Yüksel Aytuğ kaybetti...
Kaybettin Yüksel Aytuğ… Vıcık vıcık “TV izleyicisi dalkavukluğu” yaparak kaybettin…
De ki sen haklısın Yüksel (Aytuğ) Bey…
De ki…
“Adamlar yerleştirecek”…
O nedenle…
Boşuna direnmeyelim…
*
Peki…
O halde…
Yerleştirmemeleri için ne yapmaları gerektiğini de söyle…
*
Meselâ de ki:
“Boşuna reklâm harcaması yapmayın; millet izlemiyor…”
*
Hadi…
De diyebileceksen…
*
Ya arkadaş…
Bu ülkede…
En çok eli öpülesi kişilerin reklam verenler ve reklâmcılar olduğunu halen göremedin mi?..
İnsanlar daha ne yapsın?..
Dünyanın “En beleşçi” seyircisinin izlediği televizyonlara yılda milyarlarca dolar reklam desteği veriyorlar…
*
O pahalı diziler nasıl ve hangi parayla çekiliyor Yüksel Bey?..
Reklam veren olmasa; o dizileri kim çeker Yüksek Bey?..
Canlı yayınlarda kokoş muhabbetlerinden başka neyi verebilir kanallar?..
*
Yani arkadaş…
Oturduğu yerde dünyanın en pahalı ve kendi beğenisine en uygun dizileri izleyen seyircisine:
“Bırakın elinizden şu uzaktan kumanda cihazını da reklâmları seyredin” diyeceğine kalkıyor reklam vereni eleştiriyorsun?..
*
O reklâm gelirleri sayesinde çuvalla para kazanan kanal yöneticilerini:
“Şu reklam kuşaklarına aynı saniyede girin de izleyici nereye kaçarsa kaçsın reklâma takılsın” diye uyaracağına…
Reklâm vereni fırçalıyorsun…
*
Ayıptır arkadaş…
Yazıktır arkadaş…
Günahtır arkadaş…
*
Neymiş?..
Adamlar “yerleştirmeye” kararlı imiş çünkü...
*
İyi ya…
Söyle madem…
Söyle bakalım yerleştirmesinler de ne yapsınlar?..
*
Kaybettin Yüksel Aytuğ…
Vıcık vıcık “TV izleyicisi dalkavukluğu” yaparak kaybettin…
Vıcık vıcık TV kanalı yöneticisi yalakalığı yaparak kaybettin...