Yurt Gazetesi kaybetti
"Rasim Ozan Kütahyalı İtalya'ya mı kaçıyor?" başlıklı haber yapan Yurt gazetesi kaybetti..
Yurt Gazetesi, yayımladığı bir fotoğrafı şu başlıkla verdi:
"Rasim Ozan Kütahyalı İtalya'ya mı kaçıyor?"...
*
“Soru” haber başlıklarına oldum olası güvenmem…
Ama…
Nihayet bir haber…
Çünkü…
Son iki haftadır medya, Zarrab kadar da Rasim’i konuşuyor…
Tabii ki biz de haber yaptık ama hiç yorumsuz…
Yurt Gazetesi’nin haberini aynen yayımladık.
*
Bu arada Kütahyalı’yı aradım.
“Neredesin?” diye sordum:
“Evdeyim” dedi.
Haberi hatırlattım…
Kocaman bir kahkahanın ardında gelen cevap aynen şöyle idi:
“Yaa baba o fotoğrafı geçtiğimiz hafta İtalya’dan döndüğüm gün çekmişler…”
*
Anladım ki haber yalandı…
Ve…
Yurt Gazetesi hepimizi tongaya düşürmüştü.
O halde olayı anlatayım.
*
Rasim Ozan Kütahyalı, çok önceden plânlanmış bir toplantı için 21 Kasım'da İtalya'ya (Roma) gidiyor.
O günlerde karım ve ben de İtalya'dayız.
Rasim'le de görüşüyoruz.
Henüz kovulmamış...
Belki kovulmuş ama hiçbirimizin haberi yok.
*
Biz 23 Kasım'da dönüyoruz.
Rasim 25 Kasım'da...
Uçakla gidip, uçakla dönüyoruz.
Bizim ve Rasim'in yolculuk ettiği uçağın, evlerimizin önüne inecek hali olmadığına göre...
Haliyle...
Havaalanına da uğramak ve pasaport kontrolünden geçmek zorundayız.
*
Dönüş sırasında Rasim'in Havaalanı terminalinde bir fotoğrafı çekiliyor...
Ve...
Yurt Gazetesi o fotoğrafı yayımlayıp manşet atıyor:
"Rasim Ozan Kütahyalı İtalya'ya mı kaçıyor?"...
*
Yahu çocuklar...
Etmeyin...
Eylemeyin...
Bu yaptığınız "gazetecilik" falan değil...
Çünkü...
Sizin yaptığınızın aynısını "yandaş" dediğiniz gazeteler ve gazeteciler de yapıyor...
Ve...
Onları da eleştiriyorum...
*
Rasim'e kızabilirsiniz...
Rasim'den nefret de edebilirsiniz...
Ama kardeşim...
Nefretinizi ve öfkenizi mesleğinize karıştıramazsınız...
*
Eğer...
Mesleğinizi öfkeniz ve nefretiniz yönlendiriyorsa...
Aynı şekilde sevginiz ve hayranlığınız da yönlendirir ve yakınlarınızın suçlarıyla günahlarını görmezden gelirsiniz...
*
Rasim'in ettiği o zevzekliği (Ki zevzeklik ettiğini kendisi de kabul etti.) eleştirin ama...
Yalan haber yapmayın...
Eleştirmek hakkınız kabul ama...
Kim olursa olsun yalan haber yapmak haddiniz değil...
*
"Yandaş" dediğiniz medyada ana muhalefet partisi genel başkanına ya da muhalif yazarlara iftira atıldığından haklı olarak şikâyet ediyorsunuz...
İyi ama...
Bu sizin attığınız ne?..
Siz bal kaymak mı atıyorsunuz?..
Yooo..
Siz de iftira atıyorsunuz...
Ve...
Kaybediyorsunuz