Tayyip Erdoğan'ın yaptığı doğruları yazmak veya konuşmak yerine, birbiriyle didişen, ne çok kalem var iktidara yakın medyada. Biri birine "fırıldak" diyor, diğeri "yalaka" olmakla suçluyor aynı kaba kaşık salladığı arkadaşını...
Küstah ve kara kalpli saldırgan kişilere karşı verilmesi gereken mücadeleyi, arkadaşlar birbirlerine karşı veriyor.
Yazık!
Kendi boyundan çok daha büyük bir cesarete sahip olan bu arkadaşlar, "racon" uyarılarına rağmen, bildiğini okuyor, en yakınındaki arkadaşını yok etmek için çırpınıyor...
Bir tek kalem erbabı arasında yaşanmıyor bu kavga...
Aynı geminin yolcusu siyasiler de, CHP'nin kuyruğuna takılıp,
Erdoğan'ın kefaletiyle AK Parti'ye ve ülkesine hizmet eden
siyasiler üzerinden ikbal peşinden koşuyor.
Örnek mi?
CHP'li Özgür Özel'in takıntısına ortak
olan AK Parti Muğla İl Başkanı Kadem
Mete... isim
vermeden, İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu'nun geçmişteki siyasi söylemleri ile, CHP'den
değirmenine su taşıyor.
" (...) Zamanında partimize ve genel başkanımıza ağır laflar edenler, bugün çok ciddi makamdalar... Bunu kabul ediyor olmamız, bizim zenginliğimizdendir... "
Cumhurbaşkanı ve ailesine atılan iftiralara karşı siyaset yapması gereken "gönlü zengin arkadaş" kabinenin en başarılı bakanı Soylu'nun geçmişteki siyasi söylemlerini diline dolayan Özgür Özel'e eşlik etmeyi tercih ediyor!
Yüzde 51'e çalışacağına, az önce de ifade ettiğim gibi, CHP'ye ve bilimum "Erdoğan düşmanları"na çalışıyor, onları mutlu edecek sözler söylüyor...
Yapmayın arkadaşlar...
Saçtığınız "zalim
zehir" hepimizi zehirliyor...
Yapmayın abiler...
Kaleminiz veya dilinizden akan o zehri, bu ülke için kalbi
çarpan ve aynı davaya gönül vermiş insanları öldürmek
için kullanıyorsunuz...Elinizdeki o zehir, FETÖ
zehrinden farklı değil. Elinizdeki o
zehir, Erdoğan'ı yok etmek için yarışan yedi düvelin elindeki
zehirden farklı değil.
Siz ne vakit birbirinize bu kadar düşman oldunuz?
Sizinkine benzer hikayelerin nasıl sonlandığını hatırlayın...
Erdoğan'ın omuzundaki ağır yükü, daha da ağırlaştırmak
yerine, gelin bir olup, hep birlikte bu yükü
hafifletelim...
Bin ya da daha uzun yıllar, AK Parti
davasını zehirleyen canavarlar olarak anılmak
istemiyorsak, kenetlenme vaktidir.
Korku kılıçtan derin keser...
O ne der, şu ne der diye düşünmek yerine cesur olmak,
korkusuzca mücadele etmek, kaybettirmediği gibi
kazandırır...
Cem Küçük'ü seversiniz, sevmezsiniz o ayrı konu. Her defasında tek başına karşısına aldığı kişilerin üzerine korkusuzca gidiyor. Bunu yaparken de, kendi arkadaşlarını hem korkaklıkla suçluyor, hem de cesur olmalarını salık veriyor.
Türlü kahpelikler yapılıyor...
O kahpeliğe karşı koyacağına...
Tırsıyor arkadaş...
Aman ha diyor...
Acı olan...
Kendi tırstığı gibi, etrafını da o korkuyla sindiriyor...
İyi de...
Korkunun ecele faydası yok ki...
Niye tırsıyorsun kardeşim?
Kahpeliğin karşısında tırsılır mı?
Tırsılıyormuş!
Buna ben şahit oldum...