma ihtimali var mı? 
Her türlü meselede farklı düşünenler, bir tek konu  "askeri vesayeti kırma" olunca ortak hareket ediyorlar veya ettiler. Nasil oluyor bu?
Ne Gülen cemaati, ne AK Parti ''Biz Ahmet Altan'ın savunduğu, önerdiği Türkiye'yi bilmiyoruz. Biz onun özgürlükçü ve başörtüsünü de kapsayn insan hakkı anlayışı ile ittifak yaptık'' diyemez. Derse komik duruma düşmez mi?
Diger taraftan Ahmet Altan da ''Biz AK Parti'nin veya Cemaatin bizim gibi özgürlük ve insan hakları odaklı bir Türkiye istediklerini düşünüyorduk bunca yıldır, bundan dolayı destekliyorduk'' diyemez. Derse zekasından şüphe ederiz, degil mi?
Bütün meselelerde ayrı düşen bu taraflar niye konu ''asker'' olunca buluşuyor?
Türkiye'nin hangi sorunu "askeri vesayetten" daha az önemli ki? 
AK Parti'in onlarca sıkıntılı icraatı, tutumu ve eksiği var. Taraf ve Ahmet Altan, bir tek konu ''askeri vesayet'' oldugunda muhalefetin dozunu yükseltiyor.
Mesela  Ahmet Altan Uludere faciasını dert ettiginin onda biri kadar, belediyelerin imza attığı mimari felaketi veya egitim modelineki sakatlıkları dert ediyor mu? Uludere konusunda en az on tane yazı yazan Ahmet Altan haksız, hukuksuz tutuklamalar karsisinda iki yazıyı niçin esirgedi? 
Askeri vesayet ile yargı vesayetinin ne farkı var? Dağlıca'da ihmali olan general eleştiriliyor da, Hrant Dink davasında görevi kötüye kulanana savcı veyahut Ahmet Altan'in cok savunduğu PKK ile muzakereye giden MİT mensuplarına hamle yapan savcı niçin eleştirilmiyor?
Aynı tutum cemaat için de geçerli. Cemaate ait yayın organlarında  "askeri geriletmede yavaşlık" veyahut MİT gibi konular dışında hükumete tek bir eleştiri var mı? Ne yani, Başbakan Erdoğan'ın her yaptığını beğeniyorlar mı?   
Diğer taraftan ne hükümet, ne de Taraf bunca yıldır cemaatin canla başla savunduğu yargı kararları hakkında esaslı bir eleştiri getirdiler mi?

Siz  Ahmet Altan'dan söyle dört başı mamur bir cemaat veyahut yargı eleştirisi okudunuz mu?  
Gerçekten merak ediyorum:  Ahmet Altan'ın isteklerinin karşılandığı bir Türkiye'de Başbakan Erdoğan,  Başbakan Erdoğan'ın kafasindakileri yaptıgı bir Türkiye'de Ahmet Altan mutlu bir şekilde yaşayabilir mi?  
Peki ne oldu da bu ittifak son donemde dağılma evresine girdi.
Bu ittifakın hangi gerekçeyle oluştuğu ortada. Herkes kendi hedefine varmak için suyu geçene kadar ''dayı'' demeyi tercih etti. Ortak bir hedef yoktu. 
Bu ittifakın veyahut işbirliğinin  temelinde gayri samimi bir niyet var. Birbirine güvenmeden ama kendilerine fayda sağlamak icin ortaklık kuranlar, şimdi ayrılıyorlar.
Anadolu'da bu tür ortaklıklar bittiğinde  "Öküz öldü ortaklık bozuldu"  derler.
Nereden bakarsanız bakın tuhaf bir ittifak vardı. Simdi o tuhaflığın yerini başka bir tuhaflık alıyor.
Ben ortaya çıkan bu tabloda en çok kimin aldatılmışlık duygusunu yaşadığını merak ediyorum.
İsmet Özel derdi ki suç aldatanın degil, aldananındır. Çünkü aldanan hak etmediği bir şeyi elde etmek icin uzatılan yeme giderken aldanır.
Peki sizce bu ittifakta en büyük kazanç kimin?     www.twitter.com/acikcenk.