Akif Beki’nin geçen hafta yazdığı Davutoğlu’nun Ben İdraki başlıklı yazı hayli gürültü kopardı. Gürültü koparmakla da kalmayıp mahallede Akif Beki’ye olan kızgınlığı had safhaya çıkardı. Yani Akif Beki mahalleli tarafından aforoz edilmek üzere.
“Mahallede kızgınlık var” ama Beki’nin destekçileri de yok değil. AK Parti muhalifi cenahtan Ertuğrul Özkök, Fatih Altaylı, Mehmet Yakup Yılmaz, Eyüp Can gibi isimlerin açık desteğine hepimiz tanık olduk. Hatta bazıları, bir işaret fişeği bekliyorlarmış gibi Davutoğlu’nun üzerine çullandılar.
Peki AK Parti’de durum neydi? AK Parti kulislerinden aldığım bilgiler beni şaşırttı, sanırım sizi de şaşırtacak.
Parti’de Akif Beki’nin sırtını sıvazlayan, Davutoğlu’nun hırpalanmasından medet uman birçok isim var. İşte bunlardan birkaçı:
Egemen Bağış: Tek sermayesi, iyi İngilizcesidir. Uzun yıllar ABD’de yaşadı ve Bush’a tercümanlık yaptı. AK Parti’den aday olmak için Türkiye’ye döndü. Milletvekili olmak için, Başbakan Erdoğan’ı ancak araya birçok hatırlı kişiyi koyarak ikna etti. kendini Kurduğu ‘iltifata dayalı’ ilişkiler sayesinde ansızın Devlet Bakanlığı koltuğunda buldu. Fakat onu artık bu koltuk da kesmiyor. Gözü, Dışişleri Bakanlığı’nda. Bu amacına ulaşmak için önündeki en büyük engel Ahmet Davutoğlu. Akif Beki’nin Davutoğlu’na çatmasından en çok keyif alanların başında Bağış geliyor. Akif Beki’yi açıkça tebrik edenlerdendir.
Yalçın Akdoğan: Akif Beki’nin en yakın destekçisidir. Konu iç siyaset olduğunda Başbakan Erdoğan’ın en yakınında durup onu yönlendirenlerin başında geliyor. Fakat dış politika bahsinde Davutoğlu’nun etkisi ve karizması altında bir hayli eziliyor. Politik olarak Amerikancı bir çizgiye sahiptir. Davutoğlu’nun bölgesel liderlik vurgusu en çok onu rahatsız ediyor. Uzun zamandır her girdiği ortamda Davutoğlu aleyhine konuşmasıyla da tanınır. Akif Beki’ye tam destek verenlerin başında geliyor.
Ömer Çelik: Ali Bulaç’ın meşhur “En büyük günahım Ömer’i Tayyip Beyle tanıştırmamdır” cümlesindeki Ömer. Birinci AK Parti iktidarı döneminde Başbakan Erdoğan üzerinde en etkili isimlerin başında geliyordu. Erdoğan’ın her gittiği ülkede ya da dış politika temelli toplantılarda Erdoğan’la aynı fotoğraf karelerine girmek için can atmakla tanınır. Uzun bir süre Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanlığını da yapmıştır. Derken, Akif Beki’nin zekice hamleleri üzerine Başbakan Erdoğan Ömer Çelik’i yanından uzaklaştırdı. Amerikancı çizgide politikalar güdülmesi gerektiğini savunanlardan biridir. Partinin liberal bir çizgi tutturmasının kurtuluş olduğunu savunanlardandır. Şimdi tekrar Başbakan Erdoğan’ın yakınlarında yer almaya başladı. Genel Başkan yardımcılığı görevine getirildi. Fakat Davutoğlu politikalarının Başbakan Erdoğan üzerindeki etkisinden bir hayli rahatsız. Davutoğlu’nun belirleyici etkisi, Ömer Çelik’in zayıflaması anlamına gelmektedir. Akif Beki’yle küs oldukları için, arayıp tebrik edemese de, bu yazıya en çok sevinenlerden biri de Çelik’tir.
Zafer Çağlayan: Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı, attığı her adımda Ahmet Davutoğlu ismiyle karşılaşmaktan, ülkelerle kurduğu ticari ilişkilerde Davutoğlu faktörünün her şekilde önüne çıkarılmasından bir hayli rahatsızlık duyuyor. Davutoğlu’nun geniş vizyonu içerisinde eriyip gitmenin sıkıntısını yaşıyor. Zafer Çağlayan da Beki’ye telefon etmemişse bile, alttan alta mutlu olanlardan biridir.
Mücahit Arslan: Başbakan Erdoğan’ın en yakınındaki, en güvendiği isimlerin başında gelir. AK Parti milletvekili İhsan Arslan’ın oğludur. Fakat, Başbakanla arasındaki müspet diyalogun sebebi babası değil. Tam tersi, babası onun sayesinde AK Parti’de vekillik alabilmiştir. Başbakan üzerindeki tesiri, yalnızca Davutoğlu tarafından kaldırılabilmektedir. Davutoğlu’nun olduğu yerde, Erdoğan’ın Mücahit Arslan’ı dinlemesi mümkün değildir. Bu da, Mücahit Arslan için de kabul edilemez bir durumdur. Mücahit Arslan da Davutoğlu konusunda Akif Beki’ye en açık desteği verenlerin başında gelmektedir.
Yukarıdaki saydığım isimlerin ortak özelliği AK Parti’nin Amerikancı bir politika gütmesini istemeleri ve Tayyip Erdoğan sonrası AK Parti’de liderlik için adı geçen Ahmet Davutoğlu ile ciddi bir küslük, kırgınlık içinde olmalarıdır.
Yazımın sonunda sizinle bir başka ilginç kulis bilgisini de paylaşmak istiyorum.
Akif Beki’nin bundan sonra hedefindeki bakan Ömer Dinçer’dir. Gerekçesini, Akif Beki, Ömer Dinçer yazısını yazdıktan sonra yazacağım