AK Parti’yi yıkmak isteyen dış güçler

AK Parti’yi yıkmak isteyen dış güçler

AK Parti’ye yakın arkadaşlar Gezi olaylarının arkasında ‘dış güçler’in olduğuna eminler.

Bu kanaatleri için bir bilgi, bir belge sunmuyorlar.  Bu, onların yorumu daha ziyade.

Fakat işin ilginç yanı Türkiye’deki gösterilerin arkasında “yabancı güçler var” diyenlerin neredeyse tamamı Suriye ve Mısır gibi ülkelerdeki gösterileri “bağımsız halk ayaklanması” olarak görüyorlardı.

Sorunun kendisini görmezsek ‘dış güçler var’ kolaycılığı meseleyi çözmeyecek.

Bir yıl önce 2 Mayıs’da yazdığım “Akit gazetesi tarzı siyaseti rehin alacak mı?” Başlıklı yazımdan bir bölüm alıntılamak istiyorum.

(..) Son dönemde siyasetin dilinin, üslubunun, meseleleri ele alma biçiminin Akit gazetesinin tarzına yenik düştüğünü üzülerek görüyorum (..)

(..) Meseleler artık kavgacı, yasakçı, ötekileştirici bir üslupla masaya yatırılıyor.

Her tartışma sonunda dini bir sosa bulanıyor, tabanın hoşuna gidecek hale getiriliyor.

Mesela dizilerden mi rahatsızlık duyuluyor? En kaba şekilde ele alınıp dini sosa bandırılıyor.

Tiyatrolarla ilgili yeni bir tasarruf mu var? Konunun sağlıklı şekilde tartışılmasının önüne geçiliyor, en çatışmacı yaklaşım neyse bulunup sergileniyor. Kimin haklı olduğu değil, gücün kimde olduğu öne çıkıyor.

Eğitim sistemi mi tartışılacak? Getirilmek istenenin yanlışlığına, yetersizliğine, gereksizliğine dikkat çekenlerin karşısına dini bir set çekme operasyonu başlıyor.

Çözülmesi gereken onlarca sorun var ama bu sorunlar daha konuşulmaya başlanmadan, toplum bu söylemle kamplara bölünüyor, ardından da kaba kuvvet çözümmüş gibi ortaya sürülüyor.

Dindar kesimin yıllarca mesafeli durduğu sığ dini söylem bugün maalesef tüm siyaseti sarmak üzere.

Eskiden bu tutum sadece Akit gazetesini bağlıyordu, şimdi bütün dindarları bağlıyor.”

Kim ne derse desin bugün olup biten yukarıda dikkat çektiğim ‘özensizliğe’ bir patlamadır.

Ben ne dış güçlerin adamıyım, ne de AK Parti düşmanı. Toplumun bir kesimini rahatsız eden bu üsluba dikkat çekerken de amacım AK Parti’nin karşılaşacağı zararların önüne geçmekti.

Şimdi geldiğimiz noktada ‘sebep’ üzerine konuşmadan ‘sonuç’ üzerine yorumlar yapmak dürüstlükle bağdaşmaz.

Evet, belki birileri bu gösterileri kendi kirli hesapları için kullanma çabasındalar. Ama buna malzeme verenlerin, sebep olanların hiç mi kusuru yok?

Başımız dik, yüzümüz ak, vicdanımız rahat bir şekilde meseleyi tartışmak istiyorsak, muhafazakar kesime asıl zarar veren bu ‘sebebi’ görmezden gelemeyiz.

Bunu görmek, bir üslup ayarlamasına gitmek çok mu zor Allah aşkına?

Yapılan onca iyi iş üsluba ve özensizliğe feda ediliyor, bunu görmüyor musunuz?

Ama bu gösterilerin arkasında illa dış güç, illa provokasyon arayan arkadaşlara da bir çağrım var: Mezhep çatışmasının bölgeyi kan gölüne çevirdiği bir dönemde, 3. köprüye Yavuz Selim ismini önerenin kim olduğunu bulmanız gerek.

Bu ismi ilk kim önerdi? Onca tarihi şahsiyet arasında bu ismi bulan her kimse, esas ‘dış güçlerin Türkiye’deki eli’ de odur. Durup dururken ‘mezhep çatışması’na malzeme veren aklın, Türkiye’nin iyiliğini isteyen akıl olduğunu söyleyemeyiz.

Ortamı soğutmak, varsa dış güçlerin ellerindeki kozu almak iktidarın görevidir.

Sanırım Cumhurbaşkanı Abdullah Gül köprünün adının değiştirilmesini düşünüyordu. Fakat iktidardan destek bulamamış olacak ki o iş yarıda kaldı.

Söyler misiniz Allah aşkına, birileri ülkeyi karıştırıyorsa sizin ‘ilkelerinizin’ ne kıymeti var?

Başbakan çıkıp da “Sevgili vatandaşlarım, biz köprüye Yavuz Selim ismini verirken niyetimiz sizi incitmek değildi. Şimdi görüyoruz ki Türkiye’nin iyiliğini istemeyen çevreler buradan aramızı bozmaya çalışıyorlar. Ülkemizle, birliğimizle oynuyorlar. Köprünün adının ne olduğunun ne kıymeti var, değiştiriyoruz bu adı” dese ne kaybeder?

Ya da benzer bir konuşmayı Gezi Parkı  eylemcilerine yapsa ne olur?

Dış güçler Türkiye’nin bütünlüğü  ile uğraşıyorsa, bunu engellemeye çalışmak değil midir esas olan?

Kozu onların elinden almak gerekmiyor mu? Toplumun bir kısmını onların yanına itmek hangi stratejinin ürünüdür?

En çok da Muhafazakar camianın Yiğit Bulut’un peşine takılmasına üzülüyorum.  Twitter.com/acikcenk 

Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın