Yok efendim…
Bir yazarın makalelerini okurların yorumlarına göre yazmasını
önerecek değilim…
Ama…
Çok da “umurumda değil” havasına girilmesini de
doğru bulmam…
Ben şahsen ne övüldüğümde havalara uçuyor ne de yerildiğimde
karalar bağlıyorum…
Ama…
Umursuyorum…
Meselâ…
Yazılarımdan biri yedi internet sayfasına yakın
“olumsuz” eleştiri alıyorsa düşünürüm, çok
düşünürüm…
“O yazıyı yazmakla iyi mi ettim yoksa kötü mü?”
diye sorgularım kendimi…
Nerede yanlış yaptığımı okur yorumlarındaki ortak eleştiri
noktasına bakarak bulmaya çalışırım…
Bunları, Akif Beki’nin geçenlerde
Radikal’de “Bu nasıl
başgazeteci?” başlığı altında yayımlanan makalesini
okuduktan sonra düşünmüştüm…
Beki’nin o yazısı gazetenin internet nüshasında tam yedi
ekran eleştiri almıştı…
İlâç için bile olsa bir tek “destek” yoktu…
Daha o gün yazacaktım ancak araya çok daha önemli olan
“Uğur Mumcu cinayetine karşı medya duyarsızlığı”
girince bugüne kaldı.
Bugün bir baktım ki Uğur Mumcu’nun oğlu
Özgür Mumcu, benim ailesinin hassasiyetini
duyurmak için ertelediğim konuyu yazıyor…
Yani;
aynı gazetede yazdıkları Akif Beki’nin
Ahmet Altan’a yönelik biraz fazla haddini aşan
eleştirilerine itiraz ediyor…
Akif Beki için “kırıcı” lâf
edecek değilim…
Ama…
Söz etmezsem, Beki’ye kötülük etmiş olurum…
Bazen Salih Tuna ve Ahmet Kekeç
de çakıyorlar Ahmet Altan’a…
Onlar için yazıp söylediklerimi Beki için de tekrarlayacağım…
Ahmet Altan ve Taraf; Ak
Parti hükümetlerinin başarısında, yaptığı cesaretli
demokratikleşme çalışmalarında (af edersiniz) “mayın eşeği
rolü” üstlendi…
Altan ve arkadaşları bunu bilerek yaptılar hem
de…
Gelin görün ki son zamanlarda siyasal iktidarın; demokratikleşmeden
ve AB tam üyelik müzakerelerinden uzaklaştığını, terörle mücadelede
hukuki alt yapıyı çağa uydurmak yerine kaba güçle çözmeyi denemeye
çalıştığını görüp eleştirince; köşelerinde Erdoğan ve hükümetine
her ahval ve şeraitte destek veren arkadaşlarımın
hedefi oldular…
Bendeniz Altan ve Taraf’ın son
bir yıldır yaptığı muhalefetten dolayı böylesine ağır eleştirileri
hak ettiğine inanmıyorum…
Taraf’ın muhalefeti olmasa; Ak
Parti’ye siyasal ve sosyal zihni yapı itibariyle hiç yakın
olmadıkları halde oy veren milyonlar; Sözcü gibi bir
gazetenin etki alanına da girebilirlerdi…
Ama
girmediler, halen de girmiyorlar…
Taraf bütün imkânsızlıklarına rağmen halen dimdik
durabildiği; doğru gördüğü icraatları desteklediği, yanlışlarda
eleştirdiği için girmiyorlar…
Hiç kimseye “şunu eleştir, bunu eleştirme” diyecek
değilim…
Böyle bir ukalâlık ne hakkım ne haddim…
Ama Akif Beki gibi ne söylese ne yazsa
“Başbakan’ın sesi mi ne?” diye düşündüren (bence)
kaliteli bir beynin; tarafı ne olursa olsun, kariyeri ne kadar yüce
ya da cüce olursa olsun birini eleştirirken çok daha dikkatli
olması gerekir…
Akif Beki sıradan bir yazar değil…
Akif Beki, demokratikleşme sürecinin samimi
destekçilerinden de aynı zamanda…
Ama…
Tarafı olduğu Hükümeti ve sevip saydığı Başbakan’ı
eleştirdiği için Ahmet Altan gibi bir yüce kariyeri eleştirirken de
ölçülü olması gerektiğini unutmamalı diye düşünüyorum.
[email protected]