GÜNDEM

Yüksel Aytuğ: Çekin pis ellerinizi çocuklarımızın üzerinden

Amerikalı Wayfair adlı şirketin, E-ticaret üzerinden çocuk kaçakçılığı yaptığı iddiaları gündeme skandal olarak düştü. Sabah Gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ da bugünkü köşesinde çocukların maruz kaldığı iğrenç durumlara dikkat çekti. Aytuğ, 2015-2019 yılları arasında Türkiye’de yaşayan 104 bin 531 çocuğun kaybolduğunun da altını çizerek konunun ciddiyetine değindi.

Gökhan Erek
Gökhan Erek[email protected]
Yüksel Aytuğ: Çekin pis ellerinizi çocuklarımızın üzerinden

Sabah Gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, bugünkü köşesinde, Wayfair adlı E-ticaret şirketinde yaşandığı iddia edilen çocuk ticaretiyle ilgili skandalın ardından çocukların maruz kaldıkları durumlara değinerek "Dünyayı sarıp sarmalayan bir virüs var. Hayır, korona değil, pedofili... Yani çocuklara karşı duyulan sapkın cinsel istek. İnsanın yazarken, söylerken bile midesi bulanıyor. Dünya bu illetin pençesinde. Artık bu durumu ruhsal bir bozukluk olarak nitelemek fazla saflık olur. Bu iş ciddi bir ticarete dönüştü. Hatta bu organize işin içinde İngiltere Sarayı, ABD Başkanı Donald Trump, çok sayıda ünlü iş adamı ve Hollywood yıldızının da bulunduğu iddiaları var.” şeklinde konuştu. 

Wayfair adlı şirkette yaşanan skandal iddialarının, şirketin bazı ürünlere neredeyse 30 misli fiyat koymasıyla patlak verdiğini aktaran Aytuğ, “Sıradan bir ayakkabı dolabına 12 bin 469 dolar gibi bir etiket koymuşlardı. Tesadüfe bakın ki, o dolaba verilen Samiyah ismi, yıllardır kayıp olarak aranan 12 yaşındaki bir çocuğun adıydı. Şüpheciler olayın üzerine gittiler. Baktılar ki, kayıp çocukların isimleri şifreli olarak bu şirketin fahiş fiyatla sattığı ürünlere verilmiş.” dedi.

Kızının kendisne bu hayatta verilen en muhteşem hediye olduğunu belirten Aytuğ, sözlerine şu satırları ekledi "Kendimi zaman zaman onu hayranlıkla, inanamayan gözlerle izlerken yakalıyorum. "Allah'ım, bu güzelliği hak etmek için ne sevap işledim?" diye soruyorum kendime. Gelin görün ki endişeliyim. Kimi zaman da "Bu dünyaya çocuk getirmek için doğru zamanı mı seçtim?" diye sorguluyorum kendimi. Kızım, darbenin içine doğdu. O doğmadan 15 gün önce yaşandı 15 Temmuz. Ardından koronavirüs illeti. Sonra her mahallede bir sapık türedi. Şimdi tacizler ve tecavüzlerle dolu bir dünyada yaşamak zorunda kızım."

Yazının tamamı için tıklayınız

ÇOK OKUNANLAR
Yorumlar