Yılmaz Özdil, yazarı olduğu Sözcü gazetesini "Kırık Kalplar Durağı"na benzetti...
"Kırık Kalpler durağında inecek var" şarkısının aslında Sözcü'yü anlattığını savunan Yılmaz Özdil, bunun nedeneni de "susturulduğunu" iddia ettiği gazetecilerin Sözcü'de buluşması olarak açıkladı...
Ancak Yılmaz Özdil'in yazısında bir haksızlık hatta büyük bir yanlışlık vardı...
Susturulduğu için Sözcü'ye geldiğini iddia ettiği isimler arasında Rahmi Turan'ı da yazmış "Rahmi Turan… Gazetesi kapatıldı." diyor...
RAHMİ TURAN "SIKILDIM" DEYİP BIRAKMADI MI?
Ama Yılmaz Özdil'in unuttuğu ya da bize unutturmak istediği bir şey var bu konuda...
Rahmi Turan'ın Yayın Yönetmeni olduğu Gözcü gazetesi evet kapatıldı... Sahibi Aydın Doğan karar verdi ve kapattı...
Ancak diğer Gözcü çalışanları gibi Rahmi Turan kapı önüne konulmadı... Aksine taltif edilerek Hürriyet gazetesine köşe yazarı yapıldı ve aylarca belki de yıllarca köşe yazdı Hürriyet'te...
Ve sonunda kendisi "Kendi gazetemi çıkartacağım" müjdesiyle "Sıkılmıştım" diyerek bıraktı Hürriyet yazarlığını...
Belli ki Yılmaz Özdil, operasyon nedeniyle yaşadığı duygu younluğuyla bu ayrıntıyı atlamış...
İşte Yılmaz Özdil'in o yazısı:
KIRIK KALPLER DURAĞI
Polis filan basmış…
Arkadaşlarımız gözaltına alınmış.
Apar topar gazeteye gidiyorum.
Radyo açık.
En sevdiğim şarkı çalıyor.
“Kırık kalpler durağında inecek var…”
*
Sözleşmeden buluşuverir
kırık kalpler
anlatılmaz ama ordadır
bütün dertler
gönül kırgınlıkları
hayat haksızlıkları
kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş
kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş
kimine yakın dostu ihanet etmiş
kimi hayatın sillesini yemiş
gönül durgunlukları
hayat yorgunlukları
şehir yalnızlıkları çeken bütün kalpler
*
Sözcü'yü anlatıyor aslında.
*
Uğur Dündar mesela…
Ekrana çıkması resmen yasaklandı, özgürlüğü için buraya geldi.
Emin Çölaşan…
Yazmasına izin verilmedi, yazabilmek için geldi.
Bekir Coşkun…
Vatandaşlıktan bile atmaya kalktılar, onuncu köy'üne vatandaş oldu.
Rahmi Turan…
Gazetesi kapatıldı.
Necati Doğru…
Sansürlediler, bastı istifayı.
Soner Yalçın…
Hapse attılar, hapisteyken işten attılar.
Ege Cansen…
Saygı Öztürk…
Can Ataklı…
Ümit Zileli…
Meslekten silmeye, yok etmeye çalıştılar.
*
Kırık kalpler durağı'dır Sözcü.
*
Dertleri omuzlayanların, gönül kırgınlığı, hayat haksızlığı, kader yalnızlığı çekenlerin, haklarındaki yanlış kararlarla incinenlerin, yakın dostlarının ihanetine uğrayanların “sözleşmeden buluşuverdiği” yerdir.
*
İşte bu nedenle, bu saçma operasyon yüzünden ne hissediyorsun derseniz… Bütün kalbimle söylüyorum ki, sadece kalp kırıklığı hissediyorum.
En başta gazetenin sahibi Burak Akbay, aynı çatı altında birlikte çalışmaktan onur duyduğum yurtsever insanların, sadece gazetecilik yaptıkları için, sadece gazetecilikte ısrar ettikleri için, tekrar tekrar aynı saldırılara, aynı iftiralara maruz kalmasından ötürü, bu ülkenin yurttaşı olarak inciniyorum, güceniyorum.
Atatürkçülerin örselenmesinden… Bu topluma böylesine köle, böylesine kul muamelesi yapılmasından ötürü, rencide oluyorum.
*
Yoksa, gene bütün kalbimle söylüyorum ki, polis basmış, hepimizin defterini düreceklermiş filan, hikayedir.
Boya alır, duvara yazarız.
Peçeteye yazarız.
Ağaçlara kazırız.
Kuşun kanadına yazarız.
*
Biz yazılarımızı aslında, zannedildiği gibi kağıda değil, milletin vicdanına yazarız.
*
(Dünkü özel sayımız dünya çapında ibrettir.
Yandaş gazeteler bedava dağıtılıyor, kimse almıyor.
Bomboş gazete verdik, parayla alındı, her zamankinden fazla satıldı.
Namusuyla yazan gazetenin, hiç yazmadan anlatabilme gücüdür bu.)
*
Biat etmeyeceğiz.
Boyun eğmeyeceğiz.
Diz çökmeyeceğiz.
Motorları maviliklere süremezsek…
Atımızı uçuruma süreriz.