MEDYA KÖŞESİ

Zaman yazarına göre Erdoğan'ın asıl amacı...

Başbakan'ın dershaneleri kapatmak konusundaki asıl amacını sorgulayan Zaman yazarı A. Turan Alkan "Bu taktiği Gezi'de de gördük" dedi.

Zaman yazarına göre Erdoğan'ın asıl amacı...
GAZETECİLER.COM
AKP'nin dershaneleri kapatmak istemesinin arka planında ne olduğunu sorgulayan Zaman gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan Başbakan'ın asıl amacının sıfır maliyetle safları sıklaştırmak olduğunu yazdı.

BU BİR SAFLARI SIKLAŞTIRMA OPERASYONUDUR!

Başbakan Erdoğan'ın Gezi olayları ve kızlı erkekli evler tartışmasında da aynı taktiği izlediğini savunan Alkan, asıl amacın hükümetin kendi tabanını konsolide etmek olduğunu iddia etti. Alkan, Erdoğan'ın reytingleri yüksek tutmak için gerilimi sıcak tuttuğunu kaydeden Zaman yazarı "Başbakan’a dershaneler, milli içki, kızlı-erkekli evler, sezaryenle doğum emsâli gerginlik başlıkları gerekiyor; çünkü bu tartışmalar beş kuruş tanıtım bütçesi sarf etmeden basın yoluyla bedavaya getirilen bir nevi “safları sıklaştırma” operasyonudur." dedi.

İşte Ahmet Turan Alkan'ın yazısındaki ilgili bölüm:

Rusya dönüşü uçakta gazetecilere verdiği beyanatı bir nevi reytingleri yeniden yükseltmek hamlesi olarak okuyabiliriz: “Kapatacağız, geri adım yok. Bütün dershane sahiplerine söylüyorum; hemen süratle okullaşmaya gidin. Her türlü desteği biz verelim. Artık geri adım atmamız diye bir şey kesinlikle yok. Yani ben bu makamda olduğum sürece kimse bizden geri adım beklemesin. Hazirana kadar inşallah bu işi bitireceğiz. Bunu daha fazla kokutmaya gerek yok.” derken ardından polemiği daha da ateşleyen şeyler söylüyor: “Bizim ülkemizde şu anda 800 bini aşkın öğretmenimiz var. Bu öğretmenlerimize haksızlık olmuyor mu? Onlar bu kadar emek veriyor çocuklarımıza. Yetiştirip geliyor, yetiştirdikten sonra dershanenin öğrenciye verdiği nedir? Hiçbir şey vermiyor iddiasında değilim. Sadece test tekniğini veriyor. Ama asıl altyapıyı hazırlayan neresidir? Devletin okuludur.”

“Diğer bakanlar yapamadı, artık Nabi Bey döneminde bu olacak.” cümlesinde ben şahsen kararlılık değil, “Karşılıklı olarak kavgayı tavsatmayalım ey tarafeyn; herkes mazgallara” çağrısının izlerini görüyorum. Bu sözler dershane konusunu, “Buyrun aşk ile bir dahi nizâ edelim; gül gibi konu pörsümesin, yazık olur...” diye yeniden ısıtmaktan başka mânâya gelmez.

Dershane tartışmasını daha yüksek tonda ve kapsamda sürdürmekte Başbakan’ın nasıl bir siyasi veya pedagojik fayda gördüğünü bilmiyorum; bu noktadan sonra emin olduğum tek şey bu tartışmaların eğitime hiçbir hayrının dokunmayacağıdır.

Artık şu zehâba kapılıyorum: Bütün dershane sahipleri, dershaneleri özel okula dönüştürüp bu sabah itibarıyla kapıya kilit vurup demirbaşları haraç-mezat hurdacıya devretseler, ardından öğretmenlerini birer sandık limon maaş tazminatı ile seyyar satıcılık sektörüne yönlendirerek meseleyi ebediyyen nihayetlendirseler bile, birisi çıkıp, “Bir dakika, siz öyle kendi başınıza kapatamazsınız bu kurumları; ben kapatacağım; oyunbozanlık yok, dershaneleri, öngördüğümüz gibi Nabi Bey kapatacaktır inşallah” diye inisiyatifi ele geçirmek isteyecek herhalde. Tam bir, “İstifa ediyorum... Hayır edemezsin, ben seni kovdum... Hayır önce ben istifa ettim...” klişesi. Başbakan’a dershaneler, milli içki, kızlı-erkekli evler, sezaryenle doğum emsâli gerginlik başlıkları gerekiyor; çünkü bu tartışmalar beş kuruş tanıtım bütçesi sarf etmeden basın yoluyla bedavaya getirilen bir nevi “safları sıklaştırma” operasyonudur.

AHMET TURAN ALKAN'IN TÜM YAZILARI