Zenginlerin şatafatlı kutlamaları için noktayı koydu: Görgüsüzler...
Son günlerde sosyal medyada ve ana haber bültenlerinde karşılaşıyoruz. Biri hoş geldin kutlaması yapıyor, bir diğeri bebek mevlidi... Zenginlik ve şatafatı göze soka soka yapılan bu kutlamalar Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın da gündemindeydi. Yılman, "Bu insanlara acımak lazım" dedi.
Son günlerde birçok yazarın da dikkatinden kaçmayan bir konu var...
Sahip olduğu zenginliklerini göstermek için bazı kişilerin yaptığı kutlamalar, mevlitler... Sevilay Yılman burada sorunun bu şatafat ve lüksü milletin gözüne sokanların muhafazakar ya da zenginlikleri olmadığını görgüzülükleri olduğunu belirtti.
Sahip oldukları zenginlikle kendi içlerinde tatmin olamayan, her şeylerini dışarıya segilemeyi marifet sanan insanlara acımak lazım diyor yazar.
Çok da doğru söylüyor Sevilay Yılman...
Zenginlik değil sorun! Tatminsizlik
Türkiye'deki zengin muhafazakarların yaşam biçimleri konusu daha önceleri de gündeme geliyordu…
Ancak son zamanlarda bu konu üzerine yapılan tartışmalar sıklaşmaya başladı…
Bunun da nedeni zengin muhafazakarların kutlama günlerinde yaptıkları organizasyonları sosyal medya hesaplarından en açık biçimde sergilemesi…
Esasında bu konuya girmezdim… Zira ben de; “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar” atasözünde olduğu gibi bir duruma düşmek istemem… Ama dün Twitter'da gezinirken denk geldiğim bir videoyu alıntılayıp yaptığım yoruma o kadar ilginç ve değişik tepkiler geldi ki…
Şaşırdım açıkçası ve bundan dolayı bu konuyu ele almak istedim.
Önce videonun konusunu ve yaptığım yorumu aktarayım kısaca.
Bir “Hoş geldin” partisi… Kuzenler uzun zamandır Londra’da yaşayan bir kuzenin yurda dönüşünü kutluyorlar.
Çok lüks bir otelde yapıldığı belli olan bu kutlamadaki şatafat, lüks hakikaten de izleyen herkese; “Yuh!” dedirtiyor.
Yalan söylemeyeceğim ben de dedim ilk anda… Çünkü gerçekten de son derece sade bir biçimde yapılabilecek bir “Hoş geldin” kutlamasıyla resmen görgüsüzlüğün dibine vurulmuştu.
Tabii o “Hoş geldin” partisindeki kuzenlerin tamamımın örtülü olmasından kaynaklı eleştirilerin çoğunluğu İslami muhafazakarlık vurgusu üzerinden olmuştu.
Yani eleştirenler kuzenlerin şatafat ve lüks içerisindeki yaşam biçimlerini sergilemelerini dindar kimliklerine bağlıyordu.
Bence yanlış bir yaklaşım.
Neden?
Ee çünkü bu yaklaşım şekilci bir yaklaşım.
O “Hoş geldin” partisindeki kadınlar ya da Sağlık Bakanı’nın Müşaviri Ahmet Emin Söylemez’in eşi Büşra Nur Çalar’ın padişah kızlarını dahi kıskandıracak bebek mevlidini muhafazakar olmayan biri yapmış olsaydı tepki daha mı az olacaktı?
Tabii ki değil.
Kesinlikle aynı olacaktı çünkü sorun muhafazakar ya da değil…
Kim ya da kimler sahip olduğu zenginliği göstermek için şatafatını ve lüksünü milletin gözüne sokarak yaşıyorsa bunlar toplumun büyük kesimlerinden bir biçimde reaksiyon alıyorlar.
Çünkü sorun esasında muhafazakarlık ya da zenginlikleri değil.
Sorun görgüsüzlükleri…
Son günlerde ana haberlerin bile gündemine konu olan bazı muhafazakar zenginlerimizin çeşitli konulardaki acayip kutlamalarına ilişkin videolu paylaşımlarını da buradan okumak lazım.
Zenginler ama sahip oldukları bu zenginlikle kendi içlerinde tatmin olamadıklarından tatmin için her şeylerini dışarıya sergilemeyi marifet sanan bu insanlara acımak lazım aslında!
Çünkü çok paraları var. Çok zenginler. İnanılmaz bir maddi güce sahipler ama toplum içerisinde hakikatli bir itibara sahip olmak için en önce görgülü ve mütevazı olunması gerektiğini bilmeyecek kadar büyük bir acziyet içerisindeler.