Zavallı eşcinseller!...
Aynı arkadaş daha önce de, gelecekte bir gün bütün erkeklerin “eşcinsel” olacaklarını yazmıştı…
ADNAN BERK OKAN
Geçenlerde bir yazar arkadaş, izlediği film için not düşmüş:
“Ailenizle izleyebileceğiniz bir eşcinsel filmi”…
Peki filmin eşcinsellikle ilgisi ne?..
Söyleyeyim:
Yönetmen (Ferzan Özpetek), yıllarca gizlediği eşcinselliğini film vizyona girmeden önce açıkladı ya işte o kadar…
***
Bir yazar arkadaş, bir filmin eşcinsellikle hiç ilgisi olmamasına rağmen neden “Ailenizle izleyebileceğiniz bir eşcinsel filmi” diye yazar anlayabilmiş değilim…
Aynı arkadaş daha önce de, gelecekte bir gün bütün erkeklerin “eşcinsel” olacaklarını yazmıştı…Son yazdığında, Özpetek’in eşcinsel olduğunu yıllarca neden gizlediği konusuna hiç girmemiş…
Bana da oturup, eşcinsellerin cinsel tercihlerini niçin gizlemek zorunda oldukları konusunda yazmak kaldı…
***
Kabahat olan icraatlar, ilk insandan günümüze kadar hep gizlenmiştir…
Zaten gizlenen icraatlar kabahat sayılmıştır…
Kabahati işleyen veya yaptığının kabahat olduğuna inanan kişi bunu herkesten saklamak ihtiyacı duymuştur…
Yine insanlığın ilk yıllarından bu yana eşcinsellik kabahat veya ayıp sayılmıştır…
Bütün dinler eşcinselliği “günah” kabul ederken, 20. Yüzyılın neredeyse son çeyreğine kadar da “suç” olarak tarif edilmiştir…
Bu nedenle de eşcinseller gerçek kimliklerini genellikle gizleme ihtiyacı duymuşlardır…
Elbette müptezeller ve eşcinselliği bir cinsel tercih değil de para veya şöhret kazanma aracı olarak görenler hariç...
***
Günümüzde eşcinsellik, gelişmiş demokrasilerde üçüncü cins olarak kabullenilmiş, nüfuz cüzdanlarına bile işlenmiş, hatta evliliklerine izin verilmiştir…
Buna rağmen günümüzde eşcinselliğini gizleyen çok sayıda insan vardır ki bunların birçoğu gazetecidir, yazardır, sanatçıdır, iş adamıdır ve hatta sporcudur…
Bu kişiler ki hem de genellikle üçüncü cins olmayı bir tür hastalık değil, bir cinsel tercih olarak kabul ederler ama sıra kendi tercihlerini açıklamaya gelince utanırlar…
Birileri onların cinsel tercihlerinin eşcinsellik olduğunu yazar, çizerse itiraz etmezler…
Ama kendileri asla ortaya çıkıp da:
“Evet ben bir eşcinselim ama kime ne?. Bu benim tercihim ve benim hayatım” demezler, diyemezler…
***
Ben eşcinselliği bir “hastalık” olarak tanımladığım için, bu cinsin eşcinsel olduklarını yasal zorunluluk olarak açıklamalarından yanayım…
Yok yok…
Yargılanmalarını da tutuklanmalarını da asla istemem…
Bir insanı “hasta” olduğu için tutuklayan ülke olabilir mi?..
Peki neden, “ben eşcinselim” demelerinin “yasal zorunluluk” olmasını istiyorum?..
Söyleyeyim:
Bulaşıcı bir hastalık taşıyan kişi nasıl karantinaya alınıp hastalığını başkalarına bulaştırması engelleniyorsa; eşcinseller de anne – babalar – çocuklar tarafından tanınmalı, bilinmeli; evlâtlarının eşcinsel olmasını istemeyen ebeveynler tedbir alabilmeli…
***
Anlayamadığım şu:
Eşcinseller neden yaptıklarından utanıyorlar?..
Utanıyorlarsa neden eşcinseller?..
Bence hasta olduklarının farkındalar ama toplum tarafından “hasta” muamelesi görmek istemiyorlar…
Haliyle icraatlarının veya hastalıklarının kabahat olmadığına olan inançlarını yüksek sesle haykıramıyorlar…
Cinsel tercihlerini açıklamaya nedense utanır görünüyorlar…
Ferzan Özpetek’in bunu yıllar sonra açıklaması ve hem de bir filminin vizyona gireceği gün açıklaması, eşcinselliğin bir tür “reklâm” amaçlı kullanılmış olabileceğini de göstermektedir…
***
Hâsılı…
Bir köşe yazarının düşüncelerini ifade etme özgürlüğü ile hastalığını gizleme özgürlüğü aynı şey değildir…
Ve ben gelecekte bütün erkeklerin eşcinsel olacakları iddiasını hiç ciddiye almıyorum…
Bunu iddia edenlere de “Zavallı” gözüyle bakıyorum…