Akif Beki, Davutoğlu’ndan ne istiyor?

Akif Beki, Davutoğlu’ndan ne istiyor?

Attığım başlığa bakarak Akif Beki’yle bir hesaplaşma içine gireceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Ama yine de Akif Beki’nin ne yapmaya çalıştığını irdeleyip dikkat çeken bu yazısının altındaki bit yeniğini açığa çıkarmaya çalışalım.

Konuya girmeden önce size bu yazının ilginç hikayesini anlatmak istiyorum. Gerçekten ilginç bir hikaye. 

Uzun zamandır yandaşlık ve profesyonel yandaşlık üzerine bir yazı yazmayı düşünüyordum. AK Parti ile olan birlikteliklerini iyi bir makama ve iyi bir paraya tahvil edenlerin partiyle kurduğu ilişki ile ideolojik birliktelik gözeterek ilişki kuranların arasındaki farkı anlatmayı düşünüyordum. Fakat ha bugün ha yarın derken, daha önceleri de şahit olduğum, Başbakan’ın yakın çevresinin, Ahmet Davutoğlu’yla ilgili ulu orta yaptıkları tezviratlara yeniden başlandığını gördüm.   

Akif Beki’nin Salı günü   Radikal’de yayınlanan Davutoğlu’nun ben idraki başlıklı yazısını gördüğümde “Allah Allah ben bu konuyu zihnimden silmeye çalıştıkça bu konu yazılmak için üzerime üzerime geliyor” dedim. Hatta yazının çıktığı gün elim yine gitmedi, yine erteleyeyim diyordum ki ertesi gün birçok gazetede Beki’nin yazısı kaynaklı Davutoğlu aleyhtarı yazıları görünce bu konuya girmenin artık kaçınılmaz olduğuna anladım. 

Başbakan’ın yakınındaki birkaç ismin, Ahmet Davutoğlu ile aralarının pek iyi olmadığı bilinmeyen bir durum değil. Herkes bu arkadaşların, Davutoğlu’nun siyasi arenada başat rol oynamaya başlamasından rahatsız olduğundan haberdardı. Kaldı ki bu arkadaşlar da bu rahatsızlıklarını saklıyor değildi. Dost meclislerinde Davutoğlu’nun aleyhine konuşmakta da bir beis görmüyorlardı. Akif Beki’nin bu kavgayı köşesine taşımasıyla, mesele dost meclislerinden çıkıp ortalığa saçılmış oldu.  

Peki bu arkadaşlar Ahmet Davutoğlu’ndan ne istiyorlar?  Dost düşman herkesin takdirini kazanan Ahmet Davutoğlu neden Başbakan’ın yakınındaki bazı isimlerin hedefindeydi?

Neden bu arkadaşlar her girdikleri ortamlarda Davutoğlu aleyhine konuşuyorlardı?  

Çok basit iki neden söyleyebilirim  

1- Bu arkadaşların Ahmet Davutoğlu ile kişisel kavgaları var.

2- Davutoğlu ile aralarında git gide belirgin olan istikamet farkı. 

İstikamet farkı kişisel kavgayla birleşince, AK Partililik bir tarafa bırakılıp hesapsız kitapsız kampanyaya dönüştü.

Bu arkadaşların yaptığına pek diyecek bir şeyim yok. Bu sorun bence Başbakan Erdoğan’ın sorunu, ama ben Akif Beki’ye dostça bir uyarıda bulunayım: 

Akif, sen de başbakanlık sözcülüğü yaptığın dönemlerde, bugün senin Davutoğlu’na yönelttiğin suçlamanın âlâsına maruz kalıyordun. “Akif Beki de ne kadar kendini beğenmiş biri, bu adam ne böyle, sanki kendisi başbakanmış gibi davranıyor” suçlamaları eminim senin de kulağına gelmiştir. Ben de biliyorum ki attığın birçok adımı, istemediğin halde, Başbakan’ın isteği olduğu için atıyordun. Ama insanlar senin yaptığın işlerdeki ‘ben’ vurgusunu çok abartıp seni yaftalıyorlardı. Şimdi aynı şeyi sen Davutoğlu için yapıyorsun. Sen de biliyorsun herkes de biliyor ki bu bir dost uyarısından çok geçmiş hesapları kapatma yazısıdır.

Kaldı ki  kişisel hesaplarımız olan insanlarla ilgili  analizler yapmak bizi ciddi adaletsizliklere de  sevk eder.

Hem sonuçta hepimiz insanız Akif. Her birimizin yaptıkları bazen ‘ben’ vurgusu olarak algılanabilir. Hele dünya siyasetinde at koştururken, en çetin rakiplerimiz bile bize şapka çıkarırken, hafiften bir ben vurgusu yapmanın nesi rahatsız edici olabilir ki?

Yıllardır Başbakan Erdoğan’ın ‘ben’ vurgusu üzerine kalem oynatanlar da senin eleştirdiğin pozisyonları buradan alıyorlar. Onlar da Erdoğan’ın ben vurgularından rahatsızlık duyup bir hükümetin yaptığı icraatları topyekun yok sayıyorlar ve sen de bu yok saymaya karşı kalem oynatıp durumun öyle olmadığını anlatmaya çalışıyorsun. 

Unutma bu bir gerçek dost uyarısı. 

İşin bir diğer ilginç yanı, Davutoğlu’nun ‘ben’ vurgusundan rahatsız olan Beki’nin ilk kitabının adı Erdoğan’ın Harfleri. Yani, Başbakan’a sonsuz  bir benlik alanı sunan bir kitap. Nasıl, sizce de ilginç bir durum değil mi? 

İş ne kadar ilginç olursa olsun bu yazı sanılandan daha fazla su götürecek. Bu suyla beraber başka nelerin gideceğini de hep beraber göreceğiz.


Yorumlar