MEDYA KÖŞESİ

Yılmaz Özdil'den 'Şehit Ağacı

Bir yanda saçının telini dünyaya değişmeyeceği evladı, bir yanda evladını vatan için toprağa vermiş baba... Utanır...

Yılmaz Özdil'den 'Şehit Ağacı
GAZETECİLER.COM - Yılmaz Özdil de işin içine "siyaset" ya da "ideoloji" karıştırmayınca döktürenlerden. Nitekim bugün de onu yapmış işte: Döktürmüş...
Hem de ne döktürmek...
Miting meydanlarında "soy - sop" kavgasının yapıldığı, bazılarının bir başka bazılarının kafataslarını mezurayla ölçmeye niyetlendiği ama buna rağmen demokrat(!)lığı da kimselere vermediği bir ülkede nefis bir yazı yazmış...
Öyle ki, "Türk olduğumdan utanıyorum" dediğimiz o kimi zamanlarda nasıl da haklı olduğumuzu anlatmış...
Bakın nasıl...

Soy sop

İşlerine geldiği zaman “Hepimiz Ermeniyiz” der bunlar, işlerine geldiği zaman “Bunun anası Ermeni” der...
Halbuki, ne hepimiz Ermeniyiz, ne de bir annenin Ermeni olmasıdır önemli.


*
Bakın, hazır “Soy önemli soyyy” diye bağırılırken, yaşanmış öykü anlatayım size.
*
Derviş Özer, tıp doktoru. Aynı zamanda, heykeltıraş. 90’lı yılların başı... Tatile giderken, Afyon’da mola verir. Çay bahçesine kalabalık bir grup insan gelir o sırada, üstleri başları perişan, alayı gariban, ağlamaktan gözleri şişmiş... “Hayrola?” der. Şehit cenazesi taşıyan köylülerdir.
*
O gün 3 yaşında olan ve ortalıkta neşeyle hoplayıp zıplayan kızına bakar, bir de köylülere... Bir yanda saçının telini dünyaya değişmeyeceği evladı, bir yanda evladını vatan için toprağa vermiş baba... Utanır...
“Bi şey yapmalıyım” der.
“Bu çocukları ölümsüzleştirmeliyim.”
*
“Şehit Ağacı” projesi hazırlar.

Özdil'in yazısının tamamını