Timsahın en bilinen iki özelliği
vardır…
Bir: Avını yerken gözyaşı döker…
Bunların üzüntüden mi yoksa
keyiften mi kaynaklandığı bilinmez…
Ancak...
Gözyaşı genellikle keder ve
hüznün habercisi olduğu için, timsahın avını
yerken hüzünlendiği düşünülür…
Zalim insanların/kurumların da biri/ler/ni yedikten sonra
üzüntülü açıklamalar yapmaları timsahın gözyaşlarına
benzetilir…
İki: Timsah ağzı açık uyur…
Bu nedenle hayvanlar âleminin en avanağı bile sayılabilir
timsah…
Avanak Şaban rolleriyle ünlenen büyük
aktör Kemal Sunal merhumu ilginç kılan da bir
türlü kapatamadığı (film gereği) ağzı değil miydi?..
Şimdiii…
O dev gibi timsahların Azrail’i hangi
hayvandır bilir misiniz?..
Söyleyeyim de gülün…
5 santimlik Hint Sıçanı…
Bunu nasıl mı başarır?..
Anlatayım…
Timsah güneşli bir havada, kendisinin yüzde biri büyüklüğündeki o
minicik Hint sıçanı ile eğlenirken uyur kalır…
Bu minik kemirgen, ağzı açık uyuyan timsahın ağzından
girer…
Karnından çıktığında, timsah artık
yaşamıyordur…
Çünkü…
O 5 santimlik canavar(!), 5 metrelik
zavallı(!) timsahın bütün iç organlarını yemiş,
bitirmiştir…
Şimdiii…
Kıssadan hisseye geleyim…
Başbakan Erdoğan, 22 Temmuz 2007 seçim zaferinin ardından
önce timsaha…
Sonra da Gyges Yüzüğü’nü bulan çobana
dönüştü…
Ya da daha bilinen ve J. R. R. Talkien’in
Sokrat’tan aparttığı o ünlü, sihirli ve her şeye
kadir yüzüğünü kuyruğuna geçirdi…
Artık her şeye kadirdi…
Gücünü iyilikler için de kullanabilirdi…
Kötülükler için de…
Nedense kötü kalpli ve niyetli Saruman
rolünü tercih etti Erdoğan…
Ne var ki Gyges Yüzüğü’nü kuyruğuna
geçirmiş timsah, ağzı açık uyuduğunun farkında değil…
Ağzı açık uyurken de, yanında gezinen Hint
sıçanlarını kendine dost zannediyor…
Kendini onlardan koruyacağına, ilk beş yıl yaptığı her
uygulamaya destek veren medyaya karşı cephe açıyor…
Bir gün hep beraber göreceğiz ki, bir gece uyumuş ve bir
daha hiç uyanamamış (siyaseten)…
İşini bitirdikten sonra karnından çıkan Hint sıçanları
ise, Gyges Yüzüğü’nü bulmuş yeni bir timsahın yanı
başında yuvalanmalarını tamamlamış olacaklar…